20 Ağustos 2020 01:52
/
Güncelleme: 21 Ağustos 2020 05:34

Adalardaki mülteciler yokluk içinde hayatta kalmak için ne mümkünse yapıyor

Ercüment AKDENİZ
İstanbul

Pandemi ile birlikte dünyanın görünmezleri arasına giren, gözlerden ırak tutulan sığınmacı ve mültecilerin önemli bir bölümü Yunanistan adalarında yaşam mücadelesi veriyor. Bir süredir Midilli Adası’nda bulunan ve mülteci hakları alanında çalışmalar yapan Humboldt Üniversitesinden Akademisyen Dr. Begüm Başdaş, “Kanalizasyon gibi temel alt yapı sistemleri yok. İnsanlar saatlerce düzenli temizlik imkanı olmayan portatif tuvaletlerin önünde sıra bekliyor. Buna alternatif olarak sığınmacılar, çadırların aralarında sopalar ve plastiklerle kapadıkları yerlere çukur açarak kendi tuvaletlerini yapmışlar” diyor. Kamplarda bulunan mültecilerin sadece koronavirüsle değil tüberküloz gibi başkaca hastalıklarla da karşı karşıya kaldığına dikkat çeken Başdaş, durumun vahametini “Yokluk içinde hayatta kalmak için ne mümkünse yapıyorlar” diye anlatıyor.

-İsterseniz önce adalardaki sığınmacı ve mülteci nüfustan başlayalım. Şu anda sayılar ne durumda ve geldikleri ülkelere göre nüfus dağılımı ne oranda?

Yunanistan adalarında, hükümetin verdiği sayılara göre toplam 28 bin 446 mülteci ve sığınmacı bulunuyor. Beş hotspot adası (Midilli, Sakız, Susam, Kos ve Leros) arasında sığınmacıların en yoğun olarak bulundukları yer Midilli Adası. Moria kampında şu an kayıtlı olan 13 bin 290 sığınmacı var ama diğer kamplar ve barınma alanlarında yaşayanlarla toplam 15 bin 411 mülteci ve sığınmacı Midilli’de bulunuyor. Bu sayıları ada ve kamp koşullarını dikkate alarak değerlendirdiğimizde, çok ciddi bir yoğunluk söz konusu.

BMMYK verilerine göre de adalarda bulunan sığınmacıların yüzde 48’i Afganistan, yüzde 18’i Suriye, yüzde 6’sı Demokratik Kongo’dan ve diğerleri de birçok farklı yerlerden gelmiş. Adalarda bulunan sığınmacıların yüzde 31’i çocuk ve çoğu 12 yaşının altında. Refakatsiz çocukların da çoğu Afgan.

Geçen yazla karşılaştırdığımızda gelişlerde azalma var. Mesela BMMYK geçen hafta 78 kişinin adalara ulaştığını bildiriyor. Geçen sene aynı hafta bu sayı 1965 idi. Bu ciddi azalmanın en önemli nedeni Yunan sahil güvenlik ve diğer sınır muhafız güçlerinin gündüz gözüyle bile hukuksuz bir şekilde geri-itme uyguluyor olması.

Begüm Beşdaş

Begüm Başdaş

PANDEMİYE RAĞMEN YÜZLERCE İNSAN SOKAKTA YAŞIYOR

-Peki ya pandemi, Yunanistan adalarında bulunan sayı bu dönemde değişti mi?

Sayılar azaldı ama bu kamptakiler ya da kamptan gönderilenler için herhangi bir iyileşme sağlamadı. Ocak başında adalarda toplam 42 bin ve Moria’da 18 bin 698 sığınmacı bulunuyordu. Uzun zamandır adalardaki yoğunluğun azaltılması ve koşulların iyileştirilmesi için uluslararası bir baskı var. Yerel halktan da bazı gruplar adalardaki durumun acilen değişmesi için aylardır Atina’ya karşı toplantılar ve protesto eylemleri düzenliyor. Bu baskıları biraz olsun hafifletmek için herhangi bir planlama olmadan, insanları adalardan ana karaya sadece taşıdılar. 1 Haziran itibariyle mülteci statüsü tanınan kişileri de barınma merkezlerinden hiçbir alternatif sunmadan zorla çıkardıkları için, yaz başından beri artan korona vakalarına rağmen Atina meydanlarında yüzlerce insan sokakta yaşıyor. Bu çok detaylı başka bir problem.

Ayrıca Avrupa Komisyonu ile iş birliği içinde adalarda yaşayan refakatsiz çocukların kademeli olarak taşınması gündemde. Bugüne dek 200 kadar çocuk farklı Avrupa ülkelerine gönderildi. Başta Almanya olmak üzere hem refakatsiz çocukların hem de aileleri ile bazı hasta olan çocukların transfer edilmesi için çalışmalar çok yavaş da olsa devam ediyor.

MORİA’YI ANLATMAK İÇİN EN SIK KULLANILAN KELİME: ‘CEHENNEM’

Moria kampında yıkık dökük çadırlar

Moria Kampı - Ağustos 2020 | Fotoğraf: Begüm Başdaş

-Adalardaki kamplar sağlığa, temiz suya, temel besin maddelerine erişim ve hijyenik ortamın sağlanması bakımından koronavirüs salgını öncesinde de eleştiri konusuydu. Son gözlemleriniz ne oldu?

Moria, Vial ve Vathy gibi hotspot kampları yeterli altyapı ve yardım hizmetlerinin bulunmadığı, kapasitelerinin çok üstünde sığınmacının yaşadığı yerler. Barınma, temiz su, gıda, elektrik gibi temel ihtiyaçlardan sağlık hizmetlerine kadar her şey yetersiz. Moria’yı anlatmak için en sık kullanılan kelime “cehennem.” Bunu söylemek yeterli sanırım.

Eski bir askeri alan olan Moria yeterli olmadığı için yerleşim, çevresindeki zeytinlik alana yayılıyor yıllardır. Tabiri caizse, buralar hep tarla. Kanalizasyon gibi temel altyapı sistemleri yok. İnsanlar saatlerce düzenli temizlik imkanı olmayan portatif tuvaletlerin önünde sıra bekliyor. Buna alternatif olarak sığınmacılar, çadırların aralarında sopalar ve plastiklerle kapadıkları yerlere çukur açarak kendi tuvaletlerini yapmışlar. Plastik şişelere su ve sabun koyarak, el yıkamak için de iptidai bir sistem kurmuşlar. Ufak çocuklar nasıl el yıkadıklarını uygulamalı olarak gösteriyor gururla. Yokluk içinde hayatta kalmak için ne mümkünse yapıyorlar. Kamplardaki altyapının yetersizliği, yakın köylerde yaşayan yerel halkı da çok ciddi bir şekilde etkiliyor.

Covid-19 ile 22 Mart’ta kamplarda yaşayan sığınmacıların hareketlerine sınırlandırma getirildi ve bu yedinci kez 31 Ağustos’a kadar uzatıldı. Polisten izin alınan acil durumlar dışında, günde sadece 120 kişinin önceden başvuru yaparak kamptan doktor ve diğer sebeplerle şehre gitmesine izin veriliyor. Mayıs ayından itibaren kademeli olarak Yunanistan vatandaşları için yasakların kalkmasına ve ülkenin binlerce turisti karşılamasına rağmen, sığınmacıları gözden ve gönülden uzak tutmaya çalışıyorlar. Adada artan keyfi polis kontrolleri ile izinsiz yakalanan sığınmacılara çok büyük para cezaları uygulanıyor.

Aylardır kamptan çıkamayınca, içeride bazı değişiklikler olmuş. Sığınmacıların ufak tefek market malzemeleri sattıkları pazar sokağı gibi bir alan var. Yere kazılmış çukurlarda yanan ateşin üstünde pide yapıyorlar. Yanından geçerken bir an kampı saran o korkunç koku gidiyor ve her yeri buram buram pide kokusu sarıyor.

Moria kampından bir görünüm

Moria Kampı - Ağustos 2020 | Fotoğraf: Begüm Başdaş

TEK KARANTİNA MERKEZİ DE KAPATILDI

-Covid 19 testleri, salgını önleyici tedbirler ve tedavi açısından durum nedir? Klinik ve hastaneler süreci karşılayacak durumda mı? Bir de mültecilerin sağlığı için ek yatırım ve destek gündeme geldi mi?

Uluslararası Af Örgütünün yakın zamandaki raporunda da görüldüğü gibi, Yunanistan’ın ülke genelinde sağlık hizmetleri çok yetersiz. Adalarda ise durum vahim. Son günlerde Midilli’de yerel halk arasında Covid-19 vakalarında önemli bir artış var. Şu ana kadar Moria ve Karatepe kamplarında yaşayanlar arasında tespit edilen vaka yok. Fakat yakın zamanda Türkiye’den adaya gelen 28 sığınmacının testi pozitif çıktı. Adaya her ulaşan sığınmacıya test yapmıyorlar. Bu nedenle test yapılanlar arasında bildiğimiz sayı bu. Sakız Adası’nda ise kampta kalan dört sığınmacı ve bir kamp çalışanının testi pozitif çıktığı için o kamp tamamen dışarıya kapatıldı. Hükümetin salgın karşısında politikası sığınmacıları kapatmak. Avrupa Komisyonu, hotspot adalarında kapalı kampların yapılması için 130 milyon avro bütçeye onay verdi.

Adalara yeni ulaşan sığınmacıların bazıları çok uzun süre bazıları da iki hafta karantinada tutuluyor ama karantinadan kastedilen genellikle yerleşim alanlarından uzak olmak. Bu açıkta, ıssız bir varış noktasında uzun süre tutulmak anlamına da gelebiliyor. Adaya yeni gelenlerin maruz bırakıldıkları koşullarla ilgili yeterli bilgiye avukatlar bile ulaşamıyor.

Covid-19 öncesinde de Moria kampında yeterli sağlık hizmeti yoktu. Ada kamplarında sağlık taraması yapılmıyor. Pandemi ile birlikte Göç Bakanlığı hâlâ tam nasıl çalıştığını anlamadığımız bir klinik kurdu. Esas görev yine, hâlâ çalışma iznini koruyabilen STK’lere düştü. Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), Moria’nın hemen yanında Covid-19 karantina merkezi açmıştı. Burada test yapamıyorlardı ama korona şüphesi olanlara sağlık kontrolü ve karantina alanı sağlıyordu. Geçen haftalarda bu merkez, hükümetin STK’lere düzenli olarak uyguladığı tacizin bir örneği olarak zorla kapatıldı. Sığınmacıların her şey için uzun sıralara girdiği, izolasyon ya da fiziksel mesafeyi koruma imkanı olmayan kamp alanındaki tek karantina merkezi de kapatılmış oldu. Eğer Moria’da herhangi bir vaka olursa, salgını kontrol etmek mümkün olmayacak ve bu tüm kamu sağlığını etkileyecek. Midilli (aynı şekilde diğer adalar), Moria’da çıkabilecek bir salgınla mücadele edebilecek kapasiteye sahip değil.

Şunu da eklemek istiyorum. Covid-19 günümüzün konusu ama kampta şu an tüberküloz gibi başka hastalıklar çok daha ciddi bir sağlık riski oluşturuyor. Özellikle çocuklar, havadaki kokudan ve düzenli toplanmayan çöplerden dolayı solunum yolu rahatsızlıkları ve cilt hastalıkları yaşıyor. Sağlığa daha kapsamlı da bakmamız gerek. Moria’da geçen seneden beri sağlık çalışanlarının altını çizdiği durum, sığınmacıların ruhsal sağlıklarının çok kötüleşmiş olması. Zaten çok katmanlı travmaları yüklenerek gelmiş olan sığınmacıların, Moria koşullarında yaşamak, belirsizlik içinde yıllarca beklemek, sınır dışı edilme korkusu ve kampta artan şiddet olayları yüzünden durumları sürekli kötüleşiyor. Ruhsal sağlık hizmetlerine erişim salgından önce çok azdı. Artık yok denebilir.

Moria kampından bir görünüm

Moria Kampı - Ağustos 2020 | Fotoğraf: Begüm Başdaş

‘AVRUPA BU SINAVDA BÜTÜNLEMEDEN BİLE KALDI’

-Pandemi sürecinde adalardaki kamplara bakıldığında, Avrupa ve dünya, mülteci politikaları bakımından nasıl bir sınav veriyor? Acil alınması gereken tedbirler sizce neler?

Yunanistan’ın herkese tek tek test yapmasının ekonomik olarak mümkün olmadığı söyleniyor. Aslında finansal kaynaklar var ama bunlar sığınmacıları korumak için değil, onları sınır dışında tutmak için kullanılıyor. Frontex şu an Avrupa’nın en büyük bütçeli kurumlarından biri.

Daha pandeminin en başında, Avrupa’nın bu sınavda bütünlemeden bile kaldığını yazmıştım. Avrupa dışsallaştırma politikalarına son vererek, ortak bir sığınma politikası ve sorumluluk paylaşımı ile mülteci ve sığınmacıların korunmasını öncelik haline getirmek zorunda. Hem AB hem de Yunanistan, sığınmacıları tüm haklarından mahrum bırakıp, kapalı kamplara sıkıştırarak herkesin geleceğini riske atıyor.

-Gözlem ve değerlendirmelerinizi bizimle paylaştığınız için teşekkür ederiz.

Evrensel'i Takip Et