Online eğitimde kaçırdığımız üniversite yaşamı
Online eğitime dair en büyük endişelerimden biri bu konuda, evet belki online süreçte de akademik eğitimi alabileceğiz ama sosyal olarak eskisinden bir farkımız olmayacak.
Fotoğraf: Pngtree
İrem Yüksel
ODTÜ
Üniversite olarak adlandıran kurumların öğrencilere kazandırdığı akademik bilgi ve tecrübelerin yanı sıra öğrencileri sosyal olarak da besleme, kişisel gelişimine katkı sağlama misyonu da var. Yaklaşık 18 yaşında her genç üniversiteye ilk başladığında lisans eğitimi dışında kendi ayakları üzerinde durmayı, kendi hayatlarıyla ile ilgili kararı kendi verebilmeyi, sorumluluklarının bilincinde olmayı öğreniyor. Ailesinin kanatları altındaki çocuk üniversiteye başladığında ufku genişliyor, özgür düşünmeyi, farklılıklara saygı duymayı kısacası birey olmayı öğreniyor. Online eğitime dair en büyük endişelerimden biri bu konuda, evet belki online süreçte de akademik eğitimi alabileceğiz ama sosyal olarak eskisinden bir farkımız olmayacak. Hazırlık adına konuşmam gerekirse de sistem nasıl ilerler süreç nasıldır bilmiyorum ama dil yaşayan bir varlık. Dil öğretimi de aynı şekilde yaşayarak olmalı yüz yüze dil eğitimi ile online dil eğitimi aynı verimde olur mu, bilemiyorum. Geçtiğimiz mart ayında girdiğimiz online eğitim sürecinde bile büyük sıkıntılar yaşadım. Ev ortamı insanı yalnız hissettiriyor ve tembelliğe itiyor. Yetkili kişilerin fiziksel sağlığımızın yanında bu süreçte ruhsal sağlığımızı da düşünmesi gerekiyor bence.
KAFA KARIŞTIRAN TEZATLIK
Sağlıklı olmak herkesin hayatında ilk önceliğidir kimse bile isteye hasta olmak için okulların açılmasını istemiyor. Aksine evet yurtlardaki, kampüsteki kalabalığın da farkındayız. Aslında bizim sormak istediğimiz tek soru her şey bu kadar normalken okullar neden normal sistemine geçemiyor? Biz okullar açılsın demiyoruz aslında “Her kurum açıkken okullar neden açılamıyor?” diye soruyoruz. Dönemimdeki arkadaşlarımla yani yaklaşık 90 kişi ile birlikte pikniğe, düğüne, AVM’ye gidebiliriz ama aynı sınıfın içinde ders alamayız. Saçmalık burada zaten. Böyle olmamalı. Eğitim dediğimiz şey bu kadar basit ve değersiz değil. Bazı üniversiteler gördüğümüz kadarıyla kampüslerinde gerekli temizlik ve denetimi yapıp öğrencilerine hibrit eğitime başlayacağını duyurdu. Kendi okulumdan da beklediğim şey de aynısı. Eldeki imkanları iyileştirmeye çalışması online eğitime devam ederek kolaya kaçmaması.
“HERKES AYNI SOSYO-EKONOMİK DURUMDA DEĞİL"
Online eğitimin teknik gereklilikleri açısında şanslıyım. Evimde internet bağlantısı mevcut. Beni rahatsız edebilecek kardeşim yok, bakmakla yükümlü olduğum bir aile büyüğüm yok, kendime ait bir odam ve bilgisayarım var. Evde benden beklenen işler ve sorumluluklarım yok. Sadece annem ve babamla yaşıyorum onlarda benden sadece derslerime odaklanmamı bekliyor ve konuda yardımcı oluyorlar. Online eğitim olma durumunda bile ben sıkıntı yaşamadan derslere girer maximum verimi almaya çalışırım ama maalesef aynı durumda olmayan evde ders çalışacak ortamı, bilgisayarı, interneti olmayan kardeşine büyükannesine bakması gereken ailesi tarafından baskı gören arkadaşlarım olduğuna eminim. Herkes aynı sosyo-ekonomik durumda değil eğitimde fırsat eşitliğini sağlayamadan online eğitimi örgün eğitime tercih etmek her öğrencinin online eğitimden yararlanabileceğini sanmak büyük bir yanılgıdır bence.