15 Eylül 2020 23:53

Yaptığımız sıralarda okuyoruz!

Meslek liselerinin açıldıkları dönemden günümüze kadar geçen süreçte öğrencilerin emeği henüz öğrencilik aşamasında kendi yaptıkları sıralardayken sömürülmeye başlıyor.

Pixabay

Paylaş

Özgür ÇAMOĞLU

Ali KESKİN

Keçiören/ Ankara

Pandemi sürecinin getirdiği ağır yükümlülükler kendini en kuvvetli şekilde emekçiler üzerinde göstermeye devam ederken emekçi çocukları da bundan nasibini almış durumda. Keçiören’de ve özellikle diğer emekçi mahallelerinde vaka sayılarının artışı göz önüne alındığında pandemi sürecinin yönetilemediğini de görebiliyoruz. Virüsün insan ayırt etmeden bulaşıyor olması herkesin aynı gemide olduğu düşüncesini yaratsa da geminin içerisinde bile eşit şartlar altında olmadığımızın gerçeği bu koşullarda yüzümüze vuruyor. İşçi sınıfının her alanda olduğu gibi sağlığa ulaşımının da sınırlı olması, işçi emekçi çocuklarının da bundan nasibini aldığını düşününce aynı gemide olmadığımızı daha net anlayabiliyoruz. Başka bir yerden bakacak olursak henüz nasıl önlemler alınacağı belirsizliğini korurken MEB bir açıklama yaptı. Açıklamaya göre 31 Ağustos’ta uzaktan eğitimin 21 Eylül’de ise kademeli olarak yüz yüze eğitimin başlayacak. MEB velilerden ve öğrencilerden gelen soruları geçiştiren, gerekli önlemler konusunda sessizliğini koruyan bir tutum sergilemişti.  Biz de meslek liseli öğrencilerden bu konulara dair düşüncelerini dile getirmelerini istedik. İncirli Endüstri Meslek Lisesi Mobilya ve Metal Bölümü öğrencilerinin pandemi sürecinde okullara sıra yapımında çalıştırılmasını ve çalışma şartlarını bu bölüm öğrencisi arkadaşımız anlatıyor. 

ÖĞRENCİ OLDUĞU LİSENİN İŞÇİSİ

Ev ekonomisine destek olmak ve harçlığını çıkarmak için çalışmaya başlayan bir meslek liseli “Pandemi süreciyle babamın işsiz kalması ekonomik durumumuzu daha kötüye sokmuşken öğretmenim tarafından babama bir telefon geldi. Okulda ‘döner sermaye’ olduğunu ve sıra yapımında çalışacak eleman aradıklarını söylemişler. Net bir ücret almamakla beraber çalışma tempomuza ve iş yoğunluğuna göre maaş yatıyor. Bir arkadaşımıza 650 TL kadar yattığından dolayı işi bırakmıştı. Bana ise 1000 TL civarı yatmasını bekliyorum” diyerek öğrenci olduğu lisede nasıl işçi olduğunu anlatıyor. Yol, yemek gibi ihtiyaçlarının tamamını kendi cebinden karşılamak zorunda kalan arkadaşımız bazı günler mesainin akşam 9’a kadar sürdüğünü söylüyor. Adeta OSTİM’deki bir çırak gibi çalışan arkadaşımız çalışma koşullarından da bahsediyor: “Sabah 10.30 çay molamız ve 12.30 yemek molamız var. Öğretmenler bazen markete tavuk falan almaya yolluyorlar, kendileri yiyorlar. Tatlı aldıkları zaman ara sıra bizlere tatlı veriyorlar. Ben hesapladığımda yol ve yemek parasına aylık 630 TL para harcıyorum. 2017 senesinde Meslek Liselerinin üniversiteye geçiş hakkının kaldırılması bizi geleceksizliğe doğru sürükledi, tek hedefim AutoCAD öğrenmek. Yoksa bizlere ucuz iş gücü olmaktan başka seçenek sunulmuyor.”

Bu arkadaşımızın da anlattığı sorunlar aslında tüm meslek liseli öğrenciler için normal şartlar. Ayrıca pandemi süreci ile daha da çıkmaza giren tüm işçi ailelerin ortak sorunlarını oluşturuyor. Öğrencilerin sırf aile ekonomisine benim de üç kuruş yardımım olsun düşüncesiyle okullarında çalışmayı kabul etmeleri, işveren konumuna getirilen öğretmenler tarafından ucuz iş gücü olarak kullanılmalarını açıkça görebiliyoruz. Meslek liselerinin açıldıkları dönemden günümüze kadar geçen süreçte öğrencilerin emeği henüz öğrencilik aşamasında kendi yaptıkları sıralardayken sömürülmeye başlıyor. Tüm bu sorunların karşısında bizler yanımızdaki arkadaşlarımızla tartışmalı ve en hızlı şekilde taleplerimiz etrafında birleşerek mücadele etmeliyiz. Bizler ancak birlik olup sesimizin çıktığı kadar bağırırsak taleplerimiz gerçek olacaktır.

Kutu

MESLEK LİSELERİ PANDEMİDE DE KAPİTALİSTLERE HİZMET ETMEYE DEVAM EDİYOR

Meslek liseleri Türkiye’de 1940’lardan itibaren kurulmaya başlanmıştır. Kapitalizmde eğitim sistemi sömürücü sınıfların ihtiyaçlarını karşılamaya devam ederek sömürenlerin ihtiyaçları doğrultusunda nitelikli iş gücü yetiştirme politikasını meslek liselerine de sokmuştur. Buna bağlı olarak içlerinden endüstri meslek liseleri organize sanayi bölgelerine kalifiyeli eleman yetiştirme konusunda kapitalistlerin çıkarlarına hizmet etmeye pandemi sürecinde de devam etmektedir. Üretim aşamalarında yaşanan değişiklikler sömüren sınıfın kârına kâr katacak şekilde, işçi çocuklarını ise en düşük ücretle çalıştırmayı hedeflemiştir.

ÖNCEKİ HABER

Sonu ölüme mahkum etmeyen bir tıp eğitimi olamaz mı?

SONRAKİ HABER

Tanrılar gerçekten çıldırmış olmalı mı?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa