01 Eylül 2020 00:16

Uzm. Ecz. Ayşegül Bektaş yazdı: Kahraman virüsün kahraman askerleri

"Almanya emin olmadığı aşı çalışmalarını Türkiye’de yapacak deniyor! Birileri mutlu oluyor bundan; eczane sohbetlerinde “Almanya I. Dünya Savaşı’nda da yanımızdaydı” diyen bile duyuyorum."

Fotoğraf: Mert Taha Akyol/DHA

Paylaş

Uzm. Ecz. Ayşegül BEKTAŞ
İstanbul

Ne zaman bir kahramanlık hikayesi ile başlasam güne ya da bir kahramanlık fotoğrafı, “Eyvah” diyorum... Fırtına geliyor. Özgürleşemeyen medyanın, abluka altındaki çoğunluğu; top, tüfek edebiyatı yaparken ben köşede, kıyıda kalan haberlerden gündem çıkarıyorum kendime. Bugün eczanede teyzenin de dediği gibi; yavrum masal anlatıyorlar biz de ülkece uyuyoruz...

Oysa bu sırada dünyada bilim ışığında ortaya konanlar korkutucu. Almanya emin olmadığı aşı çalışmalarını Türkiye’de yapacak deniyor! Birileri mutlu oluyor bundan; eczane sohbetlerinde “Almanya I. Dünya Savaşı’nda da yanımızdaydı” diyen bile duyuyorum. Yanlış aşı denemelerinin hem kısa vadede hem de uzun vadede yaratacağı sıkıntıları Almanya üzerimizde deneyecek diyemiyorum... Çünkü kendisi o sırada çok eskilere dönmüş... İstanbul’u fethediyor, dünya Türk’ten korkuyor... Belki de diyorum; daha akılsız olamazlar diye bizi seçiyor ülkeler bu ilkel denemeler için! Öyle ya... Bir yandan bilimsel olarak ortaya atılan iddialar çok vahim! Vücuda giren virüs bedeni terk etse bile; metabolizma virüs hâlâ varmış gibi savaşmaya devam ediyor. Ve beyine saldırıyor. Evet, uzun vadeli bir yan etkisi ortaya yeni yeni çıkıyor Kovid-19’un; beyine hasar veriyor.

Örneğin; muhakeme yeteneği azalıyor, karar verme mekanizması yavaşlıyor, unutkanlık başlıyor, sinir sistemi hasarına bağlı olarak agresif yani sinir nöbetleri oluşuyor, kişiler sebepsiz ağır depresyona giriyor.

Seviniyorum! Biz ülkece zaten önceden yaşadık bunların hepsini, alışığız! Doğal olarak; muhakeme yapılamayan kararlara, insanlık dışı çalıştırılan sağlık personellerinin sinir nöbetlerine alışığız... Doğal bağışıklığımız var birilerinin çıkıp gözlerimizin içerisine baka baka “Maaşını dolarla mı alıyorsun” dediğinde büründüğümüz o alık hale... Hatta alkış tutmaya! Tüm bu yaşanan adaletsizliği, eşitsizliği, psikolojik tecavüzleri unutmaya, ekonomik krizlerimizle yetinmeye ve adına da “unutkanlık” demeye doğal olarak istekliyiz!

Bizler zaten ölürüz... Hapislerde onurumuzla, sokaklarda direnirken üzerimize basıla basıla kim vurduya gideriz! Sağlık sistemi içerisindeki sağlıksız işleyiş ile her gün hastane koridorlarında, çaresizce beklerken binlerimiz binlerce kez ölürüz... Ve içimizden yine de alkış tutanlarımız olur tüm bunlara! Depresyon mu? Uzun yıllardır dünyada halkı en mutsuz olan ülkelerin başında geliyoruz. Hem de Kovid-19 depresyonu sebepsiz olacak kadar kişiliksiz; bizim depresyonumuz ise milyonlarca sebebi olacak kadar dik duruşlu ve onurlu!

Yani demem o ki, bence dünyada Kovid-19’a bağışıklığı önceden gelişmiş en güçlü ülkeyiz! Bize Kovid-19 da gelse atalarımızdan beri çok misafirperver bir milletiz! Hoş gelir sefa gider...

Bizler ölürüz anıtlarımız dikilir de bayramlarda ziyaret ediliriz, üzerimizden yayınlar yapılır. Ama insanlık ölür, bilim ölür, eğitim ölür, sistem ölür susarız... Bayramı olmaz onun! Olsun biz yine kenetleniriz omuz omuza, bu da gelir geçer, her şey olur biter.

Virüs mü?

Amaaaannn... Bize vız gelir tırıs gider...

Bizim ülkece tüm bunlara uzun yıllardır zaten bağışıklığımız var! Bağışıklığımız güçlü!

ÖNCEKİ HABER

Ermenek'te maden işçileri hakları için direniyor

SONRAKİ HABER

TEMSA’da 6 işçide Kovid-19 tespit edildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa