16 Eylül 2020 02:00

Kum fırtınaları: sebep ve etkileri

Sadece yerden kalkan toz ve toprak değil aynı zamanda gezegenimizin talanının bizlere ufak bir yansıması.

Fotoğraf: Pixabay

 

Paylaş

Yakın zamanda Ankara’da gerçekleşen kum fırtınası, tartışılmaya başlandığı günden itibaren magazinel ve komplocuların tartıştığı bir halde olsa da bilimsel olarak incelendiğinde iklim kriziyle de doğrudan bağlantılı bir olay. Kum fırtınaları genelde çöl bölgelerinde görülürken, yoğun basınçla beraber kurak ve kuraklaşan bölgelerde de görülebiliyor.  Sahra Çölü’nde olan fırtınalar 1950’li yıllardan bu yana 10 kat artarken yağışların azalmasıyla Kuzey Afrika, Arap Yarımadası ve yakın bölgelerde de çölleşme artıyor. Yağışların azalmasının, çölleşmenin ve de kum fırtınaların sebebi incelendiğinde bu sorun yine bizi sistem tartışmasına götürüyor.

KUM/TOZ FIRTINALARI

Zaman zaman etkisine ve büyüklüğüne göre toz fırtınası olarak da adlandırılan kum fırtınaları; kurak ve yarı kurak bölgelerde özellikle yaz aylarında sıcaklık farkının da oluşmasıyla beraber yoğun basınçla birlikte yaygın olarak gözlemlenen bir doğa olayıdır. Güçlü rüzgarlar oluşmasıyla birlikte, büyük miktarlarda kum ve tozu kurumuş topraktan havaya kaldırarak kilometrelerce uzağa taşıyabilirler. Atmosferin en alt katmanı olan Troposfer’deki aerosollerin neredeyse yarısına yakını bu güçlü rüzgarların erozyonundan kaynaklanan toz parçalarıdır.

Aerosoller ve mineral tozları küresel ve bölgesel iklimi etkilediği gibi aynı zamanda hava durumunu da etkilemektedir. Ayrıca bulutların yapısının değişmesinde de rol oynayan bu toz parçacıkları bulutların yapısını değiştirerek Dünya yüzeyine ulaşan güneş ışığı miktarında da dolaylı rol oynamaktadır. Bulut damlacıklarının ve buz kristallerinin büyümesini olumsuz etkileyen bu toz parçacıkları aynı zamanda yağış miktarını ve yerini de oldukça etkilemektedir.

İNSAN SAĞLIĞINA ETKİLERİ

Havadaki toz parçaları iklim üzerinde olduğu kadar doğrudan insan sağlığı üzerinde de ciddi sorunlara sebep olabilmektedir. Toz parçacıklarının boyutu küçüldükçe insan sağlığı üzerindeki zararları da daha da artmaktadır. Büyük toz parçacıkları göz ve cilt için sorun teşkil etse de küçük parçacıklar özellikle solunum yollarında sıkıntılara sebep olabilmekteler. Solunabilir küçük parçacıklar; genellikle burunda, ağızda ve üst solunum yolunda hapsolur ve daha sonrasında da astım, zatürre, silikoz ve alerjiye sebep olabilirler. Bununla birlikte daha da küçük olan parçacıklar alt solunum yoluna girebilir hatta kan dolaşımına girerek tüm iç organları olumsuz etkileyebilirler. 2014’de küresel çapta yapılan bir çalışmada 30’dan fazla bölgede; toz parçacıklarına maruz kalmanın yarattığı kalp ve damar hastalıkları nedeniyle yaklaşık 400 bin insanın erken ölmesine sebep olduğu görülmüş.

Ayrıca kum fırtınası dolaylı yoldan bulaşıcı hastalıkların da oluşmasını ve yayılımını arttırmaktadır. Beyni ve omuriliği çevreleyen ince doku tabakasının bakteriyel bir enfeksiyon sonucu iltihaplanmasıyla oluşan Meningokok Menenjit hastalığı vakalarda genellikle beyin hasarına sebep olurken eğer tedavi edilmezse de vakaların yarısında ölüme sebep olmaktadır. ‘’Menenjit kuşağı’’ olarak da adlandırılan Sahra Çölü’nün altında kalan bölgede bu hastalık diğer bölgelere göre ortalama 300 kat daha fazla görülmektedir.

Toz fırtınaları aynı zamanda bugün de muzdarip olduğumuz salgındaki gibi virüslerin yayılımını arttırabilmekte. Yerdeki veya havadaki virüs parçaları fırtınalarla beraber kentsel hava kirliliğiyle de karışarak organizmalara bulaşma ihtimalini arttırabiliyor.

SONUÇLAR SÖYLENDİĞİNE GÖRE SIRA ÇÖZÜMDE

Normalde kurak ve yarı kurak bölgelerde topraklardaki mineralleri çevredeki topraklara taşıyarak daha da zenginleşmesini sağlayan kum fırtınaları son yıllarda şiddetini ve etkilediği coğrafyanın boyutunu arttırarak hem toplum üzerinde hem de doğa, iklim üzerinde olumsuz etkilerini arttırmakta ve önüne geçilmezse de arttırmaya devam edecektir. Biliyoruz ki son yıllarda bu kadar etkisini arttırmasının sebebi ne Dünya’nın yaşlanması (ki pek de yaşlı sayılmaz) ne de farkında olmadığımız kimi güçler. Bu sorunun sorumluları da iklim krizinin sorumluları kimse onlardır. Doğayı ve insanlığı kendi sermayesini arttırmak, karına kar katmak için fütursuzca sömüren kapitalistler doğaya düşmancasına davranmasıyla her türlü iklim ve doğa sorunun baş tetikleyicisidir. Bugün yaşadığımız ve böyle giderse de daha da derinleşecek iklim krizinden ve bugün için küçük bir sorunmuş gibi gözüken yarın getirdiği çölleşmeyle boyutunu arttıracak kum fırtınalarından ve onun sebep olduklarından kurtulmanın nihai yolu da bu sisteme ve bu sistemin egemenlerine karşı mücadele etmek.

ÖNCEKİ HABER

Sovyetlerde moda

SONRAKİ HABER

Eğitim hayatı boyunca tablet bekleyenler  

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa