ODTÜ öğrencileri yazdı: Eğitimdeki belirsizlik problemlere yol açıyor
ODTÜ Mühendislik Fakültesi öğrencileri Evrensel'e gönderdiği mektuplarla, pandemi sürecinde uzaktan ve yüz yüze eğitimle ilgili sorunlarını paylaştı.
Fotoğraf: Evrensel
ODTÜ Mühendislik Fakültesi öğrencileri Evrensel'e gönderdiği mektuplarla, pandemi sürecinde uzaktan ve yüz yüze eğitimle ilgili sorunlarını paylaştı. Yüz yüze eğitim olduğunda dahi bazı öğrencilere uzaktan eğitim hakkı tanınmasını isteyen öğrenciler, salgına karşı tüm kampüste hijyen ve fiziksel mesafeye için büyük sınıfların tercih edilmesini ve daha çok bölüm açılmasını talep etti.
"HERKESE UZAKTAN EĞİTİM İMKANI SUNULMALI"
Makina Mühendisliği Öğrencisi Ali:
Bence eğitimin gidişatı karma bir şekilde devam etmeli. İki seçenek arasında fırsat eşitliği sağlanmak şartıyla hem online hem de yüz yüze eğitim verilebilir. Bu yaklaşım kampüsteki ve yurtlardaki öğrenci sayısını da azaltacağından alınan önlemlerin etkisini artıracaktır.Bu hususta nasıl bir karar verileceği kadar kararın ne zaman verileceği de önemli. Mevcut belirsizlik birçok arkadaşımız için problemlere yol açıyor; kira kontratı biten ya da eve çıkmayı düşünen arkadaşlarımız bu belirsizlikten muzdarip ve alınacak kararı bekliyor.
Uzaktan eğitim olması durumunda ders materyalleri ve ders işleme metotları belirli standartlara bağlı olmalı. Geride bıraktığımız dönemde de görüldüğü gibi, her ders ve bölüm ne yazık ki uzaktan eğitim sürecinde aynı verimi alamadı. Bunun sebeplerinden birinin sunulan imkanların (canlı ders, ders materyali, notlandırma şekli) denk olmamasına bağlıyorum.Yüz yüze eğitim olması durumunda da herkese uzaktan eğitim imkanının sunulması gerektiğini düşünüyorum. Kronik hastalıkları olan ve almakta olduğu tedavi (kemoterapi gibi) sebebiyle bağışıklık sistemi baskılanmış arkadaşlarımızın sağlığı için böyle bir imkan kesinlikle sunulmalı. Bu seçenek sadece öğrencilere değil, akademik personele de sunulmalı. Yaşları ya da sağlık sorunları nedeniyle uzaktan eğitimi tercih edecek hocalarımız olabilir. Geçtiğimiz günlerde Kovid-19 sebebiyle kaybettiğimiz kıymetli Hoca’mız Osman Sevaioğlu hatırımızda.
Yurtların durumu da oldukça önemli olmakla birlikte çözüm üretilmesi en zor konu da bu. Aslında bu noktada alınabilecek en iyi önlem öğrenci sayısını azaltmak ancak halihazırda yurtların kapasitesi okulun ihtiyacını karşılayamıyor. Hal böyleyken odalar içerisinde herhangi bir sosyal mesafeden bahsetmek ne yazık ki mümkün değil. Bu durumda yurt içinde periyodik sağlık taramaları (En basit örneğiyle ateş ölçümü) yapılabilir, hastalanan öğrenci ve arkadaşları nispeten erken tespit edilerek karantinaya alınabilir. Yine de bu hususta etkili bir önlem almanın çok zor olduğunu düşünüyorum.
"ONLINE EĞİTİM HİÇBİR ŞEY ÖĞRETMEDİ"
Uzay ve Havacılık Mühendisliği 3. Sınıf Öğrencisi Erdi:
Üniversite eğitimi hakkında düşüncemi belirtmeden önce ben online eğitim döneminde aile evine dönmüş öğrencilerdenim. Ailem ve okulum aynı şehirde değil. Online eğitimde kalabalık bir ailede yaşadığım ve kendi odam olmadığı için çok sıkıntılar yaşadım. Bu yüzden online eğitim destekçisi değilim. Ancak 5 aylık pandemi sürecinde yaşadığımız ekonomik sıkıntılardan ötürü ve dönemin online olacağını varsayarak Ankara’daki öğrenci evimizi kapattık. Yani dönem online olursa aile evinde yaşadığım sıkıntılara devam edeceğim, yüz yüze olursa tekrar Ankara’da yeni bir öğrenci evi açmak durumunda kalacağım. Artık bu saatten sonra her türlü mağdurum.
Online eğitim bana ve benimle aynı bölümde olan arkadaşlarıma hiçbir şey öğretmedi. Çoğu hocamız online ders yapmadı sadece ders notu gönderdi ve normal dönemden daha katı harf notları verdiler. “Strictly Catalog” dediğimiz olayı bile uyguladılar. Üniversitelere farklı şehirlerden birçok insan geleceği için, gerekli temizliğin sağlanamayacağını düşündüğüm için ve artık içinde bulunduğum durumdan ötürü kötünün iyisi olan online devam etmesini tercih ediyorum ancak hepimizin yaşadığı pandemi sürecinden ötürü hocalarımızın daha anlayışlı olmalarını umuyorum.
Uzaktan eğitim devam ettiği senaryoda canlı yayın dersler olsa bile videoları çekilip öğrencilerle paylaşılmalı, hocalar eğer canlı ders yapmıyorsa sadece not atıyorsa notlandırmada ve sınavlarda daha uygun sorular sormalı çünkü hiçbir şey öğrenmeden sınava giriyoruz. Kopya, yardımlaşma ve academic dishonesty’i engellemek için online quiz yerine çok sayıda take-home ödev verilip kopya çekenler ödevler aracılığıyla tespit edilmeli. Sınavlarda herkes aynı şartlarda olmadığı için (kamera, bilgisayar, yaşanılan ortam vs.) daha bol süre verilmeli. Süre bol verilmeyecekse bile puan kırma karşılığı late submission (geç yükleme) serbest olmalı. Kendi yarı-dönem online eğitimimden tecrübe ettiklerim bunlardır.
Yüz yüze olacağı senaryoda ise en önemli şey temizlik ve sosyal mesafe olacağı için büyük sınıflar tercih edilmeli daha çok bölüm açılmalı, kalabalık bölümlere yüzlerce öğrenci doldurulmamalı, kampüsün ortak alanlarında düzenli dezenfekte çalışmaları yapılmalı, yurtlarda kalacak arkadaşlarımız yurtlara yerleşmeden önce ateş vb. kontroller yapılmalı bunlara ek ve son olarak AVM kapılarında olduğu gibi üniversite kapılarında da ateş ölçen sağlık görevlileri olmalı. Çok zor ve disiplin gerektiren bir süreç olacağı için hem öğrencileri hem kampüs çalışanlarını bilinçlendirme çalışmaları yapılmalı.
"BAZI DERSLER ONLINE, BAZI DERSLER YÜZ YÜZE OLABİLİR"
ODTÜ Endüstri Mühendisliği Öğrencisi Doğucan:
Okuduğum bölüm açısından interaktif eğitim önemli. Yazılım lisansları sadece okul içinde geçerli, okul dışında kullanılmıyor. Lisanslar bir öğrenci için çok pahalı. Yüz yüze eğitim bu durumu önleyeceğinden eğitimin bu şekilde olması iyi olur ama vaka sayılarının çok yüksek olması, açıklanan rakamların şaibeli olması yüz yüze eğitim açısından büyük riskler taşıyor. ODTÜ’nün de yüz yüze eğitimi kaldıracak altyapısı olduğunu düşünmüyorum. Bir metre mesafeyi amfilerde sağlayamayız, zaten kampüs yapısı gereği ODTÜ, öğrencilerin çok temas halinde olduğu bir yer. Bazı dersler online, bazı dersler yüz yüze olursa olabilir. Okul yönetimi, derse girenlerin sayısını ortalama 200’den 30’a düşürebilmeli.