SES üyesi sağlık emekçileri: Haklarımızı istiyoruz, ölmek istemiyoruz!
SES üyesi sağlık emekçileri, pandemi sürecinde hayatını kaybeden meslektaşlarını anmak için ve sağlık emekçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesi talebiyle pek çok ilde eylem yaptı.
SES Ankara Şubesinin Hacettepe Üniveristesi Hastanesi önünde yapmak istediği eylem polis tarafından engellendi | Fotoğraf: Evrensel
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) üyesi sağlık emekçileri, pek çok ilde yaptıkları eylemler ve basın açıklamalarıyla pandemi sürecinde hayatını kaybeden meslektaşlarını andı, bir kez daha çalışma koşullarının iyileştirilmesini talep etti. Emekçilerin Ankara'da yapmak istedikleri eylem polis tarafından engellendi.
"BİZ SAĞLIKÇIYIZ, ÖLÜYORUZ"
SES Ankara Şubesi, Hacettepe Üniveristesi Hastanesi önünde alkışlı eylem düzenlemek istedi. Polisin basın açıklamasına izin vermediği eylem, bir dakikalık saygı duruşunun ardından polis engeli nedeniyle son buldu.
Polis engeline takılan ve “Burası hastane, sağlık emekçilerinin olması gereken yerde bizi buradan çıkarmaya çalışıyorlar. Biz sağlıkçıyız, her gün ölüyoruz. Sadece sesimizi duyurmak istiyoruz” diyen sağlık emekçilerinin, pandemi süresince hayatını kaybeden sağlıkçılar için yaptıkları bir dakikalık saygı duruşu süresince basın açıklaması yapmalarına da izin verilmedi. Bir dakikanın ardından polis toplanan sağlık çalışanlarına dağılmaları yönünde baskı yaptı.
SES Ankara Şubesi üyesi sağlık emekçileri, Hacettepe Üniveristesi Hastanesi önünde eylem düzenlemek istedi, polis engeliyle karşılaştıhttps://t.co/F980STvJW9 pic.twitter.com/DF6CVMCb08
— Evrensel Gazetesi (@evrenselgzt) September 3, 2020
"SALGINLA MÜCADELE SAĞLIKÇIYI SUSTURMAKLA OLMAZ"
SES Eş Genel Başkanı Gönül Erden, sağlıkçıların engellenmesinin ardından Evrensel'e değerlendirmelerde bulunarak pandeminin başından beri alınmayan tedbirler ve Sağlık Bakanlığının politikaları sebebiyle 73 sağlık emekçisini kaybettiklerini vurguladı. “Bunu protesto etmek için geldik ama bir kez daha kolluğun müdahalesi ile karşı karşıyayız. Kendi hastanemizin önünde sorunlarımızı dile getiremedik. Pandemi ile mücadele, sağlık çalışanlarının kendi kurumlarının önünde söz söylemesini engellemekle olmaz” diyen Erden, pandemi ile mücadelenin ana hattının sağlık emekçilerinin ve örgütlerinin sürece dahil edilmesiyle olabileceğini vurguladı.
Gönül Erden, “Hükümetin pandemi ile mücadele derdinin olmadığını bir kez daha burada gördük. Sadece pandemiyi fırsata çevirerek mevcut olan diktatör rejimini derinleştirmeye çalışıyor” diyerek toplumun sağlığı ve kendi sağlıkları için mücadeleden vazgeçmeyeceklerini ifade etti.
'ÖLMEK İSTEMİYORUZ'
Sağlık çalışanlarının istirahat olmaksızın çalıştırılmasının insan haklarına aykırı bir durum olduğunu belirten bir sağlık emekçisi ise tek amaçlarının yaşmak ve yaşatmak olduğunu belirtti. Acil olarak sağlık ve sosyal hizmet emekçileri için önlem alınması gerektiğini vurgulayan emekçi, “Biz zaten mağdurduk, pandemi yüzünden en az üç dört kat daha mağdur olduk. Şu dönemde bile özlük haklarının tartışılması utanç verici. Ölmek istemiyoruz” şeklinde konuştu.
Ankara Şehir Hastanesi'nde gerçekleşen eylemde konuşan SES İşyeri Temsilcisi Eylem Kaya Eroğlu ise yaptığı konuşmada sağlık emekçilerinin taleplerinin Kovid salgınının başından beri karşılanmadığını belirtti. Sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin yaşam hakkının korunmasının en temel talepleri olduğunu belirten Eroğlu, rutin testlerin yapılması, yeterli ve nitelikli koruyucu ekipmanın sağlanması, çalışan sayısının arttırılması gibi taleplerinin reddedildiğini vurguladı. Bunun sonucunda sağlık çalışanlarının hayatlarını kaybetmeye devam ettiğini ifade eden Eroğlu'nun konuşması,yitirilen tüm sağlık çalışanları anısına bir dakikalık alkışlı protesto ile son buldu. (Ankara/EVRENSEL)
SES DERSİM ŞUBESİ: HAYATINI KAYBEDEN SAĞLIK EMEKÇİLERİ RAKAMLARDAN İBARET DEĞİL
SES Dersim Şubesi, koronavirüs ile mücadele ederken hayatını kaybeden sağlık emekçileri için Tunceli Devlet Hastanesi’nin önünde bir dakikalık saygı duruşunda bulunarak basın açıklaması gerçekleştirdi. “Yaşatmak için yaşamak istiyoruz, güvenli iş güvenli gelecek” pankartının açıldığı açıklamayı Şube Eş Başkanı Serap Kahraman okudu.
"YETERLİ TEDBİRLER ALINMADI"
Salgının başından beri hem sağlık alanında, hem de salgının kontrolü için alınması gereken tüm önlemler konusunda sağlık ve sosyal hizmet emekçileri olarak gerek şube bazında gerekse de ulusal düzeyde defalarca uyarılarda bulunduklarını hatırlatan SES Dersim Şube Eş Başkanı Serap Kahraman, "Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere taleplerimizi yetkililere iletmeye çalıştık. Ancak salgının başından itibaren ne sağlık emekçileri, ne de halkın korunması için yeterli tedbirler alınmamıştır" dedi.
"SALGIN KONTROL EDİLEMİYOR"
Sağlık emekçilerinin ve hizmet alanların her gün her dakika yaşadığı ve aktardığı sorunlardan hareketle salgının artık kontrol edilemediğine işaret ettiğini belirten Kahraman "Test-temaslı-tedavi algoritmalarının bilimsel yaklaşımlarla uyuşmayacak şekilde değiştirilmesi; sağlık ve sosyal hizmet emekçilerini korumaktan oldukça uzaktır. sağlık ve sosyal hizmet politikaları, salgın kontrolü için alınması gereken önlemlerin ısrarla hayata geçirilmemesi salgının sonraki süreçleri için ise kaygılarımızı çok daha artırmaktadır. Bu durum, tabii ki sendikamıza düşen sorumlulukları da artırmaktadır" dedi.
"EN AZ SAYIDA ÇALIŞANLA İŞ YÜRÜTÜLMEYE ÇALIŞILIYOR"
Sağlık alanındaki salgın hizmetlerinin, sağlık emekçilerinin olağanüstü çalışmaları ile gerçekleştiğini aktaran Kahraman, "Sağlıkta dönüşüm programının bir yansıması olarak sağlık hizmetleri zaten yıllardır en az çalışanla yürütülmeye çalışılmaktadır. 'Normal' dönemler için bile çok yetersiz olan sağlık emekçi sayısı, OECD ortalamalarının çok altındadır. Zaten zor koşullar altında çalışan sağlık emekçileri tüm bu süreç boyunca yorulmuş, tükenmiş, yıpranmış, sağlığından canından olmuştur. Toplu şekilde istifalar, emekli olarak alandan ayrılmalar söz konusudur. Diğer ülke örneklerine baktığımızda salgın boyunca sağlık alanını takviye için emekli olanlar dahi göreve çağırılmıştır" dedi.
"ATAMASI YAPILMAYAN YÜZ BİNLERCE SAĞLIK EMEKÇİSİ VAR"
Türkiye'de ataması yapılmayan yüz binlerce sağlık emekçisinin olduğunu hatırlatan Kahraman, "Hukuksuzca ihraç edilen, güvenlik soruşturmaları bahane edilerek göreve başlatılmayan binlerce sağlık emekçisi göreve çağrı beklemektedir. Artık bu adımın atılması ertelenemez bir zorunluluktur. Pandemi dönemi tüm dünyaya neoliberal, kar odaklı sağlık ve sosyal hizmet modellerinin çöktüğünü, halk sağlığını korumaktan uzak olduğunu; sağlık ve sosyal hizmetlerde kamusal hizmetlerin ne kadar önemli ve hayati olduğunu tekrar hatırlatmıştır" diye konuştu.
"KAMU HİZMETLERİ GİDEREK ÖZELLEŞİYOR"
Türkiye'de de neoliberal politikaların etkisi ile kamu hizmetlerinin giderek özelleştirildiğini belirten Kahraman, "Sağlık ve sosyal hizmet alanı gibi tamamen özelleştirilemeyen hizmetlerde ise kısmi özelleştirmeler yolu ile bu hizmetler piyasaya açılmıştır. Bu kurumlar şirket mantığı ile çalıştırılmaktadır. Bu politikaların en önemlilerinden birisi de, kamuda kadrosuz- güvencesiz çalışmanın yaygınlaşmasıdır. ‘Güvenceli iş güvenli gelecek’ şiarıyla tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin kadroya alınması ve güvencesiz çalışmanın kalıcı olarak sonlandırılması; sağlık ve sosyal hizmet alanlarında yetersiz olan emekçi sayısının kadrolu atamalarla artırılması için her iki alanda da en azından OECD ortalamasına ulaşacak şekilde güvenceli istihdam yapılması gerektiğini bir kez daha söylüyoruz" dedi.
"SAĞLIKTA ŞİDDET ARTIYOR"
Sağlıkta şiddet olaylarının her geçen gün artarak devam ettiğini belirten Kahraman "Kronik hastalığı olan sağlık emekçilerinin çalıştırılmaya zorlanması diğer kurumlarda hamile emekçilerinin idarî izinli sayılırken hamile sağlık emekçilerinin çalışmaya zorlanması, ikisi de sağlık emekçisi olan çiftlere ve riskli aile bireyleri olan sağlık emekçilerine kolaylık sağlanmaması, sağlık emekçilerinin dönüşümlü çakışma genelgeleri kapsamına alınmaması düzenli tarama (PCR) testlerinin yapılmaması yeterli sayıda ve nitelikte koruyucu ekipman sağlanmaması pandeminin meslek hastalığı ve iş kazası statüsüne alınmaması bizleri daha fazla öfkelendiriyor" dedi.
"SAĞLIK EMEKÇİLERİ HAYATINI KAYBEDİYOR"
Sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin yaşam hakkına sahip çıkılması, çalışma koşullarımızın düzeltilmesi, risk grubundaki sağlık emekçilerinin izinli sayılması, yeterli ve nitelikli koruyucu donanım sağlanması, rutin test yapılması, sağlık ve sosyal hizmet emekçisi sayısının yeterli düzeyde artırılması, pozitif, şüpheli temaslı sağlık emekçilerinin hiçbir koşulda çalıştırılmaması gibi taleplerin yeterli karşılık bulmadığı için maalesef hemen her gün birden fazla sağlık emekçisinin hayatını kaybettiğini belirten Kahraman "Bu süreçte toplam 75 sağlık emekçisi vefat etmiş yaklaşık 20.000 sağlık emekçisi de enfekte olmuştur. Kaybettiğimiz mesai arkadaşlarımızı anmak ve rakamlardan ibaret olmadığımızı, hayatını kaybeden her bir sağlık emekçisinin birer insan olduğunu vurgulamak istiyoruz" dedi. (Dersim/EVRENSEL)
ANTALYA: SALGINLA MÜCADELE DEĞİL ALGI YÖNETİLİYOR
Antalya’da da SES üyeleri, Atatürk Devlet Hastanesi önünde yapılan açıklama hayatını kaybeden emekçileri andı.
Çok sayıda sağlık emekçisinin katıldığı eylemde konuşan SES Şube Eş Başkanı Dr. Kaan Taşer, hükümetin salgının başından itibaren ne sağlık ve sosyal hizmet emekçileri ne de halkın korunması için gerekenleri yapılmadığı eleştirilerinde bulundu.
Sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin yaşam hakkına sahip çıkılması, çalışma koşullarının düzeltilmesi, risk grubundaki sağlık emekçilerinin izinli sayılması, yeterli ve nitelikli koruyucu donanım sağlanması, rutin test yapılması, sağlık ve sosyal hizmet emekçisi sayısının yeterli düzeyde artırılması, pozitif, şüpheli temaslı sağlık emekçilerinin hiçbir koşulda çalıştırılmaması yönünde talepleri olduğunu dile getiren Taşer, ancak bunlar karşılık bulmadığı için maalesef hemen her gün birden fazla sağlık emekçisi arkadaşlarının hayatını kaybettiği söyledi.
Sadece geçen hafta 9 sağlık emekçisinin salgın nedeniyle hayatını kaybettiğini söyleyen Taşer, yaşamını yitiren meslektaşlarını anarak, onları unutmayacaklarını dile getirdi.
Ülkeyi yönetenlerin virüsle mücadeleyi tamamen halkın inisiyatifine bırakmış olmasından ötürü halka seslenen Taşer, “Lütfen kendimizi ve çevremizdekileri korumak için, maskemizi takalım, sosyal mesafemizi koruyalım, hijyen kurallarına uyalım, çalışmak zorunda değilsek mümkün olduğu kadar dışarıya çıkmayalım. Çünkü yönetenler salgınla gerekli mücadeleyi vermiyor, onlar salgınla mücadeleyi değil algıyı yönetmek istiyor" dedi. (Antalya/MA)