Dr. Berk Esen: Akdeniz’de üstünlük mücadelesi gerilime neden oluyor
Doğu Akdeniz’deki gerilimi Evrensel'e değerlendiren Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Berk Esen, "Akdeniz’de üstünlük mücadelesi gerilime neden oluyor" dedi.
Fotoğraf: DHA
Şerif KARATAŞ
İstanbul
Doğu Akdeniz üzerinden yaşananları yorumlayan Siyaset Bilimci Dr. Berk Esen, gerilimin sahada üstünlük kurma mücadelesinden kaynaklandığını belirtti. Doğu Akdeniz’de Avrupa Birliği üyesi devletlerin farklı görüşlere sahip olduğunu anlatan Esen, Almanya’nın Yunanistan ile Türkiye arasında soyunduğu ara buluculuk işinde çok başarılı olamadığını söyledi.
Doğu Akdeniz’deki gerilimi Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Berk Esen ile konuştuk. Doğu Akdeniz gerilimiyle ilgili Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un, “Biz Avrupalılar, Türk halkına değil Erdoğan hükümetine karşı açık ve sert olmalıyız” açıklamasına, Erdoğan, “Sayın Macron, senin şahsımla daha çok sıkıntın olacak” ifadeleriyle yanıt verdi. Esen, yapılan açıklamalara dair şu değerlendirmelerde bulundu: “Daha önce de birçok konuda karşı karşıya gelen Macron ile Erdoğan’ın arası zaten uzun süredir bozuk durumdaydı. Fakat bu krizde birbirlerine yönelik ifadeleri hiç olmadığı kadar sert bir çizgiye geldi. Macron, Erdoğan’ı direkt olarak hedef almaktansa Türkiye hükümetinin takip ettiği çizgiyi tasvip etmediğini ve Türkiye’nin bir müttefik olarak davranmadığı eleştirisinde bulundu ve diğer ülkeleri Türkiye’ye karşı hareket etmeye çağırdı. Erdoğan ise Fransa, hükümet ve Macron arasında ayrıma gitmeyen sert bir açıklama yaparak hem Macron’u hem de hükümeti suçladı. Son dönem popülist liderlerden dış politikada duymaya alıştığımız tarz, kendi kamuoyuna yönelik sert ve diplomatik diller bağdaşmayan bir açıklama yaptı.”
Avrupa Birliği (AB) içinde başta enerji ve dış politika olmak üzere birçok konuda genelde üyeler arasında fikir ayrılıkları olduğunu anlatan Esen, “Aslında sadece Doğu Akdeniz ile başlamış bir durum değil. Birlik içinde yer alsalar da AB üyesi ülkeler kendi ulusal çıkarları ve tabi hükümetlerin ideolojik pozisyonları doğrultusunda genelde birbirlerinden farklı yollar takip edebiliyorlar. Bu bazen toplantılarda uzlaşmaya yöneliyor bazen yönelmiyor. Açıkçası dış politika ve enerji alanında da genelde yönelmiyor. Benzer bir durumu Doğu Akdeniz’de de görüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
"ALMANYA ARA BULUCULUKTA ÇOK BAŞARILI OLAMADI"
Almanya ve Fransa’nın hem Türkiye’ye yaklaşımı hem de Doğu Akdeniz krizine yaklaşımları açısında aralarında bir görüş farklılığı olduğunu belirten Esen, devamla şunları söyledi: “Almanya tabii birliğin en büyük ekonomiye, en çok nüfusa sahip ülkesi ve bu ülkenin temelde aradığı şey ekonomik istikrar. Dolayısıyla bir kriz politikası gütmeyi tercih etmiyor. Ve tabii Almanya’da yaşayan fazla sayıda Türkiye kökenli vatandaş nedeniyle Almanya her zaman Türkiye ile olumlu ilişkiler takip etmeye çalışır. Ve sonuçta Türkiye’nin çokta AB’den uzakta bir çizgiye yönelmesini istemez. Bu nedenden ötürü Almanya’nın biraz da Amerika’dan aldığı direktifle ya da en azından Amerika’dan aldığı taleple Yunanistan ve Türkiye arasında ara buluculuğa soyunduğunu ama bunda da çok başarılı olamadığını görüyoruz. Fransa açısından da durum çok farklı. Fransa çok uzun süredir Macron iktidara gelmeden önceki dönemlerden başlayarak Fransa’yı bir Akdeniz gücü olarak ön plana çıkarmaya çalışıyor. Dolayısıyla Akdeniz ülkeleriyle iyi ilişkiler kurmaya çalışıyor. Ve özellikle de kendi hinterlandını korumaya çalışıyor.”
Erdoğan hükümetinin son birkaç senede Doğu Akdeniz’de aktif politikası dolayısıyla Fransa’nın tepkisini çektiğini söyleyen Esen, “Biz bunu Macron’un hem Libya’ya yönelik açıklamalarında hem Doğu Akdeniz’deki pozisyonundan hem de son Lübnan gezisinden anlıyoruz” dedi.
"MACRON İÇ SİYASETTE ELİNİ GÜÇLENDİRMEK İSTİYOR"
Fransa’nın, AB’den güç alarak Türkiye’yi bölgede yalnızlaştırmaya çalıştığını ifade eden Esen devamla şunları söyledi: “Dolayısıyla bunun Akdenizde üstünlük arama çabasından kaynaklandığını söyleyebiliriz. Türkiye’nin Libya’daki hükümetle birkaç ay önce imzaladığı anlaşma da bölgede paniğe neden oldu. Açıkçası Fransa, Yunanistan, Mısır’ın bu anlaşma sonrası giderek sertleştiğini düşünüyorum. Böyle ekstra bir neden var. Fransa iç siyaseti uzun süredir çok karışık. Macron çok büyük bir oy oranı ile seçimi kazanmasıyla birlikte ondan sonraki dönemde Fransa siyasetinde istikrarı yakalayamadı. Sarı Yelekli Hareketinin ortaya çıkmasıyla birlikte ve pandemi sonrası yaşanan ekonomik sıkıntılarla birlikte Fransa siyasetinde Macron zor bir pozisyona doğru gidiyor. Seçim dönemi yaklaşıyor. Dolayısıyla ben Macron’un bu sert açıklamaları ve dış politikadaki aktif rol oynama isteğini biraz da bu içi siyasetteki elini güçlendirme istediği olarak görüyorum.”