09 Eylül 2020 00:58

Bir Belarus ‘Maidan’ı mı?

Minsk merkezli Marksist bir grup olan “Poligraf Red”den Paul Cabana, ülkesindeki gelişmeleri yorumladı. Cabana'ya göre yaşananların Ukrayna'daki Maidan günleriyle benzerliği olduğu kadar farkı da var.

Fotoğraf: Marina Serebryakova/AA

Paylaş

Belarus, geçtiğimiz hafta sonu da 26 yıldır ülkeyi yöneten Cumhurbaşkanı Lukaşenko karşıtı kitlesel gösterilere sahne oldu. Ülkede iktidar mücadelesi sürüyor. Minsk merkezli Marksist bir grup olan “Poligraf Red”in temsilcisi Paul Cabana ise, muhalefetin de iktidardaki Lukaşenko’nun da ekonomik politikalar açısından ülkeyi neoliberal modele götüreceğine dikkat çekiyor.

Belarus’taki muhalefet hareketinin, Ukrayna’da 2013’te iktidarı Batı emperyalizmi lehine deviren ve aşırı sağcıların yönettiği Maidan (Meydan) hareketiyle benzerlikleri bulunduğunu ancak farklılıklarının da göz ardı edilmemesi uyarısı yapan Cabana, “Birincisi, aşırı sağ güçler şu anda neredeyse hiç fark edilmiyor. İkincisi, iktidar için savaşan Ukrayna’daki gibi güçlü oligark gruplarımız yok. Oligarklarımızın çoğu iktidar rejimiyle yakından bağlantılı. Genel olarak şu anda protestolar çok daha barışçıl ve kapsayıcı. Örneğin protestolara SSCB bayrağıyla gelirseniz, dövülmezsiniz” diyor.

Paul Cabana’nın antiimperialista.org sitesinde 1 Eylül’de yayımlanan söyleşisi şöyle:

Belarus’ta Lukaşenko’yu devirmeye çalışan mevcut sokak hareketi konusunda ne düşünüyorsunuz?

Mevcut sokak hareketi Belarus’un yakın tarihinde gördüğümüz en büyük hareket. Harekete dahil olan insanların çoğunun gerçekte neyi başarmak istedikleri ve nasıl bir gelecek istedikleri konusunda tam bir farkındalıkları yok. Temel olarak Lukaşenko’yu devirmenin yeterli olacağı konusunda belirsiz bir umutları var, ve ondan sonra her şey güzel olacak.

Elbette, hareket kazanırsa iktidara gelme olasılığı en yüksek olanlar bu geleceği çok net bir şekilde anlıyor. Devlet mülkiyetinin büyük ölçüde özelleştirilmesi, sanayisizleştirme, sağlık sisteminin “optimizasyonu” vb. İle açık bir şekilde neoliberal bir vizyon. Sol olarak bu amaçları destekleyemeyeceğimizi söylemeye gerek yok.

Lukaşenko’yu devirmek için bunca yıl başarısızlıkla sonuçlanan Batı yanlısı çabalardan sonra, neden şimdi muhalefet ilk kez halk desteğini toplayabiliyor?

Mevcut durumu benzersiz kılan bir dizi faktör var. Birincisi, her şeyden önce Kovid-19’a bağlı dünya çapındaki kriz, insanları ekonomik olarak daha güvensiz yaptı. İnsanlar fakirleşiyor ve bu onları daha da kızdırıyor.

İkincisi, son zamanlarda hükümet pek popüler olmayan bir dizi karar aldı ve bariz hatalar yaptı. Bunlardan en önemlisi, bir tür işsizlik vergisi getirme girişimiydi, bu sadece büyük bir gizli işsizliği ortaya çıkarmakla kalmadı aynı zamanda vatandaşlar arasında pek çok hoşnutsuzluğu da teşvik etti. Çalışanları temelde haklarından mahrum bırakan istihdam sözleşmesi sistemi de pek popüler değildi ve öyle de devam ediyor. Ayrıca emeklilik yaşı da yükseltildi, bu hiçbir zaman popüler bir hareket değil. Son olarak, Başkanın Kovid-19 sorununu şaka yollu inkar etmesi birçok insanı gereksiz yere kızdırdı (Gerçekte Belarus sağlık hizmetleri bu sorunla görece iyi başa çıkıyordu).

Üçüncüsü, bu kez İnternet medyasında, aday Viktor Babariko lehine büyük bir kampanya vardı. Açıkça pahalı, iyi yapılmış ve şimdiye kadar gördüğümüzden daha büyük bir kampanyaydı. Hükümet medyası televizyon ve gazetelerle sınırlı ve hükümetin bakış açısının internette neredeyse hiç varlığı yok. İktidar rejimi, internetin insanların zihinleri üzerindeki etkisinin kapsamını tam anlamadı.

Ya işçi grevleri? İşçiler neoliberal kapitalist güçleri gerçekten destekliyorlar mı?

Birincisi, çok az gerçek grevimiz oldu. Çoğunlukla, sadece grev öncesi hazırlık durumuydu, şimdi ise etkin bir şekilde sona erdiler. İşçiler nüfusun bir parçası ve işçiler arasında da muhalefetin siyasi olarak aktif destekçileri var. Ama ne o zaman çoğunluktu, ne şimdi çoğunluk.

Sorun şu ki, seçimlerden hemen sonraki milis (polis) vahşeti  Belarus’un yakın tarihinde daha önce görülmemiş bir ölçekteydi. Ve işçilerin hareketsiz apolitik çoğunluğunun, politik olarak daha bağlı iş arkadaşlarını desteklemesini sağladı.

Milis vahşeti durduğunda (Çoğunlukla işçilerin protestolarının bir sonucu olarak), muhalefeti aktif olarak destekleyen işçilerin sayısı çok azaldı.

Yine de birçok işçi gösterilere katılıyor ve grevlerle tehdit ediyor, ancak gerçekte muhalefet açıkça bu konuda hayal kırıklığına uğradı. Polonya’daki “Solidarność” (Dayanışma Sendikası) hareketi benzeri için var olan umutları tatmin olmadı.

Belarus’taki hareket Ukrayna ‘Maidan’ına benzetilebilir mi?

Elbette Maidan ile karşılaştırma çok açık. Ne de olsa bu da AB’nin açık desteğiyle milliyetçi bayraklar altında liberal bir protesto. Ancak farklılıklar da göz ardı edilmemelidir.

Birincisi, aşırı sağ güçler şu anda neredeyse hiç fark edilmiyor (Her ne kadar kesinlikle harekette yer alsalar da). Milliyetçiler Belarus’da Ukrayna’dakinden çok daha zayıflar. İkincisi, iktidar için savaşan Ukrayna’daki gibi güçlü güçlü oligark gruplarımız yok. Oligarklarımızın çoğu iktidar rejimiyle yakından bağlantılı. Genel olarak şu anda protestolar çok daha barışçıl ve kapsayıcı. Örneğin protestolara SSCB bayrağıyla gelirseniz, dövülmezsiniz.

Ancak yine de bazı tehlikeli benzerlikler ortaya çıkıyor. Örneğin, seçim hilesinde yer aldıkları ileri sürülen öğretmenlere karşı İnternette farklı zorbalık kampanyaları mevcut.

Lukaşenko’nun baskıcı tepkisi hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu hareket için bir itici güç değil mi?

Evet, kesinlikle öyleydi. Tepki yalnızca şimdiye kadar gördüğümüz en sert tepki değil, aynı zamanda açıkça gereksizdi. Sersemletici bombalar ve plastik mermiler, Minsk’i seçim gecesi bir savaş alanı gibi gösterdi. İnsanlar dövüldü ve işkence gördü. Bu, daha önce apolitik olan birçok vatandaşı gerçekten şok etti ve protestolara aktif olarak katılmalarını sağladı. Lukashenko açısından büyük hataydı bu.

Kremlin, Lukaşenko’yu aktif olarak desteklemiyor görünüyor. Bunu nasıl açıklamak lazım? Lukaşenko’yu içeriden değiştirmeye çalışabilirler mi?

Son zamanlarda Kremlin, Lukaşenko’yu gerçekten de destekledi, bu açıkça Belarus Cumhurbaşkanının bazı büyük vaatlerinden sonra oldu.

Ancak değiştirme planı hakkında söylentiler oldu ve hâlâ bol miktarda mevcutlar. En şüpheli şey, elbette, aday Viktor Babariko’nun aslında Rus Gazprom’un kardeş şirketinin müdürü olması. Belarus’ta bir Rus özel askeri şirketinin (Wagner Grubu) ortaya çıkmasıyla birlikte, bu, Lukaşenko’nun doğrudan Rusya’yı seçimlere müdahale etmekle suçlamasına bile neden oldu. Ama şimdi geçmişte kalmış görünüyor.

Her neyse, bu konudaki gerçeği gerçekten bildiğimizden emin olamayız.

Hareket artık geriliyor mu yoksa hâlâ yükseliyor mu?

Esasında ileri geri sallanıyor. Bazen zaferin eşiğindeymiş gibi görünüyor, bazen neredeyse bitmiş. 1 Eylül’de okullar ve üniversiteler açıldıktan sonra protestolarda kesinlikle bir artış göreceğiz.

Sol ve komünist güçler olarak, krizin üstesinden gelmek için öneriniz nedir? Veya, sosyal kazanımları sürdürmek ve yine de bir demokratikleşmeye izin vermek mümkün müdür?

Sosyal kazanımları sürdürmek ve yine de bir demokratikleşmeye izin vermek, eğer bunu yapan sol olsaydı kesinlikle mümkün olurdu. Yoksa hem Lukaşenko hem de muhalefet, ekonomiyi kaçınılmaz olarak neoliberal modele doğru götürecek.

Fakat şu anda Belarus’taki sol güçler feci derecede zayıf ve iktidara gelme şansları yok. Bunu kabul etmek üzücü ama şu anda esas olarak hiçbir şey yapamıyoruz. Ve savaşın hangi tarafı kazanırsa kazansın, sol büyük olasılıkla bazı baskılara maruz kalacak.

Yapabileceğimiz şey yeni insanları bir araya getirmek, örgütler oluşturmak ve güçlendirmek; sol fikirleri teşvik etmek ve işçi kolektifleriyle bağlantılar kurmaktır.

Bir dahaki sefere benzer bir kriz çıktığında hazır olmak için.

Grubunuzu tanıtabilir misiniz?

Minsk’ten Marksist bir grup olan “Poligraf_Red”iz. Online bir dergimiz var: http://poligraf.red/ ve bir de YouTube kanalımız: https://www.youtube.com/c/POLIGRAFRED

Liberallerin ve milliyetçilerin kamuoyuna tamamen hakim olduğu bir durumda, Gramsci’nin kültürel hegemonya dediği şey için savaşmanın özellikle önemli olduğunu düşünüyoruz. Bilgiyle yönetilen dünyada, amacımız komünist gündemi ve Marksist teoriyi teşvik etmek için bir internet medyası işlevi görmektir. (DIŞ HABERLER)

(Çeviri: Evrensel Dış Haberler Servisi)

ÖNCEKİ HABER

Çavuşoğlu'dan Doğu Akdeniz açıklaması: Tatbikatlar NATO kuralları çerçevesinde

SONRAKİ HABER

Remziye Yoldaş'ı katleden erkek tutuklandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa