Genç kadınlar haklarını biliyorlar mı?
“Peki ya gündüzleri? Laf atmalar, rahatsız edici bakışlar, geçerken korna çalmalar, bilerek gülümsemeler ve daha bir sürü şey…”
Görsel: Pixabay
Genç Hayat Kartal ekibi olarak bu sefer de yolumuz yeni bir anket çalışması için Kurfalı’ya düşüyor. “Genç kadınlar haklarını biliyorlar mı?” başlığı ile oluşturduğumuz anketimizde genç kadınların mahallesinde, semtinde hangi sorunlar ile karşı karşıya kaldığı ve bu sorunlar karşısında neler yapılabileceği üzerine hem anket yapmak hem de sohbet etmek üzere çıktık semtin havuzlu parkına. Gittiğimiz park belediyenin işlettiği, güvenliği olan genişçe bir alan. İçerisinde farklı farklı ağaçların birbirleri ile habitat oluşturduğu, banklarından geniş çimlerine, çardaklarına kadar farklı oturma alanlarını bir arada buluşturan, buluştuğu noktada da havuzu olan Bayram Demirkol Parkı.Anketimizin ilk durağının bu park olması ise tesadüfi değil. Genç kadınlar bu parkta daha çok vakit geçiriyor. Biz de düştük yollara, çıktık yokuşu, güzelce çimlere oturduk önce. Alabildiğince deniz manzarası karşımızda, bir yanıyla da sepya bir çarpık kentleşme tablosu…
“HER GÜN KAÇ CİNAYET HABERİ”
İlerde banklarda 3 genç kadın oturuyordu. Müsaade isteyip, biz de masalarına oturduk.Rojin, Melisa ve Berfin. Berfin ile Melisa kardeşlermiş, Rojin ise onların “best kankileri.”İlk olarak kendimizi tanıttık ve bu anketi yapmamızdaki ihtiyacı tartıştık. Yazının başında da söylediğimiz gibi artan kadın cinayetleri ile beraber, bize ölümü ve şiddeti reva görenlere karşı yaşamımız ve geleceğimiz için genç kadınlar olarak haklarımız neler ve tüm bunların karşısında yaşamımızı kendi ellerimizde tutmak için neler yapabiliriz tartışmak.Biz daha anketin amacını anlatıverirken, Rojin sohbete bir kadın cinayeti haberi ile girdi. “Geçtiğimiz hafta Aydos ormanlarında bulunan bir kadın cesedi…” Ve devamında getirdikleri şu cümle; ve bunun gibi her gün kaç cinayet, kaç tecavüz ve kaç şiddet haberi. Kadın arkadaşlar ile parkında oturduğumuz Kurfalı semtinde genç kadın olmak ne demek onun üzerine sohbetimizi devam ediyoruz. Yaz aylarını hep mahallede geçiriyorlarmış. Yaz aylarının gündüz vakitlerini ama. Neden mi? Giriyor arkadaşımız söze. “Aydos’ta her gün cinayet haberi, iniyoruz mahalleye, nefes almaya ama burası da farklı değil ki.” Akşamları mahallede oturamıyormuş genç kadınlar. Berfin devam ediyor sohbete: O kadar tedirginiz ki dışarı çıktığımızda artık saatin kaç olduğunun bir önemi kalmadı. Zaten akşamları çıkamıyoruz. Ailelerimiz korkuyor, bizler de korkuyoruz. Peki ya gündüzleri? Laf atmalar, rahatsız edici bakışlar, geçerken korna çalmalar, bilerek gülümsemeler ve daha bir sürü şey…Mahallenin bu yemyeşil bölgesinde kuş cıvıltıları değil taciz sesleri duyuyor genç kadınlar. Ve artık parklar da gündüzleri bile rahat rahat oturamaz hale gelmişler.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ UYGULANMALI!
Git gide artan bu şiddetin karşısında cezai yaptırımlar uygulanması gerekiyor diyor Melisa. Ama bu öyle bir ceza olmalı ki cinayetler, tacizler ve tecavüzler son bulmalı diye ekliyor.Ve sohbetin tam da burasında, hep bir ağızdan diyor kadınlar; İstanbul Sözleşmesinin uygulanması gerekiyor. Uygulansın.Bir kişi daha eksilmemek için diyoruz, haklarımıza ve hayatlarımıza sahip çıkmak için bugün burada sohbet eden 5 genç kadın olarak birlikte, yan yana olmanın sözünü vererek ayrılıyoruz masadan. (GENÇ HAYAT)