02 Eylül 2020 02:00

Eşit mi fırsatlarımız?

“Tatil benim için sadece bir sözcükten ibaret. İmkanı olanların gittiği sokakta bir reklam panosunda yüzleri gülen ailelerin olduğu afişler mesela tatil."

İllüstrasyon: Freepik

Paylaş

Burcu

İkitelli/İstanbul

Eğitimde fırsat eşitliği herkesin temennisi ve derdidir. Ülkeyi yönetenler de herhalde bunu bilir ki eğitime bakması, göz kulak olması için görevlendirilmiş her bakanın ilk sözlerinden biri olur fırsat eşitliği. Ya getirileceği söylenir ya da çoktan getirilmiştir de emekçi kesimlerin haberi yoktur.

ATÖLYEDE ŞİŞEN BİLEKLER NASIL KALEM TUTSUN?

Emekçi ailelerin yaşadığı Küçükçekmece’de 20 yaşındaki Yeşim ile konuşuyoruz. 13 yaşından beri çeşitli atölyelerde çalışmaya başlayan Yeşim 7 yıldır atölyelerden arta kalan hayatında okumaya çalışıyor. Herkes ile aynı sınava giren Yeşim ikinci senesinde de mezuna kalmış. Sanat ve resimle uğraşmayı sevdiğini söyleyen Yeşim, bu yüzden güzel sanatlar lisesinde okumak istemiş fakat hem maddi durumlar hem de okulun uzak olması buna engel olmuş. Çalıştığı atölyelerde emeğinin karşılığını alamadığını düşünen Yeşim gelecek için “İyi, sağlıklı şartlarda çalışmak istiyorum. Hak ettiğim parayı alarak çalışmak istiyorum” diyor. Atölyede çalıştığı dönemi anlatan Yeşim, “Çok çalışmaktan bileğimde şişlik oluşuyordu, hala elimde kimi zaman ağrılar oluyor. Bizden hep daha fazlası beklediler ama aldığımız ücretin az olduğunu belirttiğimizde gelmeyin o zaman gibi ikazlarda bulundular. Bir keresinde günlük olarak çalıştığımız bir atölyede denetleme olacaktı, bizlere işe bugün başladığınızı evraklarınızı teslim edeceğinizi söyleyin dediler. Yemek vermiyorlardı ama yemek veriliyor dememizi istediler. Ertesi gün denetlemeye geldiklerinde bizi depoda saklayıp sesimizi çıkartmamamız gerektiğini söylediler, biz de söylediklerini yapmak zorunda kaldık” diye anlatıyor.

MAHALLEMİZDE PARK DAHİ YOK

Zamanının çoğunu atölyelerde geçiren Yeşim'in sanatla hayat bağı kopmamış ama sanatı icra edebilecek alan bulamamaktan yakınıyor. “Mahallemizde bir tane kültür merkezi, tiyatro yok hatta oturulabilecek bir parkımız dahi yok. Bu sebeple burada yaşamakta olan ailelerin birçoğunun sanat dediğimiz şeyin televizyonda dinledikleri müzikten ibaret zannetmeleri şaşılacak bir durum değil. Toplumun bizleri körelttiğini düşünüyorum. Bize yaşanılacak bir alan bile verilmemesinden bunu çıkartıyorum” diyor.

“TATİL BENİM İÇİN SADECE BİR SÖZCÜK”

Yaşıtı birçok gencin tatile çıktığı kendisinin ise bu dönemde ya iş aramak ya da çalışmak zorunda kaldığını bildiğimiz Yeşim’e tatilin onun için ne ifade ettiğini sorduğumuzda, “Tatil benim için sadece bir sözcükten ibaret. İmkanı olanların gittiği sokakta bir reklam panosunda yüzleri gülen ailelerin olduğu afişler mesela tatil. Bana, bize çok uzak keyif. Belki biz de ilerde o keyfi yaşarız” diye yanıtlıyor.

ÖNCEKİ HABER

Muğla İkizköy'de su vanası termik santralin elinde, halk susuzluktan kırılıyor

SONRAKİ HABER

TTB Merkez Konseyi Başkanı Sinan Adıyaman: Salgında artık mızrak çuvala sığmıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa