21 Ağustos 2020 00:28

Diyarbakır’daki sosyal deney: Çocuğun güvenliği ciddi derecede tehlikeye sokuldu

Diyarbakır'da çocuklarla yapılan "sosyal deneyi", kentte faaliyet yürüten Rengarenk Umutlar Derneğinin Genel Koordinatörü Yeter Erel Tuma Evrensel’e değerlendirdi.

Görsel: Burak Tutal ve Mert Karakaş'ın YouTube videosundan alınan ekran alıntısıdır

Paylaş

İnanç YILDIZ
Diyarbakır

Diyarbakır’da iki YouTuber, aç ve sokakta kaldıklarını söylediği çocuk çalışanlardan yardım isteyerek yaptığı sosyal deneyi, kentte faaliyet yürüten Rengarenk Umutlar Derneğinin Genel Koordinatörü Yeter Erel Tuma Evrensel’e değerlendirdi. Bu tür deneyleri yapanların bilimsel eğitim sürecine girmesi gerektiğini belirten Tuma, görüntülerin ise aileleri dışında kimseyle paylaşılmaması gerektiğini söyledi. Tuma, aile içi şiddete neden olabileceği gibi çocuğun güvenliğini ciddi derecede tehlikeye sokulduğunu belirtti.  Tuma "Bu video maalesef ki büyük olasılıkla çocuklar tarafından da izlendi ve çocuklarda şöyle bir mesaj oluştu ‘Yardım talebinde bulunan birine yardım edersem sonucunda güzel bir hediye alabilirim’ bu durum da çocuğun güvenliğini ciddi derecede tehlikeye sokmaktadır. Kötü niyetli insanlara karşı gelebilme dürtüsünü zayıflatmakta ve insani bir durumu çıkar ilişkisine dönüştürmektedir” dedi.

BİLİMSEL EĞİTİM SÜRECİNDEN GEÇİLMELİ

Burada öncelikli olarak sorulması gereken birkaç soru olduğunu belirten Tuma, “Birincisi; bir anda gündemimize düşen bu videonun gerçek bir sosyal deney olup olmadığıdır. Sosyal deneyler bilimsel bir yöntemdir ve uygulayıcıların belli bir donanıma sahip olması bilimsel bir eğitim sürecinden geçmiş olması gerekmektedir. Söz konusu videoyu çeken YouTuberlerin bu donanıma sahip olduğunu ve bunun gerçek bir bilimsel sosyal deney olduğunu varsayarsak, ikinci soru; bu sosyal deneyin amacı nedir olmalı. Ve yine varsayalım ki bilimsel bir amacı olan, kurgulanmış bir araştırma yöntemidir. İşte şimdi asıl soru sorulmalı; çocuklar bilimsel/sosyal deneylerde denek olarak kullanılabilir mi? Bu durum çocuğun hayatına nasıl etki eder?​” diye sordu.

"HİÇBİR KOŞULDA ARAÇSALLAŞTIRILMAMALI"

Çocukların hiçbir koşulda araçsallaştırılmasını doğru bulmadığını dile getiren Tuma, “Ancak kabul etmek gerekir ki bazı bilimsel çalışmalarda özellikle çocukların davranışları ile ilgili yapılan bilimsel bir araştırmada çocuklara ihtiyaç duyulabilir. Fakat bu çalışmaların çocuk hakları perspektifinde etik kurallar çerçevesinde yapılması, çocuğun ailenin onayının alınması, görüntülerin uygulayıcılar, aileler dışında kimse ile paylaşılmaması gerekir. Dikkat edilmesi gereken mesele çocuğun güvenliği ve üstün yararı olmalıdır” dedi. 

İzlenilen videonun bir sosyal deney olmadığı gibi bilimsel bir dayanağının da olmadığının aşikar olduğunu belirten Tuma, “Son zamanlarda artan ‘Sosyal deney’ adı altında çekilen ve sosyal medyaya servis edilen videolar gençlerin popüler olmak ve sosyal-sanal statü elde etmek için yaptığı ve genellikle insanların duygularına hitap ederek daha çok izlenebilmeyi amaçlayan tehlikeli yayınlardır. Ve maalesef izlediğimiz videoda  bu amaçlara ulaşabilmek için  harcanan kişiler Kürt çocukları olmuştur” dedi. 

TEHLİKELİ KONULAR

Asıl meselenin çocuk işçiliği, hak ihlalleri ve uzaktan eğitim döneminde yaşanılan fırsat eşitsizliği olduğu yönünde epey yorumların yapıldığını ifade eden Tuma, hepsine tek tek katıldıklarını belirterek, şu konulara dikkat çekti: “Tabii ki çocuğun güvenliği ciddi derecede tehlikeye girmiştir. Çocukların yüzlerinin ve kişisel bilgilerinin paylaşılması çocukları kötü niyetli insanların hedefi yapmıştır. Bununla beraber çocuğun aile içi şiddete de maruz kalma ihtimali çok yüksektir. ‘Hediyeyi neden kabul ettin, ben sana demedim mi tanımadığın insanlarla konuşma, bizi rezil ettin, şimdi herkes bize çocuğunuzu neden çalıştırıyorsunuz diyecek’ gibi söylemlerle çocuğun aile içi şiddete maruz bırakılmasına sebebiyet verilmiş olabilir. Öte yandan bu video maalesef ki büyük olasılıkla çocuklar tarafından da izlendi ve çocuklarda şöyle bir mesaj oluştu ‘Yardım talebinde bulunan birine yardım edersem sonucunda güzel bir hediye alabilirim’ bu durum da çocuğun güvenliğini ciddi derecede tehlikeye sokmaktadır. Kötü niyetli insanlara karşı gelebilme dürtüsünü zayıflatmakta ve insani bir durumu çıkar ilişkisine dönüştürmektedir.”

ÖNCEKİ HABER

Sezgin Tanrıkulu: 12 Eylül'de bile böyle bir duvar yoktu karşımızda

SONRAKİ HABER

Fındıklı'da kadınlara bıçak çeken şahıs karakola sığındı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa