Ya yoksulluk ya salgın
Ben salgın sürecinin giderek işçiler için daha da zorlaşacağını düşünüyorum. Şartlar her gün daha da ağırlaşıyor. Her gün sırtımıza yüklenen bu ağırlıktan kurtulmamız gerekiyor.
Fotoğraf: Pixabay
İşsiz bir genç
KAYSERİ
Ben üniversite mezunu işçilik yapan bir gencim. Pandemi süreci başladığı andan itibaren, “iş yok, ekonomik kriz var” söylemi söylemleri ile baskı ve zorla ücretsiz izne çıkarıldım, sonucunda da işimi kaybettim. Bana sürecin başında, “ya ücretsiz izne çık ya da istifa et” diyerek salgını fırsata çevirdiler. Bu süreçte işsiz kalanlar için devletin maaş ödeyeceği söyleniyordu. 3 ay boyunca nakdi ücret desteği bekledim, gerekli yerlere gerekli başvuruları da yaptım fakat kuruş para alamadım. İŞ-KUR ile görüşmemde ücretin belirlenen zamanda yatacağını söylemişlerdi ancak para hiçbir zaman yatmadı. Bende başka bir iş aramak için mecbur gidip eski iş yerinden çıkışımı almak zorunda kaldım. Şu an ise yeni iş bulamıyorum. Görüştüğüm birçok yer krizin olduğunu ve eleman aramadıklarını söylüyorlar. Aslında Kayseri Organize Sanayi Bölgesi’nde bazı fabrikalar Kovid-19 testi pozitif çıkan işçilerin yerine alım yapıyor. Ancak ailem ile aynı evde yaşamam ve kronik rahatsızlıklarımı düşündüğümde büyük bir ikilimde kalıyorum. Ya doğrudan yoksullukla mücadele edeceğim ya da salgınla mücadele edeceğim. Fakat şöyle düşününce zaten işçiler her ikisi ile de mücadele ediyor. Biz işçiler böylesi bir yaşam mücadelesi verirken patronlar ise zenginliklerine zenginlik katma derdindeler. Ben salgın sürecinin giderek işçiler için daha da zorlaşacağını düşünüyorum. Şartlar her gün daha da ağırlaşıyor. Her gün sırtımıza yüklenen bu ağırlıktan kurtulmamız gerekiyor.
