Moria’daki mültecilerle acil dayanışma ve insani çözüm çağrısı
Midilli'deki Moria kampında çıkan yangın sonrası mültecilerin yaşadığı insani krize ilişkin çeşitli çevrelerden yardım ve dayanışma çağrıları geldi.
Yunanistan’ın Midilli (Lesvos) Adası’nda bulunan Avrupa’nın en büyük mülteci kampı Moria’nın, çıkan yangınlar nedeniyle tamamen tahrip olmasının ardından mülteci mülteciler su, yemek ve tuvalet gibi en temel ihtiyaçlarını karşılayamazken çeşitli kesimlerden yardım ve dayanışma çağrıları geldi.
Midilli Adası sakinlerinin bir kısmı mülteci karşıtı tutum sergilerken önemli bir kısmı ise sığınaksız kalan mültecilere yardım için kampanyalar düzenliyor. Yerel gazete Stonisi’nin haberine göre Midilli İlerici Kadınlar Derneği, ada halkını mültecilerle ve özellikle kadın mültecilerle dayanışmaya çağırarak yiyecek, su, bebek maması, maske ve ilaç yardımı yapılmasını istedi.
Gazetenin haberine göre, Yunanistan Komünist Partisi (KKE) Midilli Örgütü de ada sakinlerine “Midilli halkı hükümetin şantajına boyun eğmemeli” çağrısı yaptı. Açıklamada,
“Binlerce mülteci ve göçmenin adada sıkışıp kalmasından sorumlu olanların, kapalı bir yapı oluşturma planlarını kabul etsinler diye ada sakinleri üzerinde baskı oluşturmak için mülteci ve göçmenleri sıcağın altında sokaklarda; ilaçsız, gıdasız ve susuz bırakması insanlık dışıdır. Midilli halkına hükümetin şantajına boyun eğmeme, gıda, su ve temizlik malzemesi yardımı yaparak mültecilerle dayanışma; mülteci ve göçmenlerin acilen özgür bırakılmaları için mücadele ve adadaki tüm benzer yapıların kapatılması çağrısı yapıyoruz” denildi.
“Midilli bilim ve meslek kuruluşları” da gerçekleştirdikleri toplantı sonrası yaptıkları açıklamada da hükümetten Midilli’deki mültecilerin büyük kısmının ana karaya taşınması için acil önlemlerin hayata geçirilmesini talep etti.
‘HÜKÜMET VE AB’NİN DEĞİŞMEZ SUÇU’
Yeni Sol Akım (NAR) Midilli Örgütü de yazılı bir açıklama yaparak, “Moria Yunan hükümetlerinin (Yeni Demokrasi, PASOK ve SYRIZA) ve bu sefil cehennemi yaratan ve devleştiren AB’nin değişmez suçudur. Mevcut hükümetin mülteci karşıtı histerisi, bazı yerel yetkililerin mülteci karşıtı histerisinin de desteğiyle bu eşi görülmemiş felakete yol açtı” dedi.
“Moria Kampı’nda Kovid-19 vakası tespit edilmesi durumunda ne olacağına dair büyük korkularımız 8 Eylül gecesi doğrulandı” denilen açıklamada, “Binlerce kişinin korku, öfke, açlık, sefalet ve ıstırabı ve Moria cehenneminde kalıcı olarak dışlanmaları bu sonuçları getirdi. Antikapitalist sol olarak ilk andan itibaren cehennemin kapatılması için mücadele ederken, pandeminin başlangıcından itibaren bölgesel düzeyde ve sendikalar aracılığıyla müdahalelerle ve kitle hareketiyle, kamptaki vakalar konusunda ciddi tehlikeler hakkında uyarıda bulunduk ve acil çözüm ve ihtiyaçların karşılanmasını talep ettik” ifadeleri kullanıldı.
SEFALET KOŞULLARI VE IRKÇILIK BİRLEŞTİ
Moria gözaltı merkezi ve ülkenin diğer adalar ve ülke çapındaki mülteci kamplarındaki karantina koşullarının mülteci ve göçmenlerin barbarca yoksullaştırılmasının hayal gücünün ötesine geçtiğinin vurgulandığı açıklamada, yerel yöneticiler, ada kurumları ve faşist grupların nefret söylemi ve ırkçılığının da bu senaryoya eklendiğine dikkat çekildi.
Açıklamada “İltica başvuruları konusundaki belirsizlik, sınır dışı edilme korkusu, adalara ve gözaltı merkezlerine kapatılma, polis güçleri tarafından günlük şiddet içeren muamele ve yerel topluluklar tarafından dışlanarak marjinalleştirilme; AB-Türkiye-Yunanistan politikası ve anlaşmasının mührü basılmış ‘medeni Batı’da mültecilerin yaşadığı koşullar bunlardı” denildi.
MÜLTECİLER İÇİN ACİL TALEPLER
NAR Midilli Örgütü açıklamasında mültecilerle dayanışma ve ihtiyaçlarının sağlanması için şu koşulların yerine getirilmesi talep edildi:
- Moria’daki mültecilerin Midilli’nin otellerine yerleştirilmesi ve karantinanın ardından Yunanistan ana karasındaki otellere nakledilmeleri. Herkese gerekli ve acil sağlık hizmetinin sağlanması
- Mülteci ve göçmenlerin istedikleri yere-ülkelere seyahat edebilmeleri için seyahat belgeleri sağlanması
- Şehirlerde ve köylerde insani yaşam koşullarına sahip olmalarının; çalışma, eğitim, sağlık vb. tüm haklarının sağlanması
- Polis baskısı, ırkçı ve faşist şiddetin durdurulması
- Barbar AB-Türkiye anlaşmasının yürürlükten kaldırılması
Açıklamada, “Modern cehennemleri yaratan AB ve hükümetin barbar halk karşıtı politikasına karşı mücadele” çağrısı da yapılarak, “Moria’nın ve tüm toplama kamplarının nihai olarak kapatılması için yerel halk ve göçmenlerin ortak mücadelesi”nin gerekli olduğu belirtildi. (DIŞ HABERLER)