21 Ağustos 2020 00:35

Esenyurt'tan işçiler: Bu süreci saraylarda atlatmak elbette kolay

AKP İktidarı ülkenin ekonomik durumuna ilişkin pembe tablo çizerken, işçiler yaşamlarının gittikçe zorlaştığını söylüyor.

Arşiv | Fotoğraf: Pexels

İŞÇİ-SENDİKA EKONOMİ

Paylaş

Eren ERGİNE
İstanbul

Liranın dolar, avro ve altın karşısında her geçen gün değer kaybetmesiyle birlikte ülkenin ekonomik durumu ve işçilerin geçim derdi gündemden düşmüyor. AKP İktidarı tarafından yapılan açıklamalarda buzdolabı satışları örneği verilip pembe bir tablo çizilirken, İstanbul Esenyurt’ta görüştüğümüz işçiler yaşamlarından örnekler vererek her geçen gün şartların daha da ağırlaştığını söylüyor: Süreci saraylarda konaklarda atlatmak kolay, bir de bizim yaşamımıza bakın!

Pandemi süreciyle birlikte yaşam koşullarının daha da zorlaştığını belirten bir ambalaj işçisi, “Bazen 3 günlük yemeği yiyoruz. İşsiz kaldığın gün aç kaldığın gündür. İzin günlerimizde bile ailemizle dışarı çıkamıyoruz, çocuklarımızı parka götüremiyoruz bir şey isterler korkusuyla. Ekonomik sıkıntılardan dolayı aileler dağılıyor, intihar vakaları, boşanmalar daha fazla yaşanır oldu. İşçilerin birlik olmaktan başka çaresi yok, şu an korkuyla yönetiyorlar ama bu böyle gitmez” dedi.

"BUZDOLABI İLAÇLARLA DOLU"

Hükümetin “Diğer ülkelere göre pandemi sürecini kolay atlattık” yönündeki açıklamalarına tepki gösteren başka bir ambalaj işçisi de şunları söyledi: Saraylarda, konaklarda bu süreci atlatmak çok kolay, gelin bir de işçilerin yaşamlarına bakın. Buzdolabı satışını örnek veriyorlar. Herkesin evinde buzdolabı var ama içinde et yok, meyve yok, sağlıksız koşullarda büyüyen çocuklarımızın ilaçları var. Biz dolabı dolduramazken onlar evlerine mini market kuruyor.

"BUZDOLABI DOLU OLSA EK İŞ YAPMAM"

Günde 10 saat çalışan tekstil işçisi Alican ise haftalık mesai saatlerini tamamladıktan sonra başka bir tekstil atölyesinde cuma, cumartesi ve pazar günleri ek iş yaptığını söylüyor.

“Buzdolabım dolu olsa ek iş yapmam" diyen Alican şöyle devam ediyor: Ekonominin iyi olmadığını AKP’ye oy verenler de görüyor, yaşıyor. Pandemi sürecinde kısa çalışma ödeneğinden yararlanan işçiler bu süreci borçlanarak atlatmaya çalışıyor. Kimisi annesinin emekli maaşını aldı, kimine ailesi yardım etti. Çoğu ise kredi çekerek nefes almaya çalıştı ama asıl sıkıntı önümüzdeki aylarda başlayacak. Toplu işten çıkarmalar o zaman başlayacak.

İŞSİZLİK KORKUSUYLA HASTALIĞI GİZLİYORLAR

Kovid-19 salgınının başlamasının ardından işçilerde işten atılma korkusunun arttığını, bu nedenle hasta olsalar bile işçilerin fabrikaya geldiğini belirten Alican “Bizim fabrikada yok ama çevremizden duyuyoruz, testi pozitif çıkmış, işten atılmamak için sonucunu saklayıp işe devam eden işçiler var. Buna mecbur bırakılıyorlar. Devlet garantisi yok, iş garantisi yok, işten atılma korkusu her şeyin önüne geçiyor, kaygıyla çalışıyoruz. Yarın işe devam edip etmeyeceğimiz belli değil. Çalıştığımız yerlerde işçiler arasında rekabet arttı, iş tanımı ortadan kalktı. Ben kesimciyim ama iş yok diye ütü yapıyorum, dikime geçiyorum” dedi.

Ekonominin işçiler için iyiye gitmediğini de dile getiren Alican, Ekonomi Bakanı Berat Albayrak’ın dolar açıklamasının işçiler arasında şaka konusu olduğunu anlattı: Ağlanacak halimize güler duruma geldik. Artık birbirimize 'Senin doların var mı?' diye sesleniyoruz. Yapılan açıklamaya akıl erdiremiyoruz ama bir yandan da bizim de düşünmemiz gerekiyor, 'Biz ne yapıyoruz, ne yapacağız?' diye.

"GEÇİNEMİYORUZ"

Deri İşçisi Ahmet ise “Ekonomi madem iyiye gidiyor işçiler neden işten atılıp ücretsiz izne gönderiliyor” diye sormaktan kendini alıkoyamıyor.

Ekonomi Bakanının “Maaşınızı dolarla mı alıyorsunuz?” sözünü hatırlatan deri işçisi, “Dolarla almıyoruz ama meyve, sebze fiyatları artıyor, bununla doğrudan alakalı. Maaşımız eridi, geçen sene 1 cumhuriyet altını aldığım parayla bu sene alamıyorum” dedi.

Hükümetin halkın ekonomisini düşünmediğini belirten Ahmet, “Halk umurlarında değil, 2 çocuk okutuyorum, evim kira değil ama geçinemiyorum. Senede bir kez et giriyor eve, onu da Şener Şen misali gıdım gıdım yemeklere katıyoruz. 20 yıllık evliyim, geçinemediğimiz için 20 yıl sonra eşim fabrikada çalışmaya başladı. Siz düşünün gerisini” diye konuştu.