02 Eylül 2020 09:37

Kadın işçilerden hükümete İstanbul Sözleşmesi uyarısı: Geri adımı kabul etmeyeceğiz!

DİSK/Genel-İş İstanbul Anadolu Yakası 1 No’lu Şube üyesi kadın işçiler Kadıköy Belediyesi önünde düzenledikleri eylemle hükümetin İstanbul Sözleşmesini tartışmaya açmasını protesto etti.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

DİSK/Genel-İş İstanbul Anadolu Yakası 1 No’lu Şube üyesi kadın işçiler, hükümetin İstanbul Sözleşmesini hedef almasını protesto etti. “İstanbul Sözleşmesi ancak geliştirilebilir, ondan bir adım geri atmayı kabul etmeyeceğiz” diyen kadınlar mücadeleyi yükseltme çağrısı yaptı.

DİSK/Genel-İş İstanbul Anadolu Yakası 1 No’lu Şube Kadın Komitesi’nin çağrısıyla Kadıköy Belediyesi önünde yapılan eyleme, Şube Başkanı Ahmet Arıkan ve şube yöneticilerinin yanı sıra erkek işçiler de katıldı. Eylemde sık sık “Kadına uzanan eller kırılsın”, “Kadın, yaşam, özgürlük”, “Jin, jiyan, azadi” ve “İstanbul sözleşmesi yaşatır” sloganları atıldı. Artan kadın cinayetlerine dikkat çeken Şube Başkanı Ahmet Arıkan, mücadeleyi yükseltme çağrısı yaptı.

KADINLAR İKTİDARIN HEDEFİNDE

Basın açıklamasını okuyan Kadın Komitesi Üyesi Hasret Durgun, kadınların yıllardır hükümetin sistematik saldırı politikalarının hedefi olduğunu belirterek “Saray rejimi topluma deli gömleği giydirmeye çalışıyor. Bunu yaparken de en başta toplumun en dinamik kesimi olan kadınları şiddete, tacize ve tecavüze mahkum ederek gerçekleştiriyor” dedi. Direnen kadınların kadın cinayetleri, tacizler ve tecavüzler iklimini dağıtacağını belirten Durgun, “Bu Emine Bulut’tan Gülistan Doku’ya, Pınar Gültekin’e, İpek Er’e ve Taybet anaya sözümüzdür” diye konuştu.

İstanbul Sözleşmesinin temel amacının kadınları ve kız çocuklarını toplumsal cinsiyet temelli şiddetten korumak olduğunu dile getiren Durgun, sözlerini şöyle sürdürdü: “Devletleri de fiziksel şiddet, cinsel şiddet, ısrarlı takip, çocuk yaşta ve zorla evlilikler gibi bir çok şiddet biçimini önlemek, şiddete maruz kalanları korumak ve şiddet ile mücadele için bütünlüklü politikalar geliştirmekle yükümlü kılmaktadır. Sözleşme ile ‘kadına yönelik şiddet’, ‘ev içi şiddet’ ve ‘toplumsal cinsiyete dayalı şiddet’ tanımlaması; psikolojik şiddet, cinsel saldırı dahil cinsel şiddet, zorla evlendirme, kadın sünneti, zorla kürtaj, zorla kısırlaştırma ve cinsel taciz yasaklanmıştır. Sözleşmenin her bir maddesiyle şiddet eylemlerinin meydana gelmesinin önlenmesi, mağdurlara yardım edilmesi ve faillerin adalet önüne çıkartılması amaçlanmaktadır.”

ŞİDDETİN EN AÇIK ÖRNEĞİ

Saray rejiminin asıl amacının İstanbul Sözleşmesini yürürlükten kaldırmak oluğunu ifade eden Durgun, bu yaklaşımın kadınlara diz çöktürme, susturma ve şiddete boğmanın en açık örneklerinden biri olduğunu ifade etti. Bu yaklaşımın en yetkili ağızlardan yinelendiğini kaydeden Durgun, “Buradan iktidara ve erkek egemen kültürün destekçilerine sesleniyoruz: Orada duracaksınız! İstanbul Sözleşmesi bu ülkenin kadınlarının kazanımıdır. İstanbul Sözleşmesi ancak geliştirilebilir, ondan bir adım geri atmayı kabul etmeyeceğiz. Bir kadın arkadaşımızı daha kadın cinayetlerinde kaybetmeye, bir kadın arkadaşımızın tacize-tecavüze uğramasına, bir kadın arkadaşımızın daha kişiliğinin saldırıya uğramasına izin vermeyeceğiz” diye konuştu. (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Tarikat lideri Fatih Nurullah 12 yaşındaki çocuğa cinsel istismardan tutuklandı

SONRAKİ HABER

Prof. Ateş Kara: Böyle giderse tedavi edecek sağlık çalışanı bulamayacağız

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa