Karadeniz’de bulunan doğal gaz rezervi neyi kurtarır?
Karadeniz'de bulunan doğal gaz rezervinin ekonomik değerinden çok siyasi değeri önemli; AKP’den ve sistemden kopmakta olanları ‘eve’ döndürmesi beklenen bir malzeme.
Fotoğarf: /Murat Cetinmuhurdar/AA
Nuray SANCAR
Cumhurbaşkanının müjdesi aslında iki gündür enine boyuna tartışılıyor. Böylece, açıklamanın yapılacağı anda televizyon ekranlarına kilitlenenlerin sayısı da Dolmabahçe’deki ritüelin etkisi de katlanmış oldu ve ama açıklama malumun ilamından fazlası değildi.
Karadeniz’de bulunan rezerv şu anda hem ekonomik hem de siyasi bir krizin altından kalkmaya çalışan iktidar için bir sevinç kaynağı ve bu sevince bütün milletin ortak olması bekleniyor.
Bugün yandaş gazetenin manşetine ‘köşe olduk” biçiminde yansıyan mesaj, Erdoğan’ın ‘yerli milli imkanlarla hareket ederek’ keşfettik dediği doğal gaz kaynağında herkesin paylaşacağı bir zenginlik olduğu yönünde. Türkiye’nin aynı zamanda enerji işleriyle de uğraşan, her taşın altındaki üç beş yandaş şirketini zenginleştiren ekonomik hamlelere cümleten sevinme ayininin tekrarlanabileceği umudu, bu yokluk ve sıkışmışlık zamanında iktidarın sarıldığı bir can simidi. Ama ne gitmediği köprüler ne uğramadığı havaalanları ne yollar, köprüler işinde gücünde emekçileri zenginleştirebildi şimdiye kadar. Devlet HES, JES şirketlerine kasadan milyon milyon aktarırken işsizlerin sayısı arttı, enflasyon ücretleri ezdi; yoksulların hayatında hiçbir değişiklik olmadı. Ekonomik olarak oldukça kötü bir tablo var ve ancak birkaç yıl sonra sonuç alınabilecek bir rezervin müjdesiyle halkın avunması bekleniyor.
Sadece bu değil; bu buluşun, keşfin her şeyinden yararlanmak arzusunda iktidar.
Müjdenin açıklanması sırasında, Karadeniz’deki rezervin Doğu Akdeniz’deki başarısız serüvenle ilişkisini boşuna kurmadı Erdoğan. Libya’daki sorunun petrol paylaşım meselesi olduğunu söylerken, Doğu Akdeniz’e önceden yerleşmiş paylaşımcı sondajcı güçlerin arasına sızamayan Türkiye’nin durumunu nihayet ‘petrol onlarda insanlık bizde kalsın’ diye özetlerken ve geçerken Yunanistan’a da şöyle bir laf ederken de Karadeniz ile Akdeniz arasındaki su yollarında egemenlik kurma hevesinin moral bozan akıbetine işaret etmiş oldu. Bulunan rezerv bozuk dış ilişkiler ve başarısız diplomasi için de deva niyetine.
Öyle ki Akdeniz’deki başarısızlıkların kuşkulu kıldığı Kanal İstanbul’u gerektiren yeni bir mazeret sayılacak bu doğal gaz rezervi; üzerinden bir şeyin taşınmadığı su yolunun anlamsızlığını ortadan kaldıran bir durum.
Bu müjdenin şöyle bir önemi de var. Bir yandan halkın önüne aşılması çok zor, yüzde 50 artı 1 gibi bir temsil barajı koyarak diğer yandan her türlü seçim yolsuzluklarını yaparak ‘kendiliğinden gitmezler, gitmemek için ellerinden geleni yaparlar’ umutsuzluğunu körükleyen tek adam rejiminin kendisi için de sosyal bir tehlike yaratabilecek bu duruma karşı en büyük malzemesi, yarın seçim olacakmış havası yaratmak görünüyor. Seçim muhabbetinin köpürdükçe köpürmesi için de elinden geleni yapıyor. Doların ve altının uçtuğu, liranın adım adım göçtüğü koşullarda ekonomik çıkışsızlığı telafi etmek içinse, bulunan rezerv tünelin sonundaki ışık kıymetinde. Bunun ekonomik değerinden çok siyasi değeri önemli bu bakımdan; AKP’den ve sistemden kopmakta olanları ‘eve’ döndürmesi beklenen bir malzeme.
Müjdenin kodları bu yüzden son derece politik düzenlenmiş.
Yerli milli doğal gazın kullanıma girmesi hedefinin 2023 olduğunun ilan edilmesi de ulusal gururu bu hükümet zamanında epey yara almış yurttaşlara enerjide dışa bağımlılıktan kurtulduk haberi de bu kapsamda. Biden tartışmasını da arada temize çeken, her derde deva doğal gaz.
Fakat bir rahat bıraksalar da yurttaş sevinebilse!