TMMOB: Salgın yayılıyor, kriz derinleşiyor, sorunlarımız büyüyor
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, 19 Eylül TMMOB Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma Günü ile ilgili açıklama yaptı.
Fotoğraf: TMMOB
19 Eylül TMMOB Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma Günü ile ilgili açıklama yapan TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz; “Salgın döneminden daha da derinleşen kriz tüm halkımızın olduğu gibi emeğiyle geçinen mühendis, mimar ve şehir plancılarının da hayatını zorlaştırmaktadır” dedi.
Türkiye çapında yüz binin üzerinde mühendis, mimar ve şehir plancısının katılımıyla gerçekleştirilen 19 Eylül 1979 İş Bırakma Eylemi’nin 41. yılında olunduğunu belirten Koramaz, “Ülkemizin kalkınmasının ve büyümesinin en önemli dinamiklerinden biri olan teknik emeğin birliğinin ve gücünün simgesi olan ‘19 Eylül TMMOB Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma Günü’ kutlu olsun” dedi.
19 Eylül’ün ülkesi için düşünen, planlayan, üreten mühendis, mimar ve şehir plancılarının kendi öz güçlerinin farkına vardığı tarih olduğunun altını çizen Koramaz; “Bu yüzden bu anlamlı gün, ‘TMMOB Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma Günü’ olarak kutlanmakta ve yeniden hatırlanmaktadır. 19 Eylül İş Bırakma Eylemi’nin 41 yılında, tüm dünyamızı etkisine alan bir virüs salgını ve ülkemizde giderek derinleşen ekonomik krizle yüz yüzeyiz. Salgının toplumsal yaşama ve çalışma hayatına etkileri, uzun süredir devam eden ekonomik krizin toplumsal etkilerini ne yazık ki daha da arttırıyor” dedi.
“SALGIN BİLİME VE TEKNİĞE NE KADAR İHTİYAÇ DUYULDUĞUNU GÖSTERMİŞTİR”
Küresel salgının ortaya çıkardığı en önemli gerçeklerden birisinin de hastalıklarla mücadelede ve gündelik hayatın sürdürülebilmesinde bilime ve tekniğe ne kadar ihtiyaç duyulduğunun olduğunu vurgulayan Koramaz şunları söyledi:
“Bilimsel-tıbbi çalışmalara, teknik gelişmelere ve teknolojik yatırımlara ayrılacak kaynaklar, insanlığın ortak geleceğinin korunmasının biricik teminatı durumundadır. Salgın döneminden daha da derinleşen krizle birlikte birbiri ardına kapanan işletmeler ve hızla azalan üretim nedeniyle geniş çaplı bir işsizlik ve yoksullaşma süreci içine sürükleniyoruz. Yurtdışı kaynaklı sıcak para akışına dayalı büyüme modeli sürdürülebilir olmaktan çıkmış, ülkemizi büyük bir borç batağı ve yüksek kur şokuyla baş başa bırakmıştır.”
“DEVLET İMKANLARI ÖRGÜTLÜ TOPLUM KESİMLERİNİN ETKİSİZLEŞTİRİLMESİ İÇİN SEFERBER EDİLMİŞTİR”
Krizin, tüm halkı olduğu gibi emeğiyle geçinen mühendis, mimar ve şehir plancılarının da hayatını zorlaştırdığına dikkat çeken Koramaz şöyle devam etti:
“Kamusal yatırımların ortadan kalkması, kamusal çıkarın göz ardı edilmesi, rant hırsının bilim ve tekniğin önüne geçmesi, sermayenin ihtiyaçlarının halkın ihtiyaçlarının önünde tutulması gibi nedenlerle yıllar boyunca mühendis, mimar ve şehir plancılığı emeğinin değersizleştirilmiş olması, meslektaşlarımızı kriz karşısında tümüyle savunmasız hale getirmiştir. Siyasi iktidar, ekonomik krizle mücadele konusunda başarısız olduğu gibi, halkı salgına karşı korumak konusunda da yetersiz durumdadır. Her iki durumda da siyasi iktidarın önceliği, geniş toplum kesimlerinin haklarını korumak değil, kendi çevresinde konumlanan bir avuç sermaye grubunun çıkarlarını gözetmek olmuştur. Siyasi iktidar nasıl ki daha önceki dönemde OHAL koşullarını toplum üzerindeki baskısını artırmak için fırsat olarak kullandıysa, salgın koşullarını da yağma düzenini yaygınlaştırmak için kullanmıştır. Devlet imkanları, halkın öncelikli sorunlarının çözümü ve acil ihtiyaçlarının giderilmesi için değil, iktidarın güçlendirilmesi ve örgütlü toplum kesimlerinin etkisizleştirilmesi için seferber edilmiştir.”
“MESLEKTAŞLARIMIZ, SİYASİ BASKI VE SÜRGÜN TEHDİDİ ALTINDA”
Tek adam rejimi altında, “parti devleti” anlayışıyla yönetilen kamu kurumlarında çalışanların, siyasi baskı ve sürgün tehdidi altında, düşük ücret, kadro sorunu, özlük haklarının ihlal edilmesi, düşük ek göstergeler gibi birçok sorun ile yüz yüze olduğunun altını çizen Koramaz; “Güvencesiz-sözleşmeli istihdam modellerine yönelme, atamalarda liyakatin ortadan kalkması ve nihayet hukuksuz-keyfi ihraçlar gibi nedenlerle kamudaki teknik personelin iş yükü artarken, iş riski de giderek büyümektedir. Yandaş konfederasyonla imzalanan enflasyona endeksli toplu sözleşmeler, şaibeli enflasyon rakamlarıyla birleşince kamu emekçilerinin her geçen gün daha da yoksullaşmasına neden olmaktadır. Ekonomik kriz ve salgının olumsuz etkilerinin en fazla yansıdığı özel sektörde çalışan meslektaşlarımızın tamamı büyük bir yoksullaşma ve işsizlik tehdidiyle karşı karşıya durumdadır. Esnek çalışma, güvencesizlik, sağlıksız çalışma koşulları ve reel ücret kaybı gibi sorunlar özel sektörde çalışan tüm meslektaşlarımızın hayatını olumsuz etkilemekte, gelecek planı yapamaz hale getirmektedir” diye belirtti.
BİRLİKTE, DAYANIŞMAYLA…
“TMMOB olarak salgın koşullarında derinleşen ekonomik kriz ve siyasi iktidarın artan baskıları karşısında mesleğimizi, meslektaşlarımızın çıkarlarını ve meslek örgütlerimizi korumak için mücadele ediyoruz” diyen Koramaz şu ifadeleri kullandı; “Mühendis, mimar ve şehir plancılarının mesleki hak ve çıkarlarını korumak aslında tüm toplumun geleceğini korumak demektir. Çünkü bizim meslek alanımız, toplumun ortak yaşamının üretimini ve devamlılığını sağlamaktadır. Bizler bu anlayışla, mesleğimize ve meslektaşlarımıza sahip çıkarken, ülkemizin ve toplumumuzun ortak geleceğine de sahip çıkıyoruz. Meslek alanımızı, meslektaşlarımızı ve ülkemizin geleceğini tehdit eden uygulamalar karşısında sessiz kalmayacağız. Bizler mesleğimizi bilimden, üretimden ve toplumdan yanan kullanan bir mücadele geleneğinin sürdürücüsüyüz. Bu anlayışla TMMOB’nin bilim ve tekniği esas alan, kamu çıkarını savunan, eşitlik, özgürlük ve demokrasiden yana tavrını korumaya devam edeceğiz. Ülkemizin ve meslektaşlarımızın dayanışmaya ve birlik içinde olmaya en fazla ihtiyaç duyduğu bu dönemde, 19 Eylül Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma Günü’nü bir kez daha kutluyoruz.” (HABER MERKEZİ)