Cezaevlerinin alarm verdiğini belirten Gergerlioğlu: Canlar gidiyor, bakanlık sessiz…
Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu: Cezaevlerinden onlarca şikayet alıyoruz. Adalet Bakanlığı ise büyük bir sorumsuzluk içerisinde, en son açıklamayı haziran ayında yaptı.
Fotoğraf: Envato
Meltem AKYOL
İstanbul
Türkiye’nin her yerinde koronavirüs vakalarında yaşanan artış cezaevlerinde de gözleniyor. Hemen her gün cezaevlerinden gelen şikayetler artıyor. Cezaevlerini yakından takip eden Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu hemen her yerden aldıkları haberleri bakanlık da dahil her kademede yetkiliye sorduklarını belirterek, “2 ölüm haberi var bildiğimiz, biri Diyarbakır diğeri Gümüşhane’den. Ama onlara dair bile bir açıklama yok. Susarak geçiştirmeye çalışıyorlar” dedi.
‘DIŞARIDAKİ ARTIŞ CEZAEVLERİNE YANSIYOR’
İnsan Hakları Derneğinin 3 ayda bir açıkladığı raporlara göre, cezaevlerinden sağlık hizmetine ulaşımın kısıtlı olduğu, koğuşların kalabalık olduğu, dezenfekte işleminin sıklığının azaldığı, havalandırmaların geç açılıp erken kapatıldığı, sabun, çamaşır suyu ve dezenfektanların ücretli dağıtıldığı ve yemeklerin kötü olduğu gibi şikayetlerin olduğu onlarca başvuru yapılıyor.
Dışarıda artan vaka sayısının içeriye de yansıdığını belirten Gergerlioğlu, cezaevlerinden onlarca şikayet aldıklarını vurguluyor. Pek çok cezaevinde bulunan tutuklu ve hükümlü yakınlarının çaresizce kendisini aradığını aktarıyor.
Cezaevlerinin zaten kapasitesinin çok üstünde kalabalık olduğunu söyleyen Gergerlioğlu, Kayseri Bünyan Cezaevi örneğini verdi. Gergerlioğlı, “Arıyorum cezaevinden ‘Personelde var, mahpuslarda yok’ deniyor. Test yapılmıyor ki, nereden biliyorsunuz. Mahpuslara test yapmama tutumu var” dedi.
İNSANLAR KADERLERİNE TERK EDİLDİ…
Bakanlık ise sessiz. Üstelik sadece bakanlık değil, cezaevi müdürlükleri ile savcılıkların da sessiz kaldığına dikkat çekiyor Gergerlioğlu: “Dışarıda vakalar artmaya başladıktan sonra cezaevlerinde de daha çok vaka artış haberleri, şikayetleri almaya başladık ailelerden. Örneğin Gümüşhane Cezaevinde bir mahpus, Mustafa Kabakçıoğlu, Kovid-19 olduğu şüphesi ile karantinaya alınıyor, sabah cenazesi bulunuyor. Sonradan Kovid olmadığı ortaya çıktığı halde tansiyon hastası kişiyi tek kişilik hücreye koymuşlar. ‘Bununla ilgili bir açıklama yapın’ dedik yok, Ailesi suç duyurusunda bulundu hiçbir açıklama yok. Bir başka örnek Diyarbakır’dan. Diyarbakır T Tipi Cezaevinde 80 yaşında Bahattin Kardaş’ın sabah cenazesi bulunuyor tek kişilik karantina koğuşunda. Böyle vakalar oluyor ancak Adalet Bakanlığı büyük bir sorumsuzluk içerisinde, en son açıklamayı haziran ayında yaptı.
Sadece Bakanlık değil, bakın cezaevlerini arıyorum, Kovid vakalarını soruyorum. Müdür ‘Savcı bey yetkili, ona sorun’ diyor, savcı ‘Yetkili değilim, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğüne sorun’ diyor. Onlar da ‘Aa savcı bey açıklama yapmadı mı, ama biz yapamayız ki’ diyerek topu taca atıyorlar. Susarak geçiştiriyorlar. İnsanlar kaderlerine terk edilmiş durumda…”
"SAĞLIK HİZMETİNE ERİŞİM ZOR"
Sağlık hizmetine erişim de çok zor. Silivri’den örnek veriyor Gergerlioğlu: “Silivri’de kalan bir mahpus kanser hastasıydı, revire çıkana, oradan hastaneye gidene kadar adamcağızın teşhisi geç oldu, kanser olduğu anlaşıldı ve kısa sürede hayatını kaybetti. Yine kemoterapisi çok geciken mahpuslar var. Bakın birçok hasta mahpus var ve tedaviler gecikiyor ve candan gidiyor, insanlar yaşamlarından kaybediyorlar.”
ÇOCUKLAR 'ÇATLADI' DİYOR ANNELER
Koronavirüs nedeniyle cezaevinde olan çocukların da dışarıdaki yakınlarına verilemediğini belirten Gergerlioğlu, Şakran Cezaevinden kendisine ulaşan bir mahpusun söylediklerini aktarıyor: “Cezaevinden bir anne yazmıştı bana ‘Çocuklar çatladı artık dayanamıyorlar’ diye. Şimdi cezaevlerinde 800’ü aşkın çocuk var diyoruz ama bu konudaki en son açıklama 2019 kasım ayında yapıldı, yani o tarihten beri çocukların durumuna ilişkin, kaç çocuk olduğuna ilişkin Bakanlığın bir açıklaması yok. Defalarca sorduk ve herhangi bir açıklama yapmadılar” diyor.
"40-45 GÜNLÜK KARANTİNA"
Kronik hasta ile kemoterapiye hastalarının bundan imtina ettiğini söylüyor Gergerlioğlu. Hastane dönüşü karantina koğuşunda kalmanın zorunlu olması nedeniyle mahpusların tedavilerini ertelediğini söyleyen Gergerlioğlu, “Koğuşların durumu çok kötü, sıcak suyu dahi yok. Bakımsız yerler, insanlar orada kalmamak için hastaneye gitmiyor. Bir de tabii süresi var. Karatina koğuşunun normalde süresi 14 gün. Sonra yanına birisi daha geliyor, karantina süresi de uzuyor o zaman. 40-45 gün o kötü karantina koğuşlarında kalanlar var. Bunu görünce zaten zor erişilen tedaviden bile vazgeçiyor mahpuslar” dedi.