Sezgin Tanrıkulu'dan "Uluslararası Zorla Kaybedilenler Günü" raporu
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, 30 Ağustos "Uluslararası Zorla Kaybedilenler Günü" ile ilgili bir rapor açıkladı, kayıp yakınlarının taleplerini yineledi. (Fotoğraf: Arşiv)
Fotoğraf Özgür Kaya adına açılan Twitter hesabından alınmıştır.
CHP İstanbul Milletvekili ve İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkan Vekili Sezgin Tanrıkulu 30 Ağustos "Uluslararası Zorla Kaybedilenler Günü" ile ilgili bir rapor açıkladı.
Raporunda zorla kaybetmeler ve faili meçhul cinayetler konusunda çalışan Hakikat Adalet Hafıza Merkezinin verilerine yer veren Tanrıkulu zorla kaybetme olaylarının yıllara göre dağılımı verdi. Buna göre 1980-1990 yılları arası 33, 1991’de 17, 1992’de 27, 1993’te 108, 1994’te 532, 1995’te 235, 1996’da 166, 1997’de 87, 1998’te 53, 1999’da 52, 2000 ve sonrasında 28 kişi zorla kaybedildi. 14 kişinin ise ne zaman kaybedildiği belli değil.
Hafıza Merkezi’nin çalışmalarına göre, 1990'lardan bugüne gözaltına alındıktan sonra kaybolan insan sayısı 1.388’i bulduğunu söyleyen Tanrıkulu “Çalışmalar, 253 toplu mezar bulunduğunu, bu mezarlarda 4 binden fazla kişinin gömülü olduğunu gösteriyor.” dedi.
Yine çalışmalar sonucunda (2107 itibariyle), 344 kişinin dosyalarına ulaşıldığını bunlardan 218 kişinin kaybedilmesine ilişkin soruşturmaların sürüncemede bırakıldığını (yüzde 63) söyleyen Tanrıkulu 24 soruşturmanın zamanaşımı gerekçesiyle sonlandırıldığını (yüzde 7), 18 soruşturmada kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiğini (yüzde 5), 84 kişinin de zorla kaybedilmesi nedeniyle dava açıldığını (yüzde 24) ifade etti.
"DAVALAR SÜRÜNCEMEDE BIRAKILIYOR"
84 kişinin zorla kaybedilmesi nedeniyle toplam 15 dava açıldığını söyleyen Tanrıkulu “Bunlardan 36 kişinin zorla kaybedilmesine ilişkin 8 davada beraat kararı verildi. 46 kişinin kaybedilmesi nedeniyle açılan 5 dava sürüyor. Yalnızca 2 kişiyle ilgili açılan iki davada mahkumiyet kararı verildi. Mahkumiyet kararı verilen iki dosyanın birinde iki kişi 30’ar birinde ise bir kişi 24 yıl ceza aldı.” dedi. Raporda iç hukuk yollarının sonuç vermemesinin nedenleri ise şöyle açıklandı: “Cumhuriyet Savcıları soruşturma işlemlerini gerektiği gibi yerine getirmiyor, gerçeklerin ortaya çıkmasını sağlayacak nitelikte etkin soruşturma yürütülmüyor. Soruşturmalar yıllarca sürüncemede bırakılıyor ya da takipsizlik kararıyla kapatılıyor. Zorla kaybetme insanlığa karşı suç olduğu ve zaman aşımına tabi olmadığı halde bu tür olaylar Türkiye’de zaman aşımı riskiyle karşılaşıyor, Çok az olayda dava açılıyor, yargı süreçleri çoğunlukla beraat kararıyla sonuçlanıyor.”
KAYIP YAKINLARININ TALEPLERİ
Raporda Cumartesi Anneleri’nin ortaya çıkış hikâyesi hatırlatıldı, kayıp yakınlarının talepleri aktarıldı:
- Zorla kaybettirilenlerin akıbetleri ortaya çıkarılmalı ve zorla kaybedilenlerin bulunması, faili meçhul cinayetler sonucu katledilenlerin faillerinin ortaya çıkarılması için devletin tüm arşivlerini açması gerekmektedir.
- Kayıpların akıbetlerinin ortaya çıkarılmasıyla ilgili yapılan mezar açma işlemlerinin ilgili uluslararası standartlar gözetilerek yapılması, mezarların iş makineleri ile özensiz bir biçimde açılarak kayıplara ait buluntuların tahrip edilmesinin/kaybolmasının önüne geçilmesi gerekmektedir.
- Hükümeti, 'BM Kişilerin Gözaltında Kayıptan Korunmaları ile İlgili Uluslararası Sözleşme'yi imzalamaya ve sözleşme gereklerini yerine getirmeye davet ediyoruz.
- Yargı mensuplarını, sistematik cezasızlık politikasından vazgeçmeye ve uluslararası belgelere göre insanlık suçu olan tüm kayıp vakaları konusunda etkin bir yargılama yürütmeye, uluslararası sözleşmeler uyarınca bu suçlar için zamanaşımı hükümlerini dikkate almamaya çağırıyoruz.
- Bu topraklarda bir daha benzer acıların yaşanmaması, hakikatlerin ortaya çıkarılması ve toplumsal barışın tesisi için 'Geçmişle Yüzleşme ve Hakikatleri Araştırma Komisyonu' kurulmasını talep ediyoruz.
(İstanbul/EVRENSEL)