“Kriz virüsten daha korkutucu”
En büyük tedirginliğimiz virüs yerine ekonomik kaygılarımız.
Fotoğraf: Pexels
Genç bir Metal İşçisi
KAYSERİ
Ben Kayseri’de metal fabrikasında çalışan genç bir işçiyim. Salgın başladıktan kısa bir süre sonra çalışma günlerimizde değişiklikler oldu ve ayda 15 gün çalıştırıldık. Bu süreçte ise kısa çalışma ödeneği aldım. Tabii maaşımda ciddi oranda bir azalma yaşandı. Bununla birlikte maddi olarak zorlanmaya başladım. Borçlar, faturalar ve temel ihtiyaçlarımı karşılamakta büyük zorluk yaşadım. Bir süredir tam zamanlı çalışıyoruz fakat hala kısa süreli çalıştığım dönemden kalan borçlarımı hala ödeyip bitiremedim. Ben dâhil olmak üzere iş yerinde birçok işçi hastalığa yakalandığımız zaman işten olursak veya bir süre çalışmaz ve maaşlarımızda düşüş olursa borçlarımızı nasıl öderiz diye kaygılanıyoruz. Hastalığın sağlık açısından bize ve yakınlarımıza nasıl zarar vereceği konusu ikinci planda kalıyor.
HÜKÜMET İŞÇİLERE SAHİP ÇIKMIYOR
Yukarda anlattığım şeylerle mücadele ederken asıl kafamızdaki soru, medyada da “Salgında ikinci dalga” ile adlandırılan durum yaşanırsa bize ne olacak? Yeniden kısa süreli çalışırsak borçları, faturaları ve evin geçimini nasıl sağlayacağız? Bu soruları düşünmeden edemiyoruz. En önemlisi de bu sorularımıza ne iktidar nede patronlar cevap veremiyor. Yani öyle bir durum olduğunda halimiz yaman. Geçimimi sağlamak için alternatif neler yapabilirim diye düşünüyorum fakat bir şey bulamıyorum. Fabrikada çalışan işçilerin siyasi görüş ayırt etmeksizin büyük bir çoğunluğu, iktidarın olası kötü senaryonlar da işçilere sahip çıkılmayacağını ve tek başımıza kalacağımızı düşünüyor. Ekonominin kötü olduğu artan döviz ve altın fiyatlarından çok net okunuyor zaten. Bu meselede iş yerinde oldukça fazla tartışılıyor. Ekonomik durumuzun “buzdolabı satışları” üzerinden değerlendirilmesi ise çok karşılık bulmadı ve aksine tepti çekti diyebilirim. Sürecin nasıl devam edeceğini hiç bilmiyoruz ve üzücü olan şey bilmediğimiz bir duruma hazırlık yapamadığımız. En büyük tedirginliğimiz virüs yerine ekonomik kaygılarımız.