Bereketli topraklardan kısa bir kesit
Tıpkı Orhan Kemal’in “Bereketli Topraklar Üzerinde” kitabında Adana’ya gelen Pehlivan Ali ve diğerleri gibi Nurhan’ın da yolu tekstil atölyesi ve tarım işçiliğinden geçiyor.
![Bereketli topraklardan kısa bir kesit](https://www.evrensel.net/upload/dosya/167738.jpg)
Görsel: Lidya Nada-Unsplash
Seren ELATAŞ
Adnan KARATAŞ
ADANA
Adana’da işçileşen gençlerin ilk durağı genellikle ya tekstil atölyeleridir ya da tarım işçiliğidir. Tıpkı Orhan Kemal’in “Bereketli Topraklar Üzerinde” kitabındaki Sivas’tan çıkıp Adana’ya gelen Pehlivan Ali ve diğerleri gibi Nurhan’ın da yolu tekstil atölyesi ve tarım işçiliğinden geçiyor.
TEKSTİLE GİDEN SÜREÇ
Nurhan 2019 yılında liseden mezun olduktan sonra Adana’nın Seyhan ilçesine bağlı Şakirpaşa Mahallesi’ndeki bir tekstil atölyesinde işe girip sigortasız olarak sömürü çarkındaki en keskin dişlilerin birinde yerini aldı. 12 yaşında babasını kaybeden Nurhan, 13 yaşından itibaren okul tatillerinde ve hafta sonları yol parasını çıkarabilmek için tarlaya gidip tarım işçiliği yaptığını belirtiyor. Çocuk yaşta babasını kaybeden Nurhan zaman zaman nefesi kesildiği için bir süre psikolojik tedavi gördüğünü söylüyor. Yaşadığı evin tek gelir kaynağı ise Nurhan’ın atölyede kazandığı haftalık 405 TL. Çalışmak zorunda kaldığı için Nurhan liseden sonra üniversite sınavı için kurs merkezine gidemediğini dile getiriyor. Pes etmeyip işten sonra “O yorgunlukla eve gidip gece yarılarına kadar çalıştım azim ettim” diyor. Aynı zamanda elde ettiği gelir ile ehliyetini aldığını söylüyor. Ardından Nurhan “O kadar çok hayalim var ki bazılarını unutmak zorunda kaldım” derken neden olarak da “Çünkü annem yaşlı ve ben ona bakmak zorundayım ömrümün sonuna kadar da bakarım” diyor.
PANDEMİ SÜRECİNDE TEKSTİLDEN TARIMA
Pandemi sürecinde ise çalıştığı iş yerinin 4 ay boyunca kapandığını ve bu süreçte tarım işçiliği yaptığını söyleyen Nurhan burada ise patronun yanı sıra kanını emen sivrisineklerin ısırdığı yerleri derisi parçalanıncaya kadar kaşıdığını anlatıyor. Bir yandan da her gün işe giderken sabaha karşı yağan çiğden dolayı her yeri ıslanıyor, hemen ardından Adana’ya doğru yol alan güneşin yakıcı sıcaklığından kavrularak işini yapmaya çalışıyor. Tarımda işçilik yaptığı süreçte patrondan parasını alamayan Nurhan, üniversite sınavı günü sınav merkezine gitmek için yol parası olmadığından dolayı komşulardan para istediğini belirtiyor. Nurhan’a parasını neden vermediklerini sorduğumuzda ise genelde mahsul kalktıktan sonra paranın verildiğini belirtiyor. Sınavın olduğu gün Nurhan’ın annesi ameliyat olmuş aklında sürekli annesi varmış. Ama her şeye rağmen sınava giren Nurhan istediği puanı aldığını gülen gözleri ile belirtiyor.
ÖZLEM DUYULAMAYAN GEÇMİŞE İNAT
Normalleşme sürecinin ardından atölyenin tekrar açıldığını söyleyen Nurhan geri tekstil atölyesine döndüğünü söylüyor, şimdi ise okulların açılmasını bekliyor. Hayatında birçok zorlukla karşılaştığını söyleyen Nurhan yeri geldiğinde yol parası olmadığı için çarşıdaki lisesinden mahallesine yürüdüğünü hiç de geçmişe özlem duymayan bakışları ile düşünüp söylüyor. Diğer taraftan akrabalarından yakınan Nurhan “Herkes kendi çıkarı peşinde; herkes benim çocuğum daha iyi olsun derdinde, kuzenlerimle resmen bir yarış halindeyiz” diyor. Kendisinin okumak zorunda olduğunu bundan vazgeçemeyeceğini vazgeçerse hayallerinden vazgeçeceğini söyleyen Nurhan artık tekstil atölyesinde ya da tarlalarda çalışmak istemediğini aktarıyor.
Evrensel'i Takip Et