Kovid-19 teşhisi konulan hemşire: Bu süreçte tükendim, bittim
Elazığ’da pandemi kliniğinde görev yaparken Kovid-19’a yakalanan hemşire salgının bütün yükünün sağlık emekçilerinde olduğunu belirterek "Tükendim, bittim. Çok yorucuydu bu süreç" dedi.
Fotoğraf: Freepik
Elazığ’da bulunan bir hastanenin pandemi kliniğinde görev yaparken Kovid-19’a yakalanan bir hemşire yaşadıklarını gazetemize anlattı. Salgının başından itibaren bütün yükün sağlık emekçilerinde olduğunu aktaran hemşire, “Kovidli hastaların yemeleri, içmeleri, kişisel bakımlarıyla da biz ilgileniyoruz. Son nöbette o kadar çok yorulmuştum ki arkadaşlara ‘Kovid olsam da bir 10-14 gün evde dinlensem’ dedim. Tükendim, bittim. Çok yorucuydu bu süreç” diyor.
"YOĞUN BAKIMDA YER YOK, İDARE ET"
“Kovidli hastaların tıbbi ihtiyaçlarını karşılıyor hem de psikolojik olarak destek vermeye çalışıyoruz” diyen hemşire, “Yoğun bakımlar dolu. Yoğun bakımlarda yer olmadığı için ağır hastalar bile servislerde yatıyor” diyerek, yaşadığı bir olayı şu sözlerle özetledi: “Bir hastamız bir akşam kötüleşti, nöbetçi doktoru arıyorum. ‘Bu hasta burada ex olacak bir şeyler yapalım’ diyorum. Nöbetçi doktor ise ‘Yoğun bakım dolu, idare etmemiz gerek’ diyor. Yoğun bakımlar dolu da ben ağır bir hastayı serviste nasıl idare edebilirim. O gece hastaya bir şey olur diye çok endişelendim. Hastanın odasını ara ara kontrol etme gereği duydum. Kovidli bir hastanın yanında 4 dakikadan fazla kalmak büyük risk. Ama vicdanım el vermedi.”
"HASTALARIN KİŞİSEL İHTİYAÇLARINA DA YARDIMCI OLUYORUZ"
Yaşlı bir çiftin Kovid-19’a yakalandığını ve ikisinin de serviste kaldığını anlatan hemşire, “Sabah eşi ölmüş, haberi yok yaşlı adamın. Kendinde değil. Üzerine kusmuş, çok kötü. Hiç kimsesi yok. Ne yapacağımı şaşırdım. Orada kendimi o kadar çaresiz hissettim ki. Bir ara başka bir hasta odasına girdim hasta Türkçe bilmiyor, ‘Ben çok açım’ diye ağlıyor. Kolunu kaldıracak hali de yok. Hasta ile ne kadar uzun süre temas kurarsak bizim de virüs kapmamız yüksek oluyor. Baktım olacak gibi değil hastaya yemek yedirdim, yani bu tarz şeylerle çok karşılaşmaya başladık. Onlar orada açım bir şey yiyemiyorum dediklerinde, kayıtsız kalamıyoruz. Uzun bir süre refakatçi almadık ama sonra almaya başladık. Baş edemedik çünkü. Ama bir kısım hasta yakını da gelmek istemedi. Kendini riske atmak istemedi. Hastalarla da biz ilgilenmek zorunda kalıyoruz” diye konuştu.
