12 Eylül tanıkları: Baskılar aynı, bugün sadece yöntemler değişti
Üzerinden 40 yıl geçmesine rağmen hafızalardaki tazeliğini koruyan 12 Eylül darbesinin tanıkları, günümüzdeki baskıların o dönemden farklı olmadığını belirterek değişenin yöntem olduğunu söyledi.
Fotoğraf: Selahattin Yılmaz/AA
12 Eylül 1980 askeri darbesinin üzerinden 40 yıl geçti. Darbe sonrası açıklanan resmi verilere göre, 1 milyon 683 bin kişi fişlendi, 650 bin kişi gözaltına alındı, 14 tutuklu açlık grevlerinde yaşamını yitirdi, 171 kişi sorgu ve cezaevindeki işkence sırasında hayatını kaybetti, 49 kişi de sıkıyönetim mahkemelerinin kararları ile idam edildi. Gerçek sayıların, resmi verilerden çok daha fazla olduğu darbe süreci sonrası sıkça tartışıldı.
Dönemin tanıkları, darbenin öncesi ve sonrasını Mezopotamya Ajansından Kadir Güney'e anlattı.
Darbe olduktan kısa bir süre sonra ülke çapında afişlerle arananlar arasına girdiğine değinen Beyazıt Altınkum, uzun bir müddet gizlendiğini ancak yapacağı bir görüşme öncesinde gözaltına alındığını aktardı.
Altınkum, “İstanbul 1’inci Şube’de askıya alarak işkenceye başladılar. 30 gün boyunca işkence ettiler. Bir gün askıda unuttular. Ne kadar kaldığımı hatırlamıyorum. Kendimden geçmiştim. Sadece derinden ‘Adamı unuttuk, öldü’ sesleri geliyordu. Askıdan indirdiklerinde direk yere düştüm. Müebbet alırım derken 17 sene ceza almam benim için sürpriz oldu. 6 sene cezaevinde kaldım” sözleriyle yaşadıklarını anlattı.
"NE HİKMETSE DEMOKRASİ VAR AMA OLAĞANÜSTÜ BİR BASKI DA VAR"
O günlerde yaşananları bugün ile kıyaslayan Altınkum, “12 Eylül’de işkence vardı, insanlar ölüyordu. Olağanüstü olaylar için darbe yapılmıştı. Bugün ne hikmetse ‘demokrasi var’ ama olağanüstü bir baskı da var. 12 Eylül’de herkes bu sürecin biteceğini biliyordu, öyle de oldu. Ama bugün iktidar 20 yıldır kademeli bir şekilde toplumsal muhalefetin üzerinde baskı oluşturarak, sindirme politikası uyguluyor. 12 Eylül’de dahil burjuvazi her istediğini yapabilmiş değildi. Bu dönemde iktidar yapıyor” dedi.
YURT DIŞINA ÇIKMAK ZORUNDA KALDI
Dönemin bir diğer tanığı Şehmus Tekin de darbe gecesi Mardin’in Kızıltepe ilçesinde sendikal faaliyetler için toplantıda olduklarını ve sabaha darbe ile uyandıklarını belirtti. Haberi alır kırsal alanlara geçtiklerini ve bir süre sonra yurt dışına çıktığını aktaran Tekin, “Yaklaşık 4 yıl Şam ve Lübnan’da kaldım. 83’ten sonra yurda dönme kararı aldım” diye konuştu.
12 Eylül dönemi öncesi tüm baskılara rağmen ciddi bir muhalefetin olduğunu söyleyen Tekin, "Bugün toplumsal muhalefetin örgütlülük düzeyi zayıf olduğu için baskılar daha şiddetli kendini hissettiriyor” tespitinde bulundu.
90 GÜN İŞKENCE
Darbeden kısa bir süre sonra 96 gün gözaltında kalan ve bu sürecin 90 gününü işkence altında geçiren Süleyman Toklu da unutamadığı birçok anısı olduğunu aktardı.
Toklu, “Ankara’dayken aç kalırdım. Bunu bilen farklı siyasetten arkadaşlar, tuvalete giderken bana az aza yemek vermeye çalışıyordu. Yakalandıklarında ise işkence görüyorlardı. Bu beni çok üzüyordu. Bir de 90 gün işkencede konuşmadım. Bundan dolayı konuşturamadıkça kendi aralarında dert yanmaları hoşuma gidiyordu” diye konuştu.
HER DÖNEMİN BASKI YÖNTEMLERİ VAR
“Yargılandığım dönemde gizli tanık ve sahte belge duymadım" diyen Toklu, şöyle devam etti: "Yönetim tarafından istemedikleri kişileri bırakmamak için her yola başvuruluyor.” (HABER MERKEZİ)