Kenan Bilgin'in kaybedilişinin üzerinden 26 yıl geçti: Adalet mücadelemiz sürecek
Ankara'da 12 Eylül 1994 tarihinde gözaltına alınan Kenan Bilgin'in gözaltında kaybedilmesinin 26'ncı yıl dönümü. Kenan Bilgin'in kardeşi İrfan Bilgin'le adalet mücadelesini konuştuk.
Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel
Eylem NAZLIER
İstanbul
Ankara'da 12 Eylül 1994 tarihinde gözaltına alındıktan sonra kendisinden haber alınamayan ve gözaltında kaybedilen Kenan Bilgin için 26 yıldır adalet mücadelesi sürüyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararına rağmen Kenan Bilgin’in akıbeti hakkında devlet yetkilileri susmaya devam ederken kardeşi İrfan Bilgin “Katilleri yargı önüne çıkarma mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz” dedi.
12 Eylül 1994 yılında Ankara’da Terörle Mücadele Şubesi (TEM) ekiplerince yapılan TDKP operasyonu sırasında gözaltına alınan Kenan Bilgin’in gözaltında kaybedilişinin 26. yıl dönümü.. Kenan Bilgin dosyasında Türkiye, AİHM tarafından mahkum edilmesine rağmen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı “Kenan Bilgin’in Ankara Emniyetine bağlı nezarethanelerden birine alındığına dair hiçbir veriye ulaşılamamıştır” demeye devam etti. Kenan Bilgin'in kardeşi İrfan Bilgin de bütün kayıp yakınlarının istediği gibi, kaybedenlerin yargılanması ve ağabeyinin bir mezarının olmasını talep ediyor. İrfan Bilgin ile 26 yıldır verdiği adalet mücadelesini konuştuk.
"26 YILDIR BİZİ DUYMADILAR"
“26 yıldır kayıp yakınları, insan hakları savunucuları ve duyarlı insanlarla devlet tarafından sorgusuz sualsiz gözaltına alınıp işkence sonucu katledilen, bir daha ortaya çıkarılmayan bu insanlarımızın akıbetini soruyoruz ve sormaya da devam ediyoruz” diyen Bilgin, “Bu süreçte çok zaman devletin saldırılarına uğradık ama bıkmadık, usanmadık. Galatasaray Meydanı’nda her cumartesi saat 12.00’de bu cinayeti işleyen devlet yetkililerine seslendik. Bu insanlarımızı kaybedenlerin ortaya çıkarılıp yargılanması ve bu insanlarınızın kemiklerinin nereye atıldığını bulup ailelerine teslim edilmesi taleplerimizi haykırdık. Ancak ne yazık ki 26 yıldır bu insani talebimizi duymadılar, görmediler. 'Bilgimiz yok, biz almadık, dağa gitmişler' gibi söylemlerle taleplerimizi yanıtsız bıraktılar” ifadelerini kullandı.
"BİR TÜRLÜ OLUMLU YANIT ALAMADIK"
İrfan Bilgin, kaybedilen bu insanların hepsinin dosyalarında nerede alındıkları, nereye götürdükleri, hangi işkence merkezlerinde katledildiklerine dair birçok tanığın bilgisi ve tanıklığı olduğuna dikkat çekti.
Kenan Bilgin dosyasının da bunlardan biri olduğunu vurgulayan Bilgin, “1994 Ankara operasyonunda 11 kişiyle birlikte Kenan gözaltına alındı. Ankara terörle mücadele şubesinde günlerce işkence yapıldı. Bu 11 kişi kayıt altına alındı fakat Kenan kayıt altına alınmadı. Kenan, bu arkadaşlarına ‘Bunlar beni halen kayıt altına almadılar, beni kaybedecekler’ diye seslendi. Bu dönemde tüm arayışlarımızdan sonuç alamadık. Başvuru yaptığımız hiçbir kurum da olumlu cevap vermedi. Verdikleri cevap ‘Biz almadık, bizde yok’ oldu. Kenan’la birlikte alınanlar savcıya çıkarılırken bu kişiler Kenan’ı gördüklerini, zaman zaman konuştuklarını, Kenan’ın kendilerine ‘Beni kaybedecekler’ dediğini anlattılar. Fakat mahkeme heyeti bunları duymadı. O dönem Ankara’da Cumhuriyet Savcısı olarak görev yapan Selahattin Kemaloğlu, Kenan’la ilgili araştırma yapmak istedi, Ankara Emniyet Müdürlüğü buna izin vermedi. Bu savcı ‘Çok güçlü bilgilerim var, Kenan burada gözaltına alındı ve öldürüldü’ demiştir ancak bu savcı taşraya sürgün edildi. Bunların hepsi Kenan Bilgin dosyasında tanık ifadeleri olarak mevcut. Fakat bu dosyalar sümen altı edildi ve üzerinden 20 yıl geçtikten sonra zaman aşımına uğradı” ifadelerini kullandı.
"ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ"
Adalet mücadelesini sonuna kadar sürdüreceklerini söyleyen Bilgin, “Er ya da geç o gün gelecek, bunlar sanık sandalyelerine oturacaklar. İşte o zaman bu dosyalar kapanacak. Biz kayıp yakınları olarak ne Galatasaray Meydanı’ndan ne de bu katilleri yargı önüne çıkarma mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Analarımıza sözümüz ve sorumluluğumuz var, vazgeçmeyeceğiz” dedi.
26 YILDA NELER OLDU?
35 yaşındaki Kenan Bilgin, 12 Eylül 1994 tarihinde gözaltına alınarak Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesine götürüldü. Ailesi, avukatları ve İnsan Hakları Derneği, Kenan Bilgin’e ulaşmak için girişimlerde bulundu ancak Ankara Emniyeti onun gözaltına alındığını inkar etti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına başvuran ailesi, Kenan Bilgin’in bulunmasını istedi. Kenan Bilgin'i bulmak, faillere ulaşmak için girişimlerde bulunan Ankara Cumhuriyet Savcısı Selahattin Kemaloğlu’nun görevini yapması engellendi ve Kemaloğlu Ankara’dan sürüldü. Soruşturmayı devralan Savcı Özden Tönük, tanıkların polisi ve devleti küçük düşürmeye yönelik gerçek dışı iddialarda bulunduğunu içeren 3 sayfalık bir rapor yazarak dosyayı kapattı.
İç hukukta sonuç alınamayınca dava AİHM’ye taşındı. Mahkeme, Kenan Bilgin’in 12 Eylül 1994 tarihinde güvenlik güçlerince gözaltına alındığını, kendisinin 3 Ekim 1994 tarihine kadar güvenlik güçlerinin elinde bulunduğunu ancak bu konuda hiçbir kaydın tutulmadığını tespit ederek Türkiye’yi oy birliği ile mahkum etti. AİHM, Bilgin ailesinin iddialarının hiçbir şüpheye yer bırakmayacak kadar açık olduğunu belirtmesine rağmen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, “Kenan Bilgin’in Ankara Emniyetine bağlı nezarethanelerden birine alındığına dair hiçbir veriye ulaşılamamıştır” demeye devam etti.