Mahallenin değil iktidarın bekçisi
Cumhur İttifakı; bekçiler ile mahallelerin denetimini sağlamayı hedeflerken ayrıca kendi ideolojik zeminine göre yetiştirdiği kadroları bekçi haline getirerek “polis devleti” olma çabasını sürdürüyor.
Fotoğraf: Ev/Unsplash
Selin KURŞUN
Dilan ORTAKÇI
Ankara
Geçtiğimiz dönemlerde AKP siyasetinin neredeyse ayrılmaz parçası haline gelen “muhtarlar buluşması” Ak Saray’da sık aralıklarla düzenleniyordu. Cumhurbaşkanı’nın bu toplantılarda yaptığı konuşmaların bir gündemi de iktidar politikalarının mahallelerde, semtlerde, sokaklarda nasıl sürdürülebilir hale geleceğiydi. Genellikle, yapılan konuşmalarda mahallelerde düzene aykırı harekete bulunan kişilerin devletin yetkili birimlerine şikayet edilmesi, denetlenmesi gibi durumlar muhtarlara nasihat ediliyor; mahallelerde muhalif öznelerin hareket alanı sınırlandırılıyordu.
GÖREVİ SÜREKLİ DEĞİŞEN BEKÇİLER
AKP’nin kentin en küçük idari alanlarından biri olan mahallelerde yürüttüğü siyasal çalışmaların bir diğer adımı da bekçilere ilişkin yaptığı düzenlemeler ile karşımıza çıkıyor. 5 yıl öncesinde mahallelerde artan hırsızlık vakalarına karşı kurulan bekçilik, son vakitlerde görev tanımı sürekli genişletilen idari bir faaliyet haline gelmiş durumda. OHAL dönemi ile birlikte memlekette oluşturulan baskının mahallelerde devlet tarafından devamlılığının ve gözetiminin bir öznesi haline dönüştürülen bekçiler; bazı zamanlarda görev sınırlarının dışındaki yetkileri uygulayan pozisyonda oldular. Örneğin geçen senelerde görevleri arasında kimlik sorma yetkisi bulunmamasına rağmen kimi bekçiler kişilere kimlik sorup arama yapabiliyordu. Hukuksuz bu olayların epey tepki toplamasına ve mahkemelerden çıkan “Bekçi kimlik soramaz” kararına rağmen yakın zamanda AKP milletvekillerinin sunduğu teklifin kabul edilmesi sonucunda bekçilere polis yetkileri tanındı. Artık bekçiler zor ve silah kullanabilecek, kimlik sormak için insanları durdurabilecek, toplu yürüyüş ve gösterilere müdahale edebilecekler.
MECLİS’İN AÇILIŞI BEKÇİLİK YASASI İLE YAPILDI
Yeni normal süreciyle birlikte Meclis’te tartışılan ilk konunun “Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu Teklifi” olması da dikkat çekici. AKP’nin hızlıca Meclis’e teklif olarak sunduğu, ardından yapılan görüşmelerle kabul edilen, bekçilere geniş yetkiler veren yasayı incelediğimizde maddelerin pek çok belirsizlik taşıdığını ve keyfi durumlara açık olduğunu söyleyebiliriz. Örneğin bekçiler yasaya göre kamu düzenini bozan hareketlere karşı, karışıklıkları önlemek amacıyla tedbirler alabilecek. Buradaki karışıklık kavramı neye göre bir karışıklık ifade eder ya da buna bir bekçi nasıl bir tedbir alabilir gibi pek çok soru sormak mümkün.
KEYFİ UYGULAMALARIN CENDERESİNDE GENÇLER
Öte yandan getirilen kararların, ucu açık bırakılan maddelerin sonrasında bazı bekçilerin keyfi olarak vatandaşlara müdahalede bulunduğu birçok olay da yaşandı. Örneğin Ankaralı birçok genç mahallerinde zaman geçirirken bekçilerin müdahalesiyle yüz yüze kalıyor. Sınırlı sosyal alanlardan biri olan parklarda buluşan gençler kimi bekçilerin keyfi uygulamalarıyla parktan kovuluyor; müzikle, sporla ilgilenenlere bekçiler tarafından “Ceza yazarız” denilerek gençlerin faaliyetleri engelleniyor. Özellikle Ankara’nın emekçi mahallelerinde yaşayan gençlerin semtlerinde dolaşmaları bile bekçilerden hakaret duymaları için bir sebep haline geldi. Diğer şehirlerde de durum farklı değil, polis ve bekçi şiddetine uğrayan gençlerin haberlerini sürekli görüyoruz, duyuyoruz ki bekçilere verilen geniş yetkilerin ardından bu tarz olaylar daha da sık yaşanmakta.
İKTİDARIN DİZAYN ETTİĞİ KOLLUK GÜÇLERİ
Peki neden yeni bir kolluk gücü yaratmak adına bekçilere verilen yetkiler arttırılıyor? Bu otoriterleşme çabalarından halka ne kalıyor? Türkiye’de kimi zaman bekçiler ile kimi zaman başkaca kurumlarla karşımıza çıkan kolluk biçimleri kapitalist sisteminin işleyişinden azade değil. Kapitalist toplumlarda sömürü düzeninin devam etmesi için egemen sınıf kolluk kuvvetlerine ihtiyaç duyar. Bu kolluk güçlerini meşrulaştırmak amacıyla da hukuku kullanır ve şiddet dayanağını burjuva hukukunda bulur. Son yıllarda tek adam rejiminin hayatın birçok alanında kurumsallaşma hamlelerinin bir örneği de bekçilik mesleğindeki dönüşümlerde olmaktadır.
Yürürlüğe sokulan düzenlemeler ile AKP-MHP ittifakı mahallelerde bekçiler ile daha geniş alanlara müdahale edebilme imkânı kazanıyor. Cumhur İttifakı; bekçiler ile bir yandan mahallelerin denetimini sağlamayı hedeflerken bir yandan da kendi ideolojik zeminine göre yetiştirdiği kadroları bekçi haline getirerek “polis devleti” olma çabasını sürdürüyor. “Vatandaşların huzurunu ve güvenliğini sağlama” fikri lanse edilerek her şeye müdahil olan “bekçi ordusu” oluşturuluyor. Bekçilere getirilen yeni yetkiler ile iktidarın mahalleleri ideolojik kuşatma altına alması hukuksal zemine oturtulmuş oluyor. Halkın payına ise baskı ve şiddet bırakılıyor.