Belirsizliklerle dolu uzaktan eğitim
YÖK’ün açıklaması farklı bir belirsizlik ortamı yaratıyor, virüs döneminde olası senaryoları değerlendirmediği için eğitim sistemi içerisinde öğrencileri, sürekli stres altında bırakıyor.
Görsel: Unplash
Bilgisayar Mühendisliği 3. Sınıf öğrencisi bir öğrenci ODTÜ’de geçen uzaktan eğitim sürecine dair düşüncelerini şu şekilde dile getirdi: “Hem kendi dönemimden hem de üst dönemlerimden arkadaşlarımla konuşup fikir alışverişi yaptıkça anladım ki online eğitim bize pek yaramadı. Sınavlarda çok şaşırtıcı, ODTÜ Bilgisayar Mühendisliği kalitesine yakışmayacak acemilikler deneyimlendi. Yüz yüze eğitimde bile sınavların ölçülülüğüne dair birçok şüphemiz varken online yapılan sınavlarda “chegg.com” gibi alternatif kopya çekme yöntemleri ve farklı teknolojiler kullanarak ortaklaşa çözme, kısaca kopyalaşarak yardımlaşma yöntemleri gözlendi.”
KOPYAYI ÖNLEMEK ADINA DERS İÇERİĞİNDEN UZAKLAŞILDI
“Herkesin ortalamasını ve akademik kariyerini bu denli önemsediği ve rekabetin uç safhada olduğu bir bölümde etik anlayışını perde arkasına itmesi işten bile değilmiş, bunu görmüş olduk. Çözüm yöntemi olarak, bazı derslerimizin sınavlarına hem okuması çok uzun sorular hem de hızlıca çözülmesi gereken zaman kısıtlamalı problemler koyulduğunu gözlemledik. Ancak kopya ve yardımlaşmayı önlemek için gidilen bu uygulamalar ise sınavı dersin içeriğinden saptırarak tıpkı üniversite sınavlarında olduğu gibi çok daha farklı bir boyuta taşıdı. Hem bölümüne hem okul yönetimine güveni kalmamış bir öğrenci olarak yeni dönem eğitimin “sınavlar okulda, dersler uzaktan” şeklinde yürümesi gerektiğine inanıyorum. Uzaktan anlatılan derslerin tekrar tekrar dinlenilebilmesinin daha verimli olduğunu gözlemledim. Herkes için farklı bir deneyim oldu. Uzaktan sınavın kesinlikle yapılmaması gerektiğini düşündüğüm için nasıl yapılmalı sorusunu yanıtlamak istemiyorum. Ancak ders anlatımı uzaktan yapılacağı takdirde yukarıda belirttiğim kişilik haklarına saldırı hususunda bir düzenleme getirilmesi gerektiğini düşünüyorum.”
BELİRSİZLİKLER ZİNCİRİ
Elektrik-Elektronik Mühendisliği’nden Baran ise; “Temelde asıl sorun, problemli geçen online eğitim sürecinde de tecrübe ettiğimiz gibi eğitimin online olup olmaması değil, süreç içerisinde sürekli değişen belirsizlikler zincirinde karar alınmaya çalışılıyor olunması. Bu noktada YÖK’ün bu açıklaması farklı bir belirsizlik ortamı yaratıyor, virüs döneminde olası senaryoları değerlendirmediği için eğitim sistemi içerisinde öğrencileri, sürekli stres altında bırakıyor. Virüsün önümüzdeki süreçte farklı boyutlara ulaşma ihtimalini de değerlendirecek olursak, eğitimin kesinlikle online olması ve üniversite yönetimlerinin buna yönelik çalışmalarını öğrencilerin cevaplarına en iyi şekilde cevap verecek şekilde yapılmasını uygun buluyorum. Nitekim bu adaptasyon dijital eğitim çağında önümüzdeki nesiller için de önemli bir sıçrama olacaktır. Globalleşen dünyada bilgi de ne kadar globalleşiyorsa eğitim ve teknik becerilerimizi de buna uygun şekilde geliştirmeye başlamamız gerekiyor.
HER ÖĞRENCİ İÇİN İMKANLAR OLUŞTURULMALI
Yüz yüze eğitim, öğrencilerin psikolojisi ve kaliteli aktif eğitim için önemli olduğu aşikâr. Süreç içerisinde Kovid-19 testlerinin çok önemli olduğunu biliyoruz. Yüz yüze eğitim tartışılacaksa eğitime katılan her öğrenci için test imkânı oluşturulmalı. Bu süreç içerisinde daha üniversite açılmadan taşıyıcı olan kişilerin belirlenmesi ve bu kişilerin önceden belirlenen yurtlarda durumlarını atlatana kadar bekletilmesi, kapılarda ve amfilerde öğrenci topluluklarından gönüllü ve değişimli olarak ateş kontrolünün düzenlenmesi, amfilerde ve sınavlarda limitin konulması ve öğrencilerin mağdur edilmeden öğretime devam ettirilmesinin sağlanması tartışılabilecek önlemlerden bazıları. Bu önlemler genişletilebilir olup en temel hususta rektörlerin süreci dikkate alması ve bu bağlamda üniversite kaynaklarının aktarılması büyük önem taşımaktadır. Tabii öğrenciler de süreç içerisinde organizasyonlarını bu çerçevede, üniversite sağlığını da koruyacak şekilde örgütleme konusunda ısrarcı olmalıdırlar” şeklinde düşüncelerini dile getirdi.
Makina Mühendisliği öğrencisi Ömer: “Üniversitede aldığımız eğitim noktasında düşüncem kesinlikle uzaktan devam etmesi gerektiği yönünde. Malum, okumuşundan okumamışına halkımız önlem almama konusunda ısrarla diretiyor, maske takmamaktan sosyal mesafeye uymamaya kadar pek çok tutumu sergiliyorlar. Bunlar göz önüne alındığında uzaktan Odtüclass üzerinden canlı derslerin devamı gayet iyi olacaktır, derslerin kaydının tutulması şartıyla tabi. Sınavlar açısından bölümümüzdeki hocalarımızın gaddarlığı göz önüne alınınca (Sınav süresini yarıya indirip soru zorluğunu tavan seviyeye çekmek gibi) sınavların yüz yüze yapılması çok daha mantıklı olacaktır, kamerasız olması tartışmasız tercihimdir. Çünkü o baskının üstüne bir de kamera stresi, başkalarının sesini duymak gibi durumlar düşünmemizi doğrudan etkileyen unsurlar. Sınavlar açısından kopyayı nasıl önleyecekler sorusu akıllara geliyor. Daha önceden bu sistemi deneyen biri olarak bırakın kopya çekmek ya da vermek soruları yetiştirmeye vakit kalmıyor, çünkü sınav süresi öğrenciler açısından yetersiz” diyerek sözlerine son verdi.