05 Eylül 2020 00:05

Sanki işçiler mahkum, fabrika hapisane!

İşçiler günde 12 saat çalışmaya zorlanıyor, erken çıkmasınlar diye fabrikanın bahçe kapısı kilitleniyor. İşçilerin, pazar ve resmi tatillerde çalışmaları karşılığı ise fazla çalışma ücreti ödenmiyor.

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Çorlu’da Velimeşe Organize Sanayi Bölgesi’nde bir fabrika. Ünlü markalara temizlik malzemesi üretiyor. Çoğu kadın 100 işçinin çalıştığı fabrika, artan üretim baskısıyla birlikte adeta hapishaneye dönmüş durumda. İşçileri günde 12 saat çalışmaya mecbur bırakmak için servisleri kaldıran fabrika yönetimi, işçiler daha erken çıkmasın diye fabrikanın bahçe kapısını kilitliyor. İşler arttıkça daha uzun süre çalışmaya zorlanan işçilerin, pazar ve resmi tatillerde çalışmaları karşılığı ise fazla çalışma ücreti ödenmiyor.

FAZLA MESAİNİN MESAİSİNİ YAPIYORUZ

İşçilerin işten atılma tehlikesi nedeniyle ismini yazmadığımız fabrikada bez, sünger, mob, ıslak mendil gibi temizlik ürünleri üretiliyor. Görüştüğümüz bir işçi yaşadıklarını şöyle anlattı:

“Bizim normal çalışma saatimiz 08.30-16.30 olduğu halde, hafta içi her gün 18.30’a kadar çalışıyoruz. Bizim ve fabrika yönetimi için normal çalışma 18.30’a kadarmış gibi çalışıyoruz. Zaten iki saat fazla mesai yapıyoruz. Bir de bunu üzerine hafta içi genellikle 20.30’a kadar çalıştırılıyoruz. Yani fazla mesainin fazla mesaisini yapıyoruz. Gece çalışmalarında ise zaten 12 saat çalışıyoruz. Çünkü servisler buna göre ayarlanıyor. Gündüz vardiyasında 16.30’da servis zaten gelmiyor. Ama mutlaka 18.30’da servis gelirdi. İşten çıkan bu saatte çıkar servise binip evine giderdi. Ama işler çoğaldıkça 12 saat çalışmayı mecbur yaptılar. 18.30’daki servisi kaldırarak işçilerin işten çıkışını engellemek istiyorlar. Hatta bir gün işçiler çıkıp gitmesin diye fabrikanın bahçe kapısını bile zincirlediler. Servis çıkmayınca özellikle kadın işçileri ya eşleri gelip alıyor, ya da yola çıkıp minibüs ile evlerine gitmek zorunda kalıyor.”

RAPORU OLAN BİLE ÇALIŞTIRILIYOR

“Biz mahkum muyuz ki zorla bizi tutuyorlar! Bu fabrika hapishane mi!” diye tepki gösteren başka bir işçi ise şunları söyledi:

“Yeni doğum yapmış, emzirmek zorunda olduğu bebeği olan kadın işçi, rahatsız olduğundan dolayı raporu olan işçi bile zorla çalıştırılmak isteniyor. Yıllar önce bir kadın işçi servis olmadığı için işe minibüs ile geliyordu. Bu arkadaş minibüsten inip fabrikaya gelmek için yolun karşısına geçerken araba çarptı ve ölümden döndü. Şimdi işçiler yine eve gitmek için yol kenarına çıkıyor. Burada çalışanların çoğu kadın. Bu durum çok tehlikeli. Bir işçinin başına bir şey gelse kimse sahip çıkmıyor. Daha önce kaza geçiren Emine ablaya sahip çıkmadıkları gibi.”

FAZLA MESAİ ÜCRETİ PATRONUN KASASINA

Pazar ve resmi tatillerde de çalışmak için çağırıldıklarını ancak fazla mesai ücreti verilmediğini söyleyen bir başka işçi “Fabrika bazen pazar günleri ve resmi tatillerde dahi bizi çağırıyor. Ama bu çalışma karşılığında fazla mesai ücreti alamıyoruz. Hafta içi yüzde 50 mesai ücreti alırken resmi tatillerde alamıyoruz. Asgari ücretle çalıştığımız için bizim günlüğümüz 70 liraya geliyor. Hafta sonu çalışsak sadece çalıştığımızın karşılığını alıyoruz. Fazlası patronun kasasına. Bunu birçok defa gündeme getirmemize rağmen burada kural bu diyerek işin içinden çıkıyorlar. Bir de ‘Mesaiye gelmeyen ertesi gün gelmesin’ diye tehdit ediyorlar” diye konuştu.

FABRİKA BÜYÜDÜKÇE İŞÇİ DAHA ÇOK EZİLİYOR

Fabrikanın kriz ve pandemi koşullarında dahi üretimi durdurmadığını, hatta büyüdüğünü söyleyen bir başka işçi, işler çoğaldıkça üretimin aynı sayıda işçiyi daha fazla çalıştırarak yaptırıldığını söyledi. İşçi “Patron yeni müşteriler bulup siparişler artıyor. Islak mendil üretmek için yeni makineler alıyor. O büyüdükçe işçiler daha fazla ezilmeye başladı” dedi.

BEDENİMİZ BU TEMPOYU KALDIRMIYOR

Çalışma koşullarından en çok kadın işçiler etkileniyor. Bir kadın işçi yaşadıklarını “Bir kere çok yoruluyoruz. Varis, bel ve boyun fıtığı, kas sertleşmesi yaşayan kadın işçi var. Çalışırken acı çekiyoruz. Bedenimiz bu çalışma temposunu kaldırmıyor. Diğer taraftan evde sorun yaşıyoruz. Birçok kadın arkadaş evde kavga ediyor. Huzursuzluk çıkıyor. Bir de eve gidince ev işleri derken bitiyoruz. Kendimizden vazgeçtik çoluk çocuğa hasret kalıyoruz. Patronlar herhalde bizi makine sanıyor” sözleriyle anlattı. (Çorlu/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

FKÖ Yürütme Konseyi Genel Sekreteri: Trump seçim hırslarına Filistin'i kurban etti

SONRAKİ HABER

Mustafa Sönmez: Yoksullaşma Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte hızlandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...