09 Eylül 2020 00:05
Son Güncellenme Tarihi: 09 Eylül 2020 04:28

İşçi mektubu: Fabrikada vakalar arttı ama çalışmak zorundayım

"İşten çıktığım takdirde hem iş bulmamın bir garantisi yok hem de devam eden giderler var. Anlaşılan biz işçilerin canının bu hesapta bir yeri yok."

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Ankara’dan bir işçi

OSTİM’de 300’e yakın kişinin olduğu bir fabrikada çalışıyorum. Salgın sürecinin başında işsizdim ve iş bulmakta çok zorlanmıştım. Maddi sorunlar nedeniyle iş seçme tercihimin kalmadığı bir durumda bu işi buldum. Ağır işlerde çalışabilir raporu ile girilen bir fabrika olması, 50 yaşında olmam ve kadın olmamla birlikte normal şartlarda burada çalışmak istemezdim ama 3 aylık işsizlik dönemimde çok sıkıntıya düştüm; ev kirası, genel giderler ve kredi ödemeleri beni buna mecbur etti.

Bu şekilde bile her şey zorken bir de salgının fabrikada yayılması sonucu iyice sıkışmış bir durumdayım. İlk vaka bayramdan önce görüldü ve arkası geldi. Şu an koronavirüs olan 50’yi geçkin arkadaşımız var ve benim aynı bantta çalıştığım iş arkadaşım da birkaç gün önce hastaneye gidip test yaptırdı ve onunki de pozitif çıkmış. Bunun yanında fabrika sahibinden bir tedbir veya karantina söylemi duymadık. Temizlik işleri daha da sıklaştı ama onu da yine bizlere yaptırıyorlar. Her güne birimizin adını yazdık, tuvaletlerin mescidin ve ortak alanların günde birkaç kez çamaşır suyu ile yıkanması için. Bir de işe ilk girdiğimde her sabah bir tane maske veriliyordu, şimdi iki tane veriliyor. Mağazalarda kafelerde falan girişte ateş ölçülüyor, bizim fabrikanın girişinde o da yok. Her gün kol kola çalıştığım arkadaşım pozitif çıkmışken tedbir adına sadece yedek maske verilmesi ne kadar koruyacak beni?

Benim en azından bir süre karantinaya girmem gerekirdi ama bu bizim tercihimize sunulmuyor. O da şöyle; karantinaya girersen ücretsiz izinli sayılıyorsun ve sigorta primin tam yatmıyor. Zaten ben işsiz kaldığım dönemdeki borçlarımı kapatmaya çalışırken şimdi bu tedbiri almak için paramın kesilmesini tercih edemiyorum haliyle. Yani aslında bu bir tercih değil ya hastalanmamak için parasız kalacağım ya da hastalanmayı göze alıp ayın sonunu getirmeyi kâr sayacağım.

Bu kadar zor şartlarda çalışmamın bir nedeni de emekliliğime az bir günümün kalması ve tek seçeneğimin burada çalışıp primimim dolmasını beklemek… İşten çıktığım takdirde hem iş bulmamın bir garantisi yok hem de devam eden giderler var. Anlaşılan biz işçilerin canının bu hesapta bir yeri yok. Haliyle bize sunulan bir tercih de yok. Kumar masası gibi ya öleceğiz ya da yaşamak için para kazanacağız...

ÖNCEKİ HABER

Ankara'da 6 günde 106 sağlık çalışanı Kovid-19'a yakalandı

SONRAKİ HABER

Kılıçdaroğlu: Vaka sayıları da ölüm oranı sayıları da gerçeği yansıtmıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa