16 Eylül 2020 02:00

“Ne kendime ne aileme yetemiyorum”

Günlük 39 TL ile geçinilmeye mahkûm bırakılmak, açlığa ve yoksulluğa terk edilmekle aynı şey diyebilirim.

Kaynak: Pixabay

Paylaş

Gıda çalışanı Oğuzhan

Kocaeli

Asgari ücretli çalışan bir işçiyim. Pandemi sürecinde evdeydim, geçinemediğimiz için kredi çekmek zorunda kaldık ve şu anda çektiğimiz krediyi ödemekle uğraşıyoruz gelinen süreçte ekonomik olarak kendime ve eve yetemez oldum. Pandemi öncesindeki temel gıda fiyatları ile bugünün arasında bile bariz fark var pandemi öncesindeki yüksek dediğimiz fiyatları arar olduk. Ülke ekonomisi büyük ölçüde döviz üzerinden şekilleniyor, doların artması en basitinden telefon, ayakkabı, bilgisayar gibi ürünlerin fiyatlarını yukarı yönlü etkiliyor. Bu da genç bir işçi olarak benim ve benim gibi işçilerin hayatlarını olumsuz etkiliyor.

GÜNLÜK 39 TL’YE MAHKUM BIRAKILMAK…

Hem kendime hem aileme yetemiyorum. Her geçen gün alım gücünün düştüğü bir Türkiye’de asgari ücretle geçinmek pek mümkün değil. Bu süreçte herhangi bir ekonomik destek almadım ama babama bir defaya mahsus olmak üzere 1000 TL devlet yardımı yapıldığını biliyorum. Şu dönemde günlük 39 TL bir bireyin geçinmesi mümkün değil. Günlük 39 TL ile geçinilmeye mahkûm bırakılmak, açlığa ve yoksulluğa terk edilmekle aynı şey diyebilirim. Kısa çalışma ödeneği adı altında da işçilerin ve çalışanların hakkının yenildiğini düşünüyorum. Kısa çalışma ödeneği patronların yükünü hafifletmek için uygulamaya konulan bir mevzuat ama işçiler için ise kabustan farkı yok.

ALINMAYAN ÖNLEMLER YÜZÜNDEN KORKUYORUM

Bunun yanında patronun ve müdürün baskısı da üstümüzde. Hatta öyle ki bazen gece vardiyalarında çalışırken insani olarak iletişime geçip konuştuğumuz arkadaşımızla sizin vardiyalarınızı değiştireceğiz çok konuşuyorsunuz diye tehdit ediyorlar. Hakkımızın yenildiğini düşünüyoruz. Harcadığımız emeğin karşılığını alamıyoruz. Bu biraz da yan yana duramayışımızdan kaynaklı bir sorun. Pandemi ile başlayan süreçte alınan önlemler ise işçi lehine olmaktan çok müşteri kaybetmemek için uygulanan önlemlerdi. Bence asıl alınması gereken önlemlerden biri öncelikle kapıdaki güvenliği garanti altına almak. Ama güvenlik personeli her zaman bulunmuyor bu da müşterilerin maskesiz içeriye girmesine sebebiyet veriyor. Bu durumdan patronlar sorumlu. Güvenlik personelini yeterince uyarmadıkları gibi karlarından olurlar diye güvenlikte çalışan personel sayısında az tutuyorlar. Pandemi ile birlikte müşteri sayısında bir seyreltme olmadığı gibi maske takmayan müşterilerle de ilgilenmek zorunda kalıyorum bu da alınan önlemleri benim açımdan gerçekçi kılmıyor. Önlemlerin yeterince alınmaması da bende bir korkuya neden oluyor çünkü ailemle yaşıyorum. Alınmayan önlemler yüzünden iş yerinde bana bulaşabilecek virüsü eve taşımak beni daha çok korkutuyor.

ÖNCEKİ HABER

Eğitim hayatı boyunca tablet bekleyenler  

SONRAKİ HABER

Ölüyoruz ama ne patronun ne de devletin umurunda!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa