Nafaka hakkı yine hedefte | Bakan Gül: Nafakanın belli bir süreye bağlanması gerekir
Nafaka hakkını hedef alan Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, “Nafakanın belli bir süreye bağlanması gerektiği kanaatindeyiz” dedi.
Fotoğraf: DHA
Hükümet kadınlara yönelik şiddeti ve çocuklara yönelik istismarı önlemek yerine nafakayı hedef almaya devam ediyor. "Ömür boyu", "süresiz nafaka" açıklamaları ve "nafaka mağdurları" için çalıştaylarla sürdürülen mağduriyet propangandası, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül tarafından CNN Türk'te katıldığı bir televizyon programında yeniden gündeme getirildi.
Adalet Bakanı Gül, nafaka hakkı konusuna ilişkin değerlendirmeleri sorulması üzerine “Türkiye'de de 88'e kadar bir yıl uygulanıyordu, sonra değişiklik yapılmış ve süresiz halde uygulaması şu an devam ediyor. Elbette şu anda nafakayla geçimini sürdüren kişiler var. Burada düzenleme yapılırken de yeni mağduriyetlerin oluşmaması lazım ancak 1-2 yıl evli kalıp da ömür boyunca nafaka verme zorunda olunması da ayrı bir mağduriyet oluşturmakta. Bunların hepsinin dikkate alınarak ama bir süreye tabi tutulmasının doğru olduğunu düşünüyorum. Nafakanın da belli bir süreye bağlanması gerektiği kanaatindeyiz. Tabii ki bu konu da Meclis'in takdirinde, kanun gerekiyor ama biz de teklif önerilerimizi sürekli çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
İTİRAZLAR
Medeni Kanun’a göre sadece kanunda belirli kıstaslara uygun olanlar yoksulluk nafakası isteyebiliyor. Buna göre nafaka hakkı için kişinin hiçbir gelirinin olmaması gerekiyor. Örneğin kişinin malı, işi, mesleği varsa nafaka verilmesi söz konusu değil. Ayrıca mahkeme süre belirtmeden nafakayı kabul edebiliyor. Ancak ilerleyen yıllarda nafaka verilenin mali gücünde bir değişiklik olduğunda nafaka ödeyen kişi nafakanın kaldırılması ya da indirilmesini isteyebiliyor.
Nafaka hakkının kısıtlanmak istenmesiyle ilgili tartışmalarda kadın örgütleri, hukukçular ve hak savunucuları defalarca kez uyarılarını sıraladı. Bu itirazlar özetle şunlar oldu:
- Kamuoyu nafaka konusunda yanlış bilgilendiriliyor. Tekil mağduriyetler yasa değişikliğine dayanak yapılmak isteniyor.
- Türkiye’de nafaka zaten sınırsız değil, sınırlandırıldığı haller yasada çok açıkça ve yeterli şekilde ifade ediliyor.
- Nafaka hakkını tanımlayan yasada bir sorun yok, yasanın uygulanmasında sorunlar var. Bu sorunlar da erkekleri değil, kadınları mağdur ediyor.
- Kadınların iş gücüne katılma oranının yüzde 35’lerde kaldığı, kadın yoksulluğunun her geçen gün derinleştiği bir ülkede eşitsizliğin ürettiği yoksulluk konuşulmadan nafakanın tartışılması, son derece sakıncalı sonuçlara neden olur.
- Kadınların iş gücüne katılımı eşitsiz, çalıştığı iş kayıt dışı, düzensiz ve güvencesizken ev içi ücretsiz emek ve bakım emeği ve eğitim öğretim alanındaki eşitsizlikler çözülmemişken, nafaka konusunda yasada kadınlar aleyhine bir düzenleme yapılması kabul edilemez.
- Kadınlar için sosyal güvenlik mekanizmalarının çok sınırlıolduğu bir sistemde nafakayı sınırlamak, kadınların boşanma ile düşecekleri yoksullukla onları baş başa bırakmak anlamına gelir.
- Evliliğin bitmesinin ardından, hayatın her alanındaki eşitsiz koşullar nedeniyle yoksulluk kadın için kaçınılmaz bir sonuç oluyor. Nafakayı sınırlandırmak pek çok kadını sadece sosyal yardımlara muhtaç edecek ya da kadınlar boşanmanın ardından hayatını sürdüremeyeceğini düşüneceğinden boşanmadan vazgeçmek zorunda kalacaklar. Bu da kadınları mutlu olmadığı, belki de şiddet gördüğü, ölüm tehdidi altında olduğu bir evliliğe mahkum edecek.
BERBEROĞLU KARARI
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'ün gündeminde olan bir diğer konu ise Anayasa Mahkemesi’nin vekilliği düşürülen CHP’li Enis Berberoğlu hakkında verdiği ihlal kararı oldu. Karara ilişkin önceliğin gerekçeli karar olduğunu söyleyen Gül, “Bu gerekçeli karar yayınlandıktan sonra ancak bir değerlendirme yapmak mümkün olur. AYM kararı bağlayıcıdır. Ama önce bir gerekçenin ortaya çıkması lazım” diye konuştu.
"CEZAEVLERİNDE TEDBİR ALINDI" İDDİASI
Cezaevlerindeki koronavirüs sayısına ilişkin bir açıklama yapmayan Gül, “Tutuklu ya da hükümlü de olsa Türkiye Cumhuriyeti’ne emanettirler. Her türlü tedbirlerimizi aldık” iddiasında bulundu. Temizlik ve hijyen maddelerinin cezaevlerinde verilmediğine dair haberlerin gelmesinin aksine Bakan Gül, tüm hükümlü ve tutuklulara dezenfektan malzemeler ücretsiz verildiğini ileri sürdü.
İDAM TARTIŞMALARI
Gül idam tartışmalarına ilişkin de şunları söyledi: “Canilikleri vahşilikleri yapanlar en ağır cezayı hak ediyorlar. Anayasa ile olması gerekiyor. Meclisin sayısal olarak bir konsensüsün konusu olur ancak. Dolayısı ile meclisin takdirinde. Hepimiz bakacağız göreceğiz bir konsensüs var mı?”
E-DURUŞMA
5 Eylül’da Ankara’da pilot uygulaması başlatılan “e- duruşma” uygulamasının yaygınlaştırılacağını kaydeden Gül, “Ofislerinden duruşmaya gitmeden yargılamalar yapılıyor. Ankara’dan sonra İstanbul ve diğer illere de yaygınlaştıracağız. 2021’de yaygınlaşmış olur hedefimiz o” dedi. Cezaevlerinde görüntülü görüşmenin de pilot olarak başlatılacağını duyuran Gül, ilk olarak İstanbul ve Ankara’dan bu uygulamaların devreye gireceğini belirtti. (HABER MERKEZİ)