Diyarbakır'da 1 Eylül çağrısı: Barışa susadık
Koronavirüs salgını dolayısıyla bu yıl barış mitinglerine sahne olamayan 1 Eylül Dünya Barış Günü'ne dair Diyarbakır’da emek ve demokrasi güçleri ile konuştuk.
Fotoğraf: Cem GÜL
İnanç YILDIZ
Fırat TOPAL
Diyarbakır
1 Eylül Dünya Barış Günü, bu yıl koronavirüs salgınıyla karşılanıyor. Bu yıl mitinglerin yerine sembolik olarak 8 ilde “barış zinciri” oluşturulacak ve çeşitli yerlerde açıklama yapılacak. Diyarbakır’da barış gününe dair emek ve demokrasi güçleri ile konuştuk. KESK, “Kardeşçe yaşanacak bir ülke istiyoruz” dedi. TMMOB, “Bütün savaşlar son bulmalı” dedi. DİSK, “Halkların barışa özlemi var. Barışa susadık” dedi. CHP, “Ortak paydamız barış olmalı” dedi. HDP, “Demokratikleştirme ısrarında bulunacağız” dedi. EMEP, “Mücadeleyi yükseltme günüdür” dedi.
CHP: ORTAK PAYDAMIZ BARIŞ OLMALI
CHP Diyarbakır İl Başkanı Gönül Özel, 1 Eylül Dünya Barış Günü’ne ‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ vurgusu yaparak dünyanın her yerinde ortak paydanın barış olması gerektiğini söyledi. Özel, “Tüm dünya halklarının, din, dil, ırk, mezhep, cinsiyet ayrımı gözetmeden huzurlu ve kardeşçe yaşaması için başta iktidara ve herkese sorumluluklar düşmektedir. Bu sorumluluk duygusuyla hareket ederek herkesin savaşlara, çatışmaya dur demesi gerekmektedir. Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ diyerek, barışın önemine vurgu yapmıştır. Dünyanın hangi yerinde olursa olsun yaşanılan savaş, acılar tüm insanlığı etkiliyor. Bu yüzden ortak paydamız barış olmalı” diye konuştu.
HDP: DEMOKRATİKLEŞTİRME ISRARINDA BULUNACAĞIZ
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır İl Eş Başkanı Zeyyat Ceylan, HDP’nin demokratik, barışçıl yol yöntemlerle Kürt sorununun çözümünde ısrarcı olduğunu, bu yönde kampanya ve çalışmalar içerisinde olduğuna dikkat çekti. Ceylan, 1 Eylül’ün barış sesinin yükseltilmesi açısından önemli bir fırsat olduğunu, Türkiye’nin demokratikleşmesi için tüm kesimlerin bu noktada ısrarcı olması gerektiğini söyledi. Halkların, barışseverlerin bir zemin sunduğunu ancak iktidarın savaş politikalarında ısrar ettiğini belirten Ceylan, “Bu yöntemlerin faturası çok ağır oluyor. Ölüm, yıkım, acı yaşıyoruz, siyasal kriz yaşıyoruz, ekonomik kriz yaşıyoruz. Halkımız bunun faturasını ödüyor. Bizim bu zemini fırsata dönüştürüp bu yanlış politikaların önünü kesip barışçıl politikaların önünü, demokratik siyasetin önünü açabilecek siyasetler üretmemiz gerekiyor” dedi.
1 Eylül’ün bir fırsat olduğunu dile getiren Ceylan, “Barış ısrarında demokratik siyaset ısrarında bulunacağız. Türkiye’yi demokratikleştirme ısrarında bulunacağız. Barışseverlerin, demokratların, sivil toplum örgütlerinin, insan hakları savunucularının, HDP’nin, Türkiye’nin demokratikleşmesinde varım diyenin herkesin bu konuda ısrarcı olması gerekiyor” dedi.
EMEP: MÜCADELEYİ YÜKSELTME GÜNÜDÜR
Emek Partisi (EMEP) Bölge Örgütü Yöneticisi Umut Yeğin, savaşların dünyanın her yerinde işçi sınıfını ve halklarını yıkıma uğrattığına dikkat çekerek, “Ülkemizdeki tek adam iktidarı yayılmacı emelleri temelinde Suriye ve Libya’da sürdürdüğü müdahaleleri ve Doğu Akdeniz’de gerilimi tırmandıran hamleleriyle tekelci burjuvazinin çıkarları temelinde ülkeyi bu gerici savaşların içine sürüklemekte ve ülkede yaşayan halkları yeni tehditlerle yüz yüze bırakmaktadır” dedi. Bir ulusal hak eşitliği sorunu olan Kürt sorunu, tek adam iktidarının ülke içindeki baskı politikalarında ve bölgedeki yayılmacı emellerle gerçekleştirdiği müdahalelerde önemli bir rol oynadığını belirten Yeğin, “İktidar, kayyumlardan siyasetçilerin hapishanelere konulmasına kadar halkımızın demokratik istemleri karşısında baskı ve şiddet ile engelleme politikasını sürdürmeye devam ediyor. Kürt halkının sınırların ötesindeki statü ve kazanımları da bir tehdit olarak görülüp müdahaleler yapılmasına neden oluyor. Bu baskıcı politikalar, daha fazla aktörün sorunu kendi çıkarları için kullanmasına, dolayısıyla çözümsüzlüğün derinleşmesine yol açmaktadır. Bu bağlamda Kürt sorununun çözümü, ülkede demokrasi ve bölgede barış mücadelesiyle iç içe geçmiş durumdadır. Dolayısıyla 2020 1 Eylül’ü, emperyalistlerin ve iş birlikçi burjuva gericiliklerin müdahalelerine son verilmesi, ezilen halkların kendi kaderlerini belirleme hakkının tanınması ve ülkelerarası/bölgesel sorunların barış ve demokrasi temelinde çözümü için mücadeleyi yükseltme günüdür. Emperyalistlerin ve kapitalist gericiliğin savaş ve yıkım politikalarına karşı, barış için birlik, mücadele ve dayanışmayı büyütme çağrısıyla işçi sınıfı ve halklarımızın Dünya Barış Günü’nü kutluyoruz” dedi.
KESK: KARDEŞCE YAŞANACAK BİR ÜLKE İSTİYORUZ
KESK Diyarbakır Dönem Sözcüsü Mehmet Uluğ, dünyada savaş, şiddet ve sömürünün hâlâ devam ettiğini ifade ederek barıştan yana mücadele etmenin gerekliliğine dikkat çekti. Uluğ, “Sınırsız bir sömürü arzusuyla işleyen kapitalist düzen dünya halklarını birbirine kırdırmaya, kan dökmeye kışkırtmaya devam ediyor. Başta Ortadoğu ve Afrika olmak üzere Emperyalist güçlerin körüklediği savaş ve çatışmalar sürüyor. Bu savaşlardan dolayı her gün onlarca insanlar yaşamını yitiriyor. Biz Türkiye’nin kamu emekçileri olarak komşularımızla, dünya ile barış içinde yaşamak istiyoruz. Aynı sınırlar içerisindeki inanç, kimlik ve kültürlerin kardeşçe yaşayacağı bir ülke talep ediyoruz. Barışın egemen olduğu bir dünya için bedeli ne olursa dün olduğu gibi bundan sonra da barıştan yana tavır alıp, barıştan yana sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz” dedi.
TMMOB: BÜTÜN SAVAŞLAR SON BULMALI
TMMOB İl Koordinasyon Üyesi Doğan Hatun, “Ortadoğu’da yaşanan savaşın, artık herkesin dilinde 3. Dünya Savaşı, paylaşım savaşı olarak görülen Suriye üzerinden başlayıp bütün Ortadoğu’ya yayılan savaşın, hiç kimseye bir kazanımının olmayacağını, bu minvalde Türkiye üzerinden konuşursak bu savaşın bir paylaşanı olarak içine girmesini doğru bulmuyoruz. Kendi içindeki ekonomik kriziyle yok olacağını düşünüyoruz. Tek bir çağrımız var, savaşlardan uzak durun, bütün halklar içinde ortak ve onurlu bir barışın sağlanması, bütün savaşların son bulması için bütün dünya halklarının inisiyatif almasını umuyoruz” dedi.
DİSK: HALKLARIN BARIŞA ÖZLEMİ VAR
Diyarbakır Genel-İş 1 No’lu Şube Başkanı Kamuran Taş ise toplumsal muhalefetin fazlasıyla baskılandığı, ‘Barış’ sözcüğünün bile sorun olarak görüldüğü bir dönemden geçildiğini belirterek, “1 Eylül Dünya Barış Günü, şüphesiz bütün insanların ihtiyaç duyduğu günlerden biri, toplumsal muhalefetin bu noktada çok baskılandığı barış kelimesinin sıkıntı olarak görüleceği bir dönemden geçiyoruz. Barışa olan ihtiyaç, özlem. Bütün halkların ortak, özlemi ortak talebi. Bu coğrafyada, ülkemizde barışa ihtiyaç var, herkes gibi barışa susamışız” dedi.