02 Eylül 2020 16:04

"Devlet hastaneleri icralık, pandemi koşullarında enjektör dahi alacak halleri yok"

Devlet ve üniversite hastanelerinin icralık olduğunu aktaran CHP Milletvekili Murat Emir, bu hastanelerin pandemi koşullarında enjektör dahi alamayacak durumda olduğuna dikkat çekti.

Murat Emir | Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Salgında gelinen nokta ve Sağlık Bakanlığının politikalarına ilişkin Mülkiyeliler Birliğinde basın toplantısı yapan CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, devlet ve üniversite hastanelerinin icralık olduğunu vurgulayarak, pandemi koşullarında hastanelerin enjektör dahi alamayacak durumda olduğuna dikkat çekti.

Emir, ayırca sadece Medipol’e verilen ilaç ruhsatına dikkat çekerek, “İlaç bulunamadığı için etkisizliği kanıtlanan Plaquenil tekrar kullanılmaya başlandı ve bu ilaç kalp ritim bozukluklarına sebep oluyor” dedi.

"29 MAYIS HASTANESİNİN NEREDEYSE KENDİSİ KARANTİNAYA ALINACAK"

Sağlık Bakanlığının hastanelerin yüzde 60’ının dolu olduğuna ilişkin açıklamalarının Türkiye genelini içerdiğini ve salgının yoğun yaşandığı illerde hastanelerde yer kalmadığını ifade eden Emir, “Durumun vehametini de Sağlık Bakanlığı yavaş yavaş kabul etmeye başladı” dedi.

Ankara’da 29 Mayıs Hastanesinin nerdeyse kendisinin karantinaya alınacağını söyleyen Emir, “Çalışan sağlık personelinin yarısından fazlasının Kovid-19 testi pozitif” dedi.

"BAKANLIK İLAÇ ÜRETİMİNİ SADECE MEDİPOL’E DEVRETMİŞ DURUMDA"

Bakanlığa 12 ayrı firma varken neden test kitlerinin sadece bir firmadan olduğunu soran belirten Emir, “Şimdi kitlerin 9,8 TL’ye alındığı söyleniyor ama test kitleri ihaleye açılmadan önce USHAŞ üzerinden kaç liraya alındı, Sağlık Bakanlığı’na kaç liradan verildi ve arada fiyat farkı faturası kesildi mi? Çünkü bize gelen duyumlar ihalesiz dönemde kitlerin 60 TL civarında olduğu. 2 milyon test alındığı varsayılsa yaklaşık 100 milyon liralık bir usulsüzlük söz konusu” dedi.

Sağlık Bakanlığı’nın Medipol Üniversitesine ve UZHAŞ’a ayrıcalık tanıdığını ifade eden Emir, “Sağlık Bakanlığı yine yerli ilaç üretimini yetişmiş deneyimli birçok üniversite ve ilaç şirketi varken sadece Medipol Üniversitesi’ne devretmiş durumda” dedi.

"FAVİPİRAVİR BULUNAMIYOR"

Kovid-19 hastalarına verilen Favipiravir ilacını sağlıkçıların bulamadığını ve depoların boşalmış durumda olduğunda söyleyen Emir, “Plaquenil’in tekrar kullanmaya başlandığını duyuyoruz. Sıtma ilacı olan bu ilaç uzun bir süre kullanıldı ve ilacın etkisizliği kanıtlanarak vazgeçilmişti. Sadece Medipol üretsin diye ruhsatlandırılan ilaç bulunamadığı için Plaquenil kullanılmaya başladı ve bu ilaç kalp ritim bozukluklarına sebep oluyor” diye konuştu.

Filyasyon ekiplerine de deneyimsiz ve yeterli eğitimi olmayan kişilerin dahil edildiğini, kimlere test yapılması gerektiğinin ayırt edilemediğini söylyeyen Emir, “Hastanelerde Kovid pozitif çıkan hastalar yer olmadığı için evlere gönderiliyor ancak bu kişileri evlerine götürecek bir mekanizma yok. Bu kişiler, toplu taşıma araçları ya da kendisini taşıyan bir iki kişi ile evine gitmek zorunda kalıyor” dedi.

"KAMU VE ÜNİVERSİTE HASTANELERİ BORÇ BATAĞINDA"

Sağlıkta dönüşüm programı ile hastanelerin borç batağında olduğuna ve devlet hastanelerinin kamu kaynaklarından yararlanamadığına dikkat çeken Emir, “Kamu hastanelerinin toplam borcu 17 milyar lirayı aşmış durumda. Sektör batma noktasında ve hastaneler enjektör dahi alamayacak durumda. Artık firmalar hastaneleri icraya vermiş durumda. Devlet hastaneleri icralık olmuş durumda” dedi.

Grip aşısının önemine de değinen Emir, “Bilim Kurulu ve sağlık örgütleri aşıların yapılmasına dair sürekli açıklamalarda bulunuyor ama aşılarla ilgili herhangi bir çalışma henüz ortada yok. Pandemi koşullarında grip aşılaması yapılmazsa hastalık daha ölümcül bir noktaya gelecek. Her konuda yerli milli iddiasında olan iktidarın aşı konusunda hiçbir şey yapmamış olması düşündürücü” diye konuştu.

Emir, ayrıca “Şehir hastanelerine, otoyol geçişlerine, hava alanlarına oluk oluk para aktarırken devlet ve üniversite hastanelerine temel sağlık malzemesi sağlayan firmaların paralarının ödenmemesi, vatandaşların sağlığının önemsenmemesi anlamına geliyor” diye belirtti.

Emir, sağlık çalışanları arasındaki istifaların yoğunluğuna da dikkat çekti.

"ŞEHİR HASTANELERİNİN İŞE YARADIĞINI GÖSTERMEK İÇİN KÖKLÜ HASTANELERİ KAPATTILAR"

Ankara’da şu anda sadece iki hastanenin pandemi hastanesi olmadığına ve onun da pandemi hastanesi yapılamayacak onkoloji hastanesi olduğuna değinen emir, “Artık bıçak kemiğe dayanmış durumda. Şehir Hastaneleri’nin işe yaradığını göstermek için kapatılan köklü kamu hastanelerinin biran önce açılması gerekiyor. Hastalar yatak bulamazken hastanelerin kapalı olması anlaşılır değil ve bu durum tamamen siyasi bir tercihten kaynaklanıyor” dedi.

Emir, Sağlık Bakanlığının açıkladığı verilerin de güvenilir olmadığını ifade ederek “Sadece Ankara’da günde 2 binin üzerinde vaka olduğunu olduğunu biz biliyoruz. Uzun süredir Dünya Sağlık Örgütü, Türkiye’nin Kovid verilerini ciddiye dahi almıyor. Bakanlık karanlıkta körebe oynayan bir görüntü veriyor” dedi. (Ankara/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Bolu'da, karantina altında olması gereken 78 kişi piknik alanlarında yakalandı

SONRAKİ HABER

Genel iş, Narbel işçisi için yetki başvurusunda bulunacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa