"12 Eylül 1980’de yargılananlar ve yaşayanlar anlatıyor" paneli
İstanbul Şişli’de Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS), 78'liler girişimi, Karşı Sanat Çalışmaları ve Şişli Belediyesi, "12 Eylül'de yargılananlar ve yaşayanlar anlatıyor" başlıklı bir panel düzenledi.
Fotoğraf: Evrensel
İstanbul Şişli’de bulunan Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde, Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS), 78'liler girişimi, Karşı Sanat Çalışmaları ve Şişli Belediyesi, "12 Eylül'de yargılananlar ve yaşayanlar anlatıyor" başlıklı bir panel düzenledi. Yapılan konuşmalarda 12 Eylül süreci anlatıldı, günümüzde yaşananların 12 Eylül’den daha ağır olduğuna dikkat çekildi.
Panelin moderatörlüğünü TYS adına ise yazar Tahir Şilkan gerçekleştirdi. 12 Eylül döneminde ‘resmi rakamlara’ göre 650 bin kişinin gözaltına alındığını, 1 milyon 683 bin kişinin fişlendiğini aktaran Tahir Şilkan, “14 bin kişi cezaevlerindeki açlık grevlerinde ölmüş, 171 kişi sorgularda ve cezaevi işkencelerinde can vermiş, 49 kişi idam edilmiştir. Sıkıyönetim yasası uyarınca görevden alınan yaklaşık yirmi bin kişi, gözaltında kaybedilenler, yasaklanan grevler, kapatılan dernek ve sendikalar, yasaklanan toplantı ve gösteri yürüyüşleri, yoksullaşan emekçiler, gülme sırasının kendilerine geldiğini söyleyen patronlar, 12 Eylül’ün çok kısa özetidir” dedi. Şilkan, şair yazar Sennur Sezer’i de anarak, Sezer’in o dönem için yazdığı şiirleri okudu.
Açılış konuşmalarını ise Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin, 78 Girişimi Sözcüsü Celalettin Can, konuşma gerçekleştirdi.
12 EYLÜL’Ü YAŞAYANLAR ANLATIYOR
Açılış konuşmalarının ardından TYS Genel Başkanı Adnan Özyalçıner’in konuşması ile panel devam etti. “12 Eylül 1980 asker darbesi sermayeyi, egemen güçler arkasına alarak işçi sınıfına karşı yapılmış bir darbedir” diyen Özyalçıner, o dönem şair, yazar, aydın, sanatçı ve sendikaların nasıl hedef haline getirildiğini aktardı. Türkiye Yazarlar Sendikası 1982 yılında açılan davayla Selimiye Kışlası’nda sıkıyönetim tarafından üç buçuk yıl yargılandığına değinen Özyalçıner, “Biz 18 yazar sıkıyönetimde üç buçuk yıl yargılandık, ama tutuksuz yargılandık. 7 buçuk-15 yıl arasında bir ceza talep ediyorlardı. Ona rağmen tutuklanmadık. Bugün tek bir laf etseniz tutuklusunuz. Gazeteciler, aydınlar, yazarlar cezaevlerinde. Ben diyorum ki Eylül’ün gölgesi üstümüzde gittikçe de kararıyor” dedi.
12 Eylül askeri darbesinin halen ağırlığının ve etkisini sürdüğünü belirten şair-yazar Halil İbrahim Özcan, o dönem yaşadıklarını ve tanıklıklarını anlattı. Özcan, “Bu ülkede Eylül’ün karanlığının devamında mutlaka bedel ödeyen insanlar çıkıyor. Özgürlük her daim bedel ister. Bu bedel de kolay olmuyor” diye konuştu.
DİSK/Tekstil İşçileri Sendikası Onursal Başkanı Rıdvan Budak, 12 Eylül’de özgürlükçü anayasa, örgütlü toplum, sosyal devlet, hukuk devletinin askıya alındığına aktardı. Budak, 12 Eylül’ü günümüzle kıyasladığımızda daha ağır koşulların yaşadığına dikkat çekerek, “Sonuçta bu kadar baskı yoktu. Bu denli insanlar acımasızca tutuklanmıyorlardı. Daha kötü ve daha sıkıntılı günler yaşayacağımız izlenimi hepiniz ediyorsunuzdur. Buradan kurtulmak için birlikteliğe ihtiyaç var. Demokrasi mücadelesinden emekli olunmaz. Biz demokrasi, insan hakları, özgürlük bu mücadeleyi vermeye devam edeceğiz. İmamlara yenilgiyi kabul etmek mümkün değil. Kenan Evren’in sivil versiyonu Tayyip Erdoğan’dır. Birisinin askeri elbisesi vardı birisi sivil. Aynı baskı, aynı süreç devam ediyor. Bunun karşısında birleşmezsek onlar yaşamlarını sürdürmeye devam ederler” dedi.
Barış Derneği adına yazar Ataol Behramoğlu’nun gönderdiği yazı okundu. 12 Eylül 1980 yakın tarihimizin en karanlık ve yıkıcı bir günü olduğunu belirten Behramoğlu, “1980 darbesinin hedeflerinden biri de kurucu ve yöneticilerinden biri olmaktan her zaman onur duyacağım Türkiye Barış Derneğidir” diyerek tutuklanma süreçlerini ve davalarda yaşanan hukuksuz süreci özetledi. Duruşmada hapis cezası aldığını ve teslim olmamak için ailesi ile ülke dışına çıktığını aktaran Behramoğlu’nun mektubu şu ifadelerle devam etti: “Bütün davaların beraatla sonuçlanması sonucunda beklemeksizin ülkeye, bu kez işsizliğe ve kesintiye uğrayan yaşamlarımızı onarma çabalarıyla dönüş yaptık. Onlar da ayrıca güç zamanlardı. Çekilen sıkıntılar, yurdumuza, insana ve emeğine, özgürlüğe, adalete ve aydınlığa olan inancımızın bedelidir. Ne mutlu barış ve özgürlük savaşçılarına.”
Şair-Tiyatro sanatçısı Orhan Alkaya ise, 12 Eylül’den sonra Şehir Tiyatroları’nda atıldığını belirterek, “O dönem Türkiye’nin tamamında işinden çıkarılan kamu görevlisi 5 binin altındadır. 15 Temmuz sonrası çıkardıkları KHK’larla işten atılan kamu görevlisi kesin olmamakla birlikte 150 bin civarında olduğu söyleniyor. Bir gün arkadaşım avukat Ergin Çinmen aradım. O bana şunu söylemişti; ‘Ben 12 Eylül mahkemelerinden avukat olarak bir kere bile mahkeme salonundan atılmadım ama Ahmet Altan ve Mehmet Altan davasında iki kere salondan atıldım. Öyle bir dönemdeyiz işte. Bugünü anlamak için 12 Eylül’ü ve daha geriye gitmek, yaşananlara bakmak lazım” dedi.
Şair-Yazar Hasan Erkul, Diyarbakır 5 No’lu cezaevinde yaşananları araştırmak için Gerçekleri Araştırma Adalet Komisyonunu kurduklarını söyleyerek, “Özellikle 1980-1984 döneminde kalan arkadaşların ne yaşadığını dinledik. 500 kişiyi dinledik. “Türkçe konuş çok çok konuş” bu Diyarbakır cezaevinin bilinen bir yanı. Ama başka bir yanı daha var o cezaevinden çıkanlar dışarıda birbiriyle karşılaştıkları zaman ‘çıkışlı’ diyorlar. Çıkışlı lafı nasıl bir süreçten geçtiklerini anlatan bir laf. Bu söz onlarda derin bir kültür anlatıyor. Diyarbakır Araştırma Adalet Komisyonunu olarak ilk Suruç’a gittik orada arkadaşları dinlediğimizde ilk söyledikleri söz, ‘vahşet anlatılmaz yaşanır’ sözüydü” diye konuştu.
Şair-Yazar Altan Öktem, 12 Eylül 1980 askeri darbesinde gözaltına alındığı sürecini ve yaşadıkları süreci aktardı. Şair ve Yazar C. Hakkı Zariç, “12 Eylül’den 11 yıl sonra, 1991 yılının 12 Eylül’ünde tutuklandım” diyerek Erdal Eren için yazdığı yazıyı okudu. Konuşmacılar, yaptıkları konuşmalardan sonra tek tek 12 Eylül’ü anlatan şiirler okudular. Panelin ardından Şişli Belediyesi yetkilileri, paneldeki konuşmacılara çiçekler verdi. (İstanbul/EVRENSEL)