02 Eylül 2020 02:00

Her yan susuz: Kurfalı

"Ben 14 yaşımdan 18 yaşıma kadar üniversiteyi bekliyorum ki biraz daha rahat olayım. Sonra gidenlerden öğreniyorsun ki üniversitede de rahat yok. Sonra iş bulmaya çalışıyorsun, yine rahat değilsin."

Kaynak: Google Maps ekran görüntüsü

Paylaş

Şeyma TİRYAKİ

İstanbul

Tüm yoksul-emekçi semtleri gibi Kurfalı semti de her türlü imkândan mahrum edilerek gelecek kaygısıyla yaşamak zorunda bırakılmış bir yığın gence ev sahipliği yapıyor. Farklı mekânlara gitmeye genelde parası olmayan, mahalle içinde de vakit geçirecek sosyal alan bulamayan Kurfalı gençliği semtin belli başlı parklarını doldurmuş durumda. Bu parklardaki gençlerle yaptığımız anket çalışmasında öne çıkan sorunları bir önceki sayıda aktarmıştık. Bu sefer de yine bu mahallede yaşayan 3 gençle bir araya gelip bu sorunlara dair bir sohbet gerçekleştirdik.

GENÇLER İÇİN ALTERNATİF YOK

Biri mahallesindeki Meslek Lisesi’nde, diğer ikisi ise günde iki minibüs değiştirerek gidebildikleri Anadolu Liselerinde okuyorlar. “Zaten Kurfalı’da yaşayan bir genç için çok da alternatif yok” diyor bir tanesi. Adrese dayalı yerleşim sistemiyle ya mahallelerinde bulunan Meslek ve İmam Hatip liselerine gitmek ya da nitelikli bir lisede okumak için günde dört kere yol parası vermek zorundalar. Hepsi aldıkları eğitimin yetersizliğinden ve okullarındaki kanunsuz idari uygulamalardan rahatsız. Bir tanesi eğitim sisteminin yeteneklerini geliştirmek bir yana köreltmeye uğraştığını, kültürel ve sportif faaliyetlerden tamamen yoksun olduklarını, ekmekten bile eğitim için vergi kesilirken okullarında hiçbir teknik malzeme bulunmadığını belirtiyor. Meslek liseli arkadaş, okulda herhangi bir öğrenci disiplin cezası alırsa bu cezanın idare tarafından para cezasına çevrilebildiğini ve o cezayı ödeyen öğrenciye de bağış makbuzu kesildiğini, bu tarz kanunsuz uygulamaların aslında yasak olmasına rağmen okullarda çok yaygın olduğunu söylüyor.

SOSYAL ALANLAR KISITLI

Okuldan çıkıp semtlerine döndüklerinde ise okulda yaşadıkları tüm bu sorunlardan uzaklaşıp, kafalarını rahatlatabilecekleri bir sosyal alan olmadığını belirtiyorlar. Parklarda basketbol oynayarak vakit geçiriyorlar ancak gerek semtte yaygınlaşmış olan uyuşturucu kullanımı gerek mahalle baskısından dolayı belli bir saatten sonra evlerine gitmek zorunda kalıyorlar. Okul ve semt arasındaki bu sıkışmışlığın onlara neler hissettirdiğini sorduğumuzda bir tanesi şöyle cevaplıyor: “Anlayacağınız insanlara gençliklerini yaşatmıyorlar. Ben 14 yaşımdan 18 yaşıma kadar üniversiteyi bekliyorum ki biraz daha rahat olayım. Sonra gidenlerden öğreniyorsun ki üniversitede de rahat yok. Sonra iş bulmaya çalışıyorsun, yine rahat değilsin. Sonra zaten gençlik gitmiş oluyor.”

Sizce gençliğinizi yaşayamamanızın en büyük nedeni ne diye soruyoruz, ilk cevaplar ekonomik durum, eğitim ve baskı oluyor. “Biz bu parka eğlenmeye geliyoruz. Başka yerde eğlenmeye kalksak cebimizden para çıkacak. Zaten öğrenciyiz evden para alamıyoruz. Üstüne belli bir saatten sonra burası uyuşturucu kullanımından dolayı tekin olmuyor ve eve gitmek zorunda kalıyoruz. Nereye gideceğimizi kendimiz belirleyemiyoruz, ailemizin ekonomik durumu belirliyor. Mesela bizden o kadar eğlence vergisi alınıyor ama biz eğlenemiyoruz. Eğlenemediğimiz halde neden eğlence vergisi ödüyoruz?​”

“ZENGİNLİK VAR AMA BİZE YOK”

Meslek liseli arkadaş söze giriyor: “9. Sınıf yazında Kilyos’ta ünlü bir mekânda çalıştım. O zamana kadar mesela hayat nedir falan bilmezdim. Oraya gittiğim zaman hayat buymuş ya dedim. İnsanları öyle görünce, onların eğlenmesiyle mutlu oluyordum. Bizde sabah 08.30 dan gece 03.30’a kadar mutfakta çalışıyorduk. Zenginlik yok değil var. Zenginlik üretiyor bu ülke ama bizim payımıza düşmüyor.”

Sizce çözüm yolu nedir, diye sorduğumuzda bir tanesi söze giriyor: “Devletin bize baskıladığı bireysel güçlenme. Herkes birbirinin üstüne bassın istiyorlar ama biz birlik olmalıyız. Herkes kendi çıkarına bakarsa bu düzen böyle devam eder…”

Sohbetimizi sonlandırırken son olarak eklemek istedikleri bir şey olup olmadığını sorduğumuzda bir genç arkadaşımız “Devamı gelecek” diye bitirmemizi istedi. Kurfalı gençliğinin tartışmalarını, çözüm yollarını ve kazanımlarını izledikçe onlarla birlikte buradan aktaracağız. Devamı gelecek.

ÖNCEKİ HABER

Yeni NAVTEX duyurusu yapıldı: Yunanistan silah bütçesini artırıyor

SONRAKİ HABER

Çukurova Üniversitesi öğrencileri: Belirsizlik son bulsun

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa