18 Kasım 2012 12:52
Onur Aydın

Tartışmada üslup ve olgunluk seviyesine dair sorunlar her dönem sol, sosyalist ve devrimci örgütler arasında yapılan eleştirilerde karşımıza çıkmıştır. YÖK eylemleri döneminde yapılan eleştirilerde de bunu görmek mümkün. Emek Gençliği’nin YÖK’ün yeniden yapılandırılması sürecinde dönemin ihtiyaçlarını gözeterek eylemliklerin nasıl ve hangi karakterde olması gerektiğine dair MYK üyemiz Kayhan Geyik’in yazdığı ‘Birleşerek Böldüler’ başlıklı yazı, yeri geldi ‘hazımsızlıkla’ yeri geldi ‘tırnaklarımızı bu eylemler karşısında yediğimiz’ tespitiyle biraz ukala biraz da çocukça bir tarzda eleştirildi. Gerek Öğrenci Kolektifleri gerekse TKP tarafından yapılan ‘eleştirilerde’ anlaşılan o ki, açmak istediğimiz tartışma anlaşılmamış ya da bu eleştirileri yapanlar tarafından anlamak istenmemiştir.
İki örgütün de (Öğrenci Kolektifleri ve TKP) karaladıkları yazılarda ‘biz yapıyoruz gelmek isteyen gelsin’ anlayışının hâlâ inatla savunulması, örgüt karakterlerinin ve gençlik mücadelesine bakışlarını tüm gençliğe göstermesi açısından önemli olmuştur. Bu örgütlerin ‘öncü’ güçler olarak kendilerini ifade etmesi, milyonlarca öğrencinin söz hakkının kendilerine ait olduğu sonucu, birçok paragrafta gözükmektedir. Kolektifler “isteyen istediği yerden dâhil olabilir” demiş. Üst bir slogan belirlemiş arkadaşlar. Ve bu çerçevede herkesin gelip katılabileceği bir eylem olduğunu dile getirmişler. Ve suçlamışlar Emek Gençliği’ni ve Kayhan Geyik’i. Sebebi ise oldukça tuhaf. İstanbul HDK Gençlik Meclisine yapılan çağrı Emek Gençliği’ne ve HDK içinde bulunan tüm örgütlere bir çağrıymış. Açıkçası HDK ve Emek Gençliği’nin ayrı ve birbirine eşitlenmeyecek kurumlar olduğunun farkında değil sanırım bu örgütler. Eğer öyle olsaydı hem Genç-Sen’in içinde hem de HDK Gençlik Meclisi içinde çalışma yürüten örgütlerin aldığı kararlar iki kurumu da bağlamış olurdu. Ama öyle olmamıştır. HDK Gençlik Meclisinin katıldığı toplantıda tüm örgütlere çağrı yapın talebimiz anlaşılmamış, aksine anlaşılıp uygulanmamıştır. Aynı tutum DYG’ye (Demokratik Yurtsever Geçlik) de uygulanmıştır. Okullarda HDK Gençlik Meclisine sırtını dayadığını söyleyen çok bilmişler, örgütlenme karakterlerini ortaya koymuşlar. Bilinmelidir ki Emek Gençliği bulunduğu tüm alanlarda HDK Gençlik Meclisi çalışmalarını yürütürken kendi öz çalışmasını da yürütmektedir. HDK Gençlik Meclislerine bakışımız nereden ne koparırım mantığında değil, mücadeleyi nerede nasıl yükseltiriz mantığındadır. Tıpkı TKP’li arkadaşın Emek Gençliği’nden alıntı yaptığı cümle gibi. Ne diyormuşuz biz “Ya şöyle olsaydı. Tüm örgütlere, öğrenci derneklerine vs. bir çağrı yapılsaydı. Ortak talepler etrafında bir eylem örgütleme kararı alınsaydı. Sadece 6 Kasım değil, önce ve sonrasında çeşitli etkinliklerle YÖK tartışmaya açılsaydı, birlikte belirlenen bir tarihte eylem organize edilseydi ve bu eyleme akademisyeni, öğrenciler ve çalışanlarıyla, oda oda, amfi amfi dolaşarak, tartışarak çağrı yapsaydık vs” Bu paragrafı yazıda görünce çok şaşırdım. Arkadaş alıntı yapmış! Bir de belirtme gereği duymuş, kimse anlayamaz diye. Emek Gençliği’nin her soruna karşı söylediği çözüm yolunun bu olduğunu söylemiş. Ne güzel de anlaşılmış gençlik mücadelesine bakışımız.
Nicelik ve niteliğin bizim açımızdan önemli olmadığını söylemiş arkadaşlar. 9 Kasımın da kapsayıcılığından bahsetmişler. Bir metin hazırlayıp yukarıda Kayhan arkadaşımızın yazısından yapılan alıntıda kapsayıcılığın nasıl olması gerektiğini belirtmişsiniz. Peki bu çelişki değil midir? Bir örgüte nasıl çamur atarım heyecanıyla yanıp tutuşanlar bari kendi kaleme aldıkları yazılarda bu hataya düşmesinler.
Gelelim TKP’li Erdem Tüfekçi’nin sorduğu soruya. Emek Gençliği ne yapmak istiyor? Aslında cevap Tüfekçi’nin yazısında alıntılarla belirtilmiş. Arkadaşların deyimiyle hazımsızlık ya da çekememezlik gibi bir durumdan da bahsedilmiş. Bu hazımsızlık değil, mücadelenin yükselmesi açısından yapılan bir eleştiridir. Dostça bir eleştiridir, düşmanca değil. Derdimiz gençliğin karşısına konulan karanlığa karşı birlikte ışık tutmaksa, bunu birlikte yapmak zorundayız. Ama dert bu değilse ‘biz yapıyoruz, gelmek isteyen gelsin’ mantığını sürdürmeye devam edin.

*Emek Gençliği MYK Üyesi

Evrensel'i Takip Et