Ruhsatları gasbedilen avukatlar Çağlayan'dan seslendi: Avukatlık yapmak istiyoruz
Ruhsat Gaspına Karşı Koordinasyon Çağlayan'da yaptığı basın açıklamasında, ruhsatları gasbedilen avukat adaylarının mesleğini yapmak istediğini belirtti.
Ruhsat Gaspına Karşı Koordinasyon | Fotoğraf: Evrensel
9 hukuk kurumu ve hak örgütünün bir araya gelerek oluşduğu Ruhsat Gaspına Karşı Koordinasyon Çağlayan'da açıklama yaptı. Ruhsatları gasbedilen avukat adaylarının mesleğini yapmak istediğine vurgu yapılan açıklamada, bu hukuksuzluğa son verilmesi çağrısı yapıldı.
Adalet İçin Hukukçular, Çağdaş Avukatlar Grubu, Çağdaş Hukukçular Derneği, Demokrasi İçin Hukukçular, İnsan Hakları Derneği, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği, Özgürlükçü Demokrat Avukatlar, Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı ile Toplumsal Hukuk'tan oluşan Ruhsat Gaspına Karşı Koordinasyon Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi önünde açıklama yaptı. Çok sayıda avukat, stajyer avukat ve hukuk öğrencisinin katıldığı açıklamaya, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ile HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm de katılarak destek verdi.
MAHKUMİYET KARARI YOK AMA AVUKATLIK YAPMALARI ENGELLENİYOR
Burada yapılan açıklamada söz alan Züleyha Gülüm, yargı mekanizması eli ile savunma üzerinde baskı oluşturulmaya çalışıldığını ifade ederek, "Savunmanın sözü sesi her yerden kısılmaya çalışılıyor. Çünkü şunu biliyorlar ki savunma demek insan hakları, demokrasi, hak arama özgürlüğünün önünün açılması demek. Bu nedenle de savunmaya her yönden bir saldırıda alması söz konusu. Avukatların ruhsat gaspı da nunun bir parçası ve bu tümüyle masumiyet karinesine, hak arama özgürlüğüne ve çalışma hakkına aykırı bir düzenleme. Bir konuda yargılanıyor olabilirsiniz, soruşturma konusu olabilirsiniz ama hakkımızda jenüz bir ceza ve hüküm verilmiş değil. Buna dayanarak insanlara mesleğini yapamazsınız, savunma makamında yer alamazsınız demek haksızlığın en büyüğü. Bir an önce arkadaşlarımıza yönelik bu baskıların ortadan kaldırılmalı" dedi.
5'inci maddenin 80'li yıllardan beri var olduğunı hatırlatan Sezgin Tanrıku ise, "2016 darbe girişiminden sonra nedense Adalet Bakanlığının aklına beşinci madde geldi. Türkiye'de en kolay iş savcıların insanlar hakkında davalar açması ve Türkiye'de en kolay iş insanları in adil yargılanmadan mahkemelerde sürülmesi. Genç meslektaşlarımızın haklarında öğrencilikten kalma soruşturmalar olabilir veya bu soruşturmalar davaya dönüşmüş olabilir. Ama haklarında tek bir mahkumiyet kararı yok. Ama buna rapmrn avukatlık yapmaları engelleniyor. Dolayısıyla bakanlığın bu işlemi ve bakanlığın bu işlemine karşı çok etkindir tutum almayan Türkiye Barolar Birliği'nin bu tutumu savunmaya saldırıdır" dedi.
"RUHSAT GASPI SAVUNMAYA SALDIRININ BİR PARÇASIDIR"
Koordinasyon adına konuşan Hukuk Öğrencisi Esra Yeşilova, ruhsatları gasbedilmiş avukat adaylarının bu yıl da ruhsatsız olarak yeni adli yılı karşıladığına vurgu yaptı. Yeşilova, "Son yıllarda yargının bağımsızlığına - ve özellikle savunmaya - yönelik gerçekleştirilen pek çok müdahale nedeniyle Türkiye’de avukatlık mesleğinin niteliğine, itibarına, savunma hakkına ve bir bütün olarak adil yargılanma hakkına ciddi hasarlar verildiğini belirten Yeilova, avukatlara dönük ruhsat gaspının da tüm bu saldırıların parçası olduğuna dikkat çekti. Yeşilova, "Son birkaç yıl içerisinde yapılan kanun değişiklikleriyle avukatların; belirli suçlara ilişkin dosyalarda müdafilik yapması keyfi olarak yasaklanmış, müvekkilleriyle gizli ve özel olarak görüşme hakkı ihlal edilmiş, avukatlar, müvekkillerine isnat edilen suçlardan dolayı yargılanmış, işkence görmüş, tutuklanmış ve ağır hapis cezalarına çarptırılmıştır. Savunma hakkının sindirilmeye çalışıldığı bu siyasi atmosferde stajını tamamlamış ve avukatlık ruhsatı almaya hak kazanmış avukat adayları olarak bizlerin ruhsatlarının Adalet Bakanlığınca gasbedilmeye çalışılması da tam da bu nedenle şaşırtıcı değildir." dedi.
ANAYASAYA AYKIRIDIR
Yeşilova, şunları söyledi:
"Avukatlık Kanunu madde 5/3’e göre Adalet Bakanlığı, hakkında belirli suçlardan ya da 2 yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan kovuşturması bulunan avukat adaylarının ruhsat başvurularının, kovuşturmalarının sonuna kadar bekletilmesi yönünde görüş bildirebilmektedir. Avukatlık Kanunu’nun bu hükmü henüz hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet hükmü bulunmayan bir avukat adayının mesleğe adım atmasını engelleyerek, masumiyet karinesini, çalışma hakkını engellemekte, hukuk güvenliği ve hukuki belirlilik ilkelerinden yararlanma haklarını ihlal etmektedir. 1986 yılında yürürlüğe girdiği günden bu yana herhangi bir uygulaması bulunmayan ve Anayasaya açıkça aykırı bu kanun hükmü 2016 yılındaki darbe girişimi sonrası adeta diriltilmiş ve kanunilik peçesi altında bir muhalif avına dönüştürülmüştür. Hatta Anayasal hakları ihlal eden bu kanun hükmünün kapsamı dışına çıkılma ihtiyacı hissedilmiş ve bakanlık tarafından hakkında yalnızca bir ceza soruşturması bulunan avukat adaylarının dahi ruhsatlarının bekletilmesi yönünde görüş bildirilmeye başlanmıştır. Bakanlık bununla da kalmamakta, TBB’nin direnerek ruhsat verdiği avukatların ruhsatlarının iptali için bu kanun hükmüne dayanarak davalar açmaktadır. Bakanlığın 30 yıl boyunca uygulanması olmayan bir kanun hükmüne bu denli sarılması hukuk adına değildir, siyasi bir tercihtir. Muhalif avukat adaylarını, dayanaksız ve uzun yıllar süren yargılamalarla sindirme amacı taşımaktadır. Muhalifleri ve onların savunmanlığını üstlenecek avukat adaylarını bu şekilde bastırmanın tadını alan Bakanlığın bir sonraki adımının ne olacağını kestirmek mümkün değildir. Hukuki belirlilik ve kazanılmış haklara ilişkin güven ortadan kaldırılmış ve mesleği yapıp yapmayacağımıza yönelik tayin edici karar politik olarak iktidarın yanında olup olmadığımıza göre belirlenir olmuştur. 'Ağaç yaşken eğilir' mantığıyla mesleğimizi icra edip etmeyeceğimize karar vermeye çalışan bu haramiliğe karşı baş kaldırıyoruz." (İstanbul/EVRENSEL)