"EN AĞIR YÜK BİZİM OMUZLARIMIZDA"
Pandemi kliğinde durumun içler açısı olduğuna dikkat çeken hemşire, “Salgın başladığı ilk günlerde bizim bulunduğumuz şehirde çok fazla vaka yoktu. Ama Kovid servisinden görevlendirilecek olmak ekipman eksikliği vb. nedenler endişemizi biraz daha artırdı. Sonradan tabii yavaş yavaş vakalar çıkmaya başladı. Bu arada ben 25 yıllık bir hemşireyim, puanlama usulüyle görevlendirileceğimiz söylendi. Kısa süre sonra bana da sıra geldi. Ben yalnız yaşayan bir anneyim, bir çocuğum var. 44 yaşındayım. Eve geldiğimde çocuğuma bulaştırma endişesi, böyle bir hastalıkla ilk defa karşılaşıyoruz, ne yapacağımı bilememe gibi durumlar söz konusuydu. Hastalar da her Kovidlinin ölebileceğini düşündükleri için endişeliydi. ‘Acaba buradan çıkabilecek miyiz?’, ‘Nefes almayacak mıyız?’ gibi endişe ve kaygıları vardı. Vakalar artmaya başlayınca bizi çok etkiledi. Pandemi döneminde en çok hemşireler ezildi. En ağır yük bizim omuzlarımıza bindi” dedi.
"PANDEMİ KLİNİĞİNE BİN HASTA MÜRACAT EDİYOR"
Kendisine de geçtiğimiz günlerde Kovid-19 teşhisi konulan hemşire yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Nöbetten çıkmıştım hafta sonu hafif ateşim oldu. Ama tabii hiç Kovid olma ihtimalimi düşünmedim. Sonra kas ağrılarım başladı. Burun akıntım, hapşırmalar devam etti. Yine de değilim diye düşündüm. Kas ağrılarım artınca da doktora gidip test yaptırayım dedim. Pandemi kliniğimize günde 1000 tane müracaat oluyor. Elazığ gibi bir yerde iki hastane var. 1000 müracaat çok ciddi bir rakam. Düşünün 1000 kişi var, orada sıra bekliyorsunuz 6 saat, 7 saat. Kapının önünde ateşiniz ağrınız var. Ben biraz şanslıydım, hemen test yaptırdım. Testim pozitif çıktı. Evdeyim, tedaviye evden devam ediyorum.”
"TÜKENDİM"
Çok ağır şartlar altında çalıştıklarına da dikkat çeken hemşire, “Son nöbette o kadar çok yorulmuştum ki arkadaşlara ‘Kovid olayım bir 10-14 gün evde dinleneyim’ dedim. Tükendim, bittim. Çok yorucuydu bu süreç. Hele son iki ayda çok yorulduk. Gün aşırı nöbetlere gittik. Sabah gidiyorum, ertesi gün sabah çıkıyorum. O gün içinde çocuğumu görmüyorum. Döndüğüm zaman çok yorgunum, çocuğumla ilgilenmek istiyorum. Ama bitmiş durumdayım. Kovid sürecinde çocuğumla aynı sofrada yemek bile yiyemedim. Bu kadar kopuyor ilişkiler” dedi.
"BİZ ALKIŞ İSTEMİYORUZ, TEDBİR ALIN"
Son olarak sağlık bakanlığına ve hükümete seslenen hemşire şunları söyledi: “Sağlık personeli bu kadar göz ardı edilmemeli, bunca yıldır ihmal ediliyor. Hem maddi hem manevi anlamda. Salgın herhalde artık kontrol edilemeyecek bir durumda ama hükümet bunu en baştan daha ciddiye alıp kontrollü bir biçimde atlatmaya çalışması gerekirken bütün yükü sağlıkçılara yükledi. Sağlıkçılar takdir edileceğine maddi manevi desteleneceğine sadece alkışlandık. Biz zaten alkış istemiyoruz hükümetin kendisinin tedbirleri almasını istiyoruz. ‘Halka maske takın’ demekle hükümet sorumluluğu üzerinden atamaz. Hep ekonomik tedbirler sağlık tedbirlerinden önce geldi. Artık sağlık çalışanlarını rahatlatmak istiyorlarsa hükümetin ciddi, sıkı tedbirler alması lazım. Sağlık çalışanlarını da maddi manevi rahatlatmalı.” (İstanbul/EVRENSEL)