02 Eylül 2020 02:00

“Ne eğitim gördük ne başka bir şey”

Avcılarda öğrencilerin uzaktan eğitim tartışmasında uzlaşılan yegane nokta eğitimin verimsizliğine yönelik oldu.

Pixabay

Paylaş

Diren GÖKTEPE

Liseli ve üniversiteli gençler olarak eğitimde geçtiğimiz dönem ne oldu? Gelecek dönem nasıl olmalı? Sorularını Avcılarʼda “bizlere” sorduk.

EKİPMAN YETERSİZ, DÖNEM VERİMSİZ

Geçtiğimiz dönemin nasıl geçtiği sorusuyla başlıyoruz.

İstanbul Aydın Üniversitesi Sosyal Hizmetler bölümünden Arzu ekipman yetersizliğini öne çıkarıyor, “Birçok arkadaşımızın materyal sıkıntısı bir yana kendi memleketlerinde internet erişimleri dahi yoktu ya da bağlantıları çok zayıftı. Derslere katılamıyorlardı. Biz topluca okuldan internet isteğinde bulunduk ama olumsuz yanıt aldık. ‘Kime internet verelim de kim kalsınʼ bize verdikleri yanıttı.”

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Turizm İşletme bölümünden Mert, online platformun öğrencinin de derse bakışını değiştirdiğinin altını çiziyor. “Online eğitim sistemi teknik anlamda yeterlilik anlamında çok geri kalmış bir sistem ülkemizde. Öğrenciler eğitim almadan, derslerini geçebilmek için kopya çekerek bölümlerini tamamladılar. Ne eğitim gördük ne başka bir şey. Açıkçası olumlu bulmadım bu dönemi.”

Görüşlerini aldığımız arkadaşlarımızdan en genci, en heyecanlısı Rostiva Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi Otomasyon öğrencisi Kuzey, kendine de eleştiri oklarını yöneltiyor. “İsteyen öğrenci online eğitime her türlü girer ama yine de başarılı değil. Bahsedeceğim şey benden de kaynaklı olabilir, öğrenciden öğrenciye değişebilir tabi. Örneğin anlamadığın konu oldu nasıl telafi edeceksin? Hocanın anlatımı sana anlaşılır gelmiyor ya da öğrenci anlayamıyor nasıl olacak? Bizim sınıfta online ders açılıyordu, kimse girmiyordu, ders iptal oluyordu. Yüz yüze eğitimdeki gibi olmuyor işte, başarılı olmuyor.”

Geçtiğimiz hafta açıklanan yerleştirme sonuçlarıyla üniversiteye yerleşen Berat ise eğitimdeki genel niteliksizliğin pandemi sürecinde derinleştiğini ifade ediyor. “Pandemi süreciyle birlikte eğitim sistemi de kötü koşullara sürüklendi. Örgün eğitime ara verilmesi ve online eğitime geçilmesi, öğrencilerin hayatının örgün eğitimle riske atılmaması, başlarda mantıklı bir karardı. Fakat planlanan eğitim sistemi faaliyete geçince pek de düşünüldüğü gibi olmadı. Dersler yeterince verimli değildi. Örgün eğitimde zaten alamadığımız verimi, online eğitim de hiçbir şekilde alamadık. Önümüzdeki başlayacak eğitim döneminde de online eğitimle devam edilirse hiçbir şekilde verim almadan dönemi bitireceğimize eminim.”

YURTLAR VE ULAŞIM BÜYÜK TEHLİKE

İkinci kısımda yani gelecek dönem okulların hangi nedenlerle açılmasının, hangi endişelerle açılmamasının gerektiği tartışmasında adeta çok sesli bir koroyla karşılaşıyoruz.

Arzu, “Bu dönem derslerin ne biçimde olacağı henüz belirsiz. Vurgulamak istediğim nokta derslerin online şekilde devam etmesi bizim için çok zor, çünkü dersler çok verimsiz geçiyor. Geçtiğimiz dönem derslerden hiç verim alamadık. Bizim bölümün birçok dersi uygulamalı ve yüz yüze olması gerekiyor çünkü online alt yapı bu dersleri yapmamıza müsait değil. Pandemi koşullarında okula gitmek de çok sağlıksız. YÖK önlem konusunda açıklama yapıyor, tamam ama okullarda bu önlemler alınmış gibi olsa da denetimi olmayacağından eminim. Çünkü denetleme için belirli bir kadro lazım ama okul bu koşullarda denetim için bir kadro işe almaz. Yani açılsa bir türlü açılmasa bir türlü. Biz kendi aramızda keşke eğitime bir dönem ara verilse diye konuşuyorduk çünkü sorunlar çözülmeyecek bunu biliyoruz.”

İstanbul Aydın Üniversitesi Hukuk Fakültesinden Ece, yüz yüze eğitimi geçildiğinde yurt ortamının bu döneme hazır olmayacağından endişeli. “Okulların bu dönem açılıp açılmaması hala açıklanmadı. Bizi bu kadar muallakta tutmaları nasıl karar vereceğimizi kısıtlıyor. Ben Florya kız yurdunda kalıyorum. Başka bir ilden gelip tekrar yurda yerleşmek çok zor olacak çünkü okulun yanı sıra yurtta bir denetim mekanizması olacağını düşünmüyorum. Hepimiz toplu taşıma kullanacağız, hepimiz aynı odada kalacağız ve bu büyük bir tehlike. Bazı derslerin online bazılarının yüz yüze olması da çok anlamsız çünkü biz haftada iki gün için kendi memleketimizden yurda döneceğiz. Öte yandan online eğitimin verimsiz olduğunu düşünüyorum bunun için bir altyapı yok. Bunun çözümü belki önümüzdeki yaz önemli derslerin yüz yüze yapılması olabilir.

12. sınıf öğrencisi İldeniz, gençliğin yaşadığı işsizlik ve geleceksiz kuşatmasını düşündüğümüzde okulların açılmasının bir mecburiyet haline geldiğini ancak vaka artış sayısındaki olası ivmeyle refleksif kararların alınmasının da mecburiyet olduğunun altını çiziyor. “Türkiye de yaşıyor olmasaydık bu soruya cevabım “kesinlikle açılmamalı” demek olurdu. Ancak Türkiye de iyi yaşam standartları için iyi bir eğitim olmazsa olmaz hâline geldi. Hatta iyi bir eğitim görse de iş bulamayan vatandaşlar da bulunmakta. İşsizlik sayıları zaten bu konuda çoğu şeyi açığa kavuşturuyor. Sadece sözde kalmayacak, ciddi ve sıkı şekilde önlemlerin alınacaksa okullar açılmalı.

MESLEK HAYATIMDA YETERSİZ KALACAK

Berat Sağlık Meslek lisesi mezunu, bir öğrenci olarak üniversitede de göreceği derslerin uygulamalı olduğunu, online eğitim halinde eğitimin tamamen aksayacağını düşünmekte. “Eğitim önemli ve zorunlu bir husustur. Online eğitimde göreceğim eğitimin meslek hayatımda yeterli olmayacağından eminim. Tecrübe edebilmem için örgün eğitime devam etmem ve uygulamalı yapılacak derslerden mahrum kalmamam gerektiğini düşünüyorum. Okulların sosyal mesafe ve diğer kurallara uyulması şartıyla ve tüm ihtimallere karşı önlemler alınarak örgün öğretime geçmesini istiyorum.

Kuzey, heyecanını korumakta. En basitinden kantinde yaşanacakların bile riski artıracağını, bu basitlikte bir risk nedenine karşılık yeterli önlemlerin nasıl alınamayacağına dair şaşkınlığı ifade ediyor. “Okullar açılsa tek liselere ve üniversitelere açılmalı. Lise öğrencilerinde gün veya sabah öğle ayrımı olmalı. Önlem alınmayacaksa, alınsa da uyulmayacaksa açılmasın. Vakalar yükseliyor ama 2 hafta sokağa çıkma yasağıyla çözülebilir. Hükümetin elinde imkanlar var aslında akıllarına mı gelmiyor? Koskoca devlet adamları benim aklıma geliyor onların mı aklına gelmiyor. Belki akıllarına geliyordu ama uğraşmak istemiyorlardır. Diyelim ki düşürdüler Sağlık Bakanlığı bir önlem almak istese İç İşleri Bakanlığı belki engel koyacak, farklı düşünüyor da olabilirler” diyor.

ÖNCEKİ HABER

Eşitsizliğin kalesi: Eğitim sistemi

SONRAKİ HABER

Nasıl olacak? MEB bile tam olarak bilmiyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa