2019’da gelir dağılımındaki adaletsizlik azalmış
Türkiye İstatistik Kurumu 2019 yılına ilişkin Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması sonuçlarını açıkladı. Rapor gelir dağılımındaki adaletsizliğin azaldığını ileri sürüyor.
Fotoğrağraf: MA
Türkiye'de en yüksek gelire sahip yüzde 20'lik grubun toplam gelirden aldığı payın geçen yıl bir önceki yıla göre 1,3 puan azalarak yüzde 46,3'e gerilediği; en düşük gelire sahip yüzde 20'lik grubun aldığı payın ise 0,1 puan artarak yüzde 6,2'ye ulaştığı açıklandı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2019 yılına ilişkin Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması sonuçlarını açıkladı.
Hane halkı kullanılabilir gelirinin, hane halkı büyüklüğü ve kompozisyonu dikkate alınarak hesaplanan eşdeğer hane halkı büyüklüğüne bölünmesiyle elde edilen "eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert gelirine" göre, en yüksek gelire sahip yüzde 20'lik grubun toplam gelirden aldığı pay, 2019'da bir önceki seneye kıyasla 1,3 puan azalarak yüzde 46,3 ve en düşük gelire sahip yüzde 20'lik grubun payı da 0,1 puan artarak yüzde 6,2 oldu.
Verilere göre toplumun en zengin yüzde 20'sinin geliri, en yoksul yüzde 20'sinin gelirinin 7,4 katı.
Gelir dağılımı eşitsizliği ölçütlerinden olan ve sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımında eşitliği, 1'e yaklaştıkça gelir dağılımında bozulmayı ifade eden Gini katsayısı, 2019'da bir önceki yıla göre 0,013 puan azalışla 0,395 olarak tahmin edildi.
TÜİK’in ekonomiye ilişkin istatistiki verileri uzun süredir tartışma konusu oluyor. Çarşı ve pazardaki fiyat artışlarını yansıtmayan enflasyon rakamları, daraltılmış işsizlik hesaplaması gibi pek çok veri kamuoyunda inandırıcı bulunmuyor.
"SÜREKLİ YOKSULLUK" ORANI DEĞİŞMEDİ
Eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 60'ına göre, son yılda yoksul olan ve aynı zamanda önceki 3 yıldan en az 2'sinde yoksul olduğu belirlenen fertleri kapsayan ve 4 yıllık panel veri kullanılarak hesaplanan "sürekli yoksulluk" oranı, 2019'da bir önceki yıla göre değişmeyerek yüzde 12,7 olarak tespit edildi.
Oturulan konuta sahip olanlar 2018 yılına göre 0,2 puan azalarak 2019 yılında yüzde 58,8 olarak hesaplanırken, kirada oturanların oranı yüzde 25,6, lojmanda oturanların oranı yüzde 1,3, kendi konutunda oturmayıp kira ödemeyenlerin oranı ise yüzde 14,3 oldu.
Kurumsal olmayan nüfusun 39,3'ü konutunda, "izolasyondan dolayı ısınma sorunu", yüzde 36,9'u "sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçeveleri ve benzeri problemler", yüzde 26,1'i "trafik veya endüstrinin neden olduğu hava kirliliği, çevre kirliliği veya diğer çevresel sorunlar"la karşılaştı.
2019'da, bir önceki yıla göre nüfusun konut alımı ve konut masrafları dışında borç veya taksit ödemeleri 0,7 puan artarak yüzde 71,1'e yükseldi.
Nüfusun yüzde 9,6'sına bu ödemeler yük getirmezken, yüzde 19'una çok yük getirdi.
Hanelerin yüzde 58,7'si evden uzakta bir haftalık tatil masraflarını, yüzde 33,6'sı iki günde bir et, tavuk ya da balık içeren yemek masrafını, yüzde 29,7'si beklenmedik harcamaları, yüzde 19,2'si evin ısınma ihtiyacını, yüzde 56,6'sı eskimiş mobilyaların yenilenmesini ekonomik olarak karşılayamadığını beyan etti.
Finansal sıkıntıda olma durumunu ifade eden maddi yoksunluk, çamaşır makinesi, renkli televizyon, telefon ve otomobil sahipliği ile ekonomik olarak beklenmedik harcamaları yapabilme, evden uzakta bir haftalık tatil masrafını karşılayabilme, kira, konut kredisi ve faizli borçları ödeyebilme, iki günde bir et, tavuk, balık içeren yemek yiyebilme ve evin ısınma ihtiyacını karşılayabilme durumuna ilişkin hane halklarının algılarını yansıtıyor. Belirtilen 9 maddeden en az 4'ünü karşılayamayanların durumunu ifade eden "ciddi maddi yoksunluk" oranı, 2018 yılında yüzde 26,5 iken, geçen yıla ilişkin anket sonuçlarında 0,2 puan azalarak yüzde 26,3 oldu. (EKONOMİ SERVİSİ)