21 Eylül 2020 06:44
Son Güncellenme Tarihi: 21 Eylül 2020 07:44

Evrensel Yazarı Yusuf Karataş’a 10 yıl 6 ay hapis cezası verildi

Yazarımız ve Emek Partisi MYK Üyesi Yusuf Karataş hakkında katıldığı panel ve çalıştaylar gerekçe gösterilerek açılan davada 10 yıl 6 ay hapis cezası kararı verildi.

Evrensel Gazetesi Yazarı Yusuf Karataş | Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Emek Partisi (EMEP) MYK üyesi ve Evrensel yazarı Yusuf Karataş hakkında DTK’de katıldığı panel ve çalıştaylar gerekçe gösterilerek “terör örgütü kurmak ve yönetmek” suçlamasıyla 15 yıldan 22,5 yıla kadar hapis cezası istemiyle açılan davada mahkumiyet kararı çıktı. Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada mahkeme heyeti, Karataş'ın avukatlarının mütalaanın yeniden değerlendirilmek üzere savcılığa gönderilmesi talebini reddederek “terör örgütü üyeliği” iddiasıyla 10 yıl 6 ay hapis cezasına hükmetti. Mahkeme heyeti “suça meyilli kişiliği” iddiasıyla cezada indirime gitmedi. Mahkeme ayrıca Karataş hakkında tutuklama kararı vermezken yurt dışı çıkış yasağı konusunda adli kontrolün devamına karar verdi.

TALEPLER REDDEDİLDİ

Avukat Leyla Han Tüzel, Karataş ile ilgili dosyada yer alan ses kayıtlarının inceleme için ATK’ye gönderildiğini ancak tape haline getirilmediğini ve tüm kayıtlarının dinlenilmediğini söyledi. Mütalaanın kes-kopyala-yapıştır yöntemiyle hazırlandığını belirten Tüzel, iddianamede belirtilen suçlar için somut delillerin olmadığını dile getirdi. Terör örgütü üyeliği suçlamasıyla ilgili mütalaada soyut niteliklerin olduğunu ifade eden Tüzel, savcı mütalaasının gerekçelerinin açıklanması amacıyla ve tevsi tahkikat için süre istedi. Ara veren mahkeme heyeti, yargılamanın geldiği aşama nedeniyle talebi reddetti.

DÜŞÜNCE VE GÖRÜŞLERİNİ AÇIKLADI

Mahkemenin bu kararı sonrası avukatlar savunma yaptı.

Esas hakkındaki mütalaaya karşı söz alan Avukat Leyla Han Tüzel, mütalaaya katılmadıklarını vurgulayarak savcılık mütalaasında müvekkiline yönelik somut bir suçlama olmadığı için suçlamalara karşı davanın iddianameye bakarak cevap vermek zorunda kaldığını söyledi.

Karataş’ın DTK’nin davet ettiği toplantılara partisinin görevlendirmesiyle katıldığını, orada düşünce ve görüşlerini ifade ettiğini belirten Tüzel, “Bu davadan başka bir şey çıkmaz. Buradan bir terör örgütü üyeliği çıkmaz. Beraat kararı çıkmak zorunda. Bir gazeteci kimliği ve siyasi parti yöneticisi olarak bu toplantılara katılmış. Düşüncelerini Anayasa ve AİHS çerçevesinde açıklamış. Bu dosya hukuka aykırı deliller üzerinden inşa edilmiştir. Mütalaa da buna dayanılarak hazırlanmıştır. Hukuka aykırı olan deliller dosyadan çıkarılmalıdır. İfade, gösteri, örgütlenme haklarının kullanılması asla yasadışı örgüt faaliyeti olamaz. Müvekkilimin beratını istiyoruz” dedi.

"DEVLET HİÇ KİMSEYE TUZAK KURAMAZ"

Avukat Tugay Bek ise DTK’nin Diyarbakır’da dönemin cumhurbaşkanı ve başbakanının karşılandığı protokolde siyasi partiler ve garnizon komutanı ile birlikte yer aldığını hatırlatarak DTK’nin TBMM tarafından davet edildiğini, Cumhurbaşkanları danışmalarının DTK toplantılarına katıldığını dile getirdi. DTK’nin “yasal bir kapan” olarak kullanıldığını, DTK binasına giren ve çıkan herkesin suçlandığını belirten Bek, “Devlet hiç kimseye tuzak kuramaz. Bu davalar bir cadı avına dönüşmüş” dedi.

Bek, bu davadaki suçlamaların hiç birbirinin yasa dışı örgüt faaliyeti olmadığını vurgulayarak müvekkilinin beraatını istedi.

MAHKEME CEZADA İNDİRİM YAPMADI

Savunmaların ardından duruşmaya ara veren mahkeme kararını açıkladı. Mahkeme, Karataş’a “Silahlı örgüt üyesi olmak” suçlamasıyla 10 yıl 6 ay hapis cezası verdi. Mahkeme, Karataş’ın adli sicil kaydının olması ve “suça meyilli kişiliği” gerekçesiyle cezada indirim yapmadı. Mahkeme, Karataş hakkında yurtdışına çıkış şeklinde uygulanan adli kontrol tedbirinin devamına karar verdi.

Karataş’ın avukatları, yerel mahkemenin kararını istinaf mahkemesine taşıyacak.

"SİYASET YAPMA HAKKI GASBEDİLDİ"

Karar sonrası Evrensel’e konuşan Avukat Leyla Han Tüzel, “Bugün Diyarbakır 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi verdiği kararla siyaset yapma hakkı, örgütlenme, düşünce ifade etme hakkına karşı bir karar verdi, yok saydı tüm bunları. DTK içindeki çalışmaların tamamını bir ‘silahlı terör örgütü’ faaliyeti olarak değerlendirdi. Müvekkilim Yusuf Karataş’ın Emek Partisi politikaları çerçevesinde DTK içindeki faaliyetlerini bir terör faaliyeti olarak değerlendirdi” dedi.

Kararın kabul edilebilir olmadığını belirten Tüzel, "Bu, yıllarca Diyarbakır’da herkesin katıldığı, iktidar partisi mensuplarının katıldığı, Mecliste görüşü sorulan bir sivil toplum yapılanmasına hem 'terör örgütü' demektir hem de bunun içerisinde kendi partisinin görüşlerini ifade edenlere 'oradan uzak durun' demektir, 'Kürtlerin yanında durmayın' demektir. Bu, Kürtlerin içerisinde yer aldığı her türlü sivil yapılanmaya yarın terör örgütü muamelesi yapılacağı anlamına gelir. Bu, Kürtlerle beraber siyaset yapmak isteyen, onların eşit özgür yaşamına dair söz söylemek isteyen, kimi sözleri mevcut siyasi yapılardan farklı olanlara tahammülsüzlüktür. Bu karar, Kürt sorununda kendi düşüncelerinizi ifade etme konusunda özgür olamayacağınız, sınırların iktidarın fikirleriyle çizilmesi anlamına gelmektedir. Türkiye’de siyaset yapma hakkının sadece mevcut iktidara tanınması demektir. Üstelik de bu cezayı verirken hem alt sınırdan uzaklaşmak hem de hiçbir takdiri, indirimi kullanmamak tam bir cezalandırma politikasıdır. Tam Kürtlerle yan yana duran, Kürt sorunu konusunda fikir yürüten, Diyarbakır’da Urfa’da mevsimlik tarım işçilerinin sorunlarına eğilen, onlarla ilgili çalışma yürütenlere 'bunları yapmayın, bu topraklardan uzuk durun' demektir. Mahkeme bugün böyle bir karar verdi. Tabii bunun istinaf süreci var. Biz de mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz. Bu karar siyaset yapma hakkını gasbeden bir karar olmuştur" ifadelerini kullandı.

"AKP’YE MUHALEFET EDENLER CEZALANDIRILIYOR"

Evrensel’e konuşan Avukat Tugay Bek ise “Yusuf Karataş hakkında verilen bu kararı, yargının siyasi iktidarın güdümüne girdiğine ilişkin benzer birçok karardan birisi olarak değerlendiriyoruz. Çünkü devletin organlarını, yargıyı etkisi altına alan bu tek adam rejimi, AKP iktidarına muhalefet eden, itiraz eden, başka bir iddia, program ve yaklaşımla örgütlenen tüm kesimleri cezalandırma yoluna gidiyor” dedi.

Karataş’ın yasal demokratik alanda halkın sorunlarını ifade etmeye çalıştığını söyleyen Bek, “Ancak daha sonra tüm bu faaliyetler siyasi iktidarın talimatı doğrultusunda yasa dışı örgütsel bir faaliyetmiş gibi nitelendirildi. Bu noktadan sonra yargı, siyasi iktidarın nitelendirmesini  doğru kabul ederek hareket ediyor. Yani DTK’nin yasa dışı örgütsel bir faaliyet olduğuna ilişkin iddia, aslında yargının bulup çıkardığı bir sav değil. Bu iddia mevcut siyasi iktidar tarafından konuldu. Yargı bunu kabulleniyor, öncelikle bu konunun tartışılması gerekiyor. Yani burada hukuksal bir değerlendirmeden ziyade, siyasi iktidarın yönlendirmesi söz konusu” diye konuştu.

“DTK’yi, demokratik kurumları, muhalif kesimleri kendi iktidarına karşı bir tehlike olarak gördüğü andan itibaren onları sindirmek, yok etmek ve cezalandırma yoluna gidiyor” diyen Bek, “Burada terör örgütü nitelendirmesi standart bir uygulama haline geldi. Bugün bu davada Yusuf Karataş ne yazık ki benzer birçok dosyada olduğu gibi, işte HDP’li yerel yöneticilerin, milletvekillerinin, siyasetçilerin başına ne gelmişse bugün de Yusuf Karataş aslında benzer faaliyetlerde bulunmaktan dolayı, iktidara karşı olmaktan dolayı, iktidarın güdümündeki yargı tarafından cezalandırıldı” dedi.

"BU KARANLIK MÜCADELE İLE KIRILABİLİR"

Kararla aynı zamanda halka da korku verilmeye çalışıldığını belirten Tugay Bek, “Bu karanlık sürecinin yine halk ile birlikte, demokrasi mücadelesi içerisinde kırılabileceği kanaatindeyiz. Biz avukatları olarak yargı sürecinin takibini devam ettireceğiz. İstinaf ve sonraki sürece bunu taşıyacağız. İnanıyoruz ki bu hukuksuz karar bir yerden geri dönecektir. Buradaki tüm faaliyetler Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altında olduğunu varsaydığımız, düşünce, ifade ve örgütlenme hürriyeti kapsamında değerlendirilmesi gerektiği yönünde yargının bir aşamasında bir karar vereceği umudumuzu koruyoruz” dedi.

NE OLMUŞTU?

Yazarımız Yusuf Karataş, Diyarbakır’da ‘FETÖ’cü yargı ve emniyet mensuplarının yaptıkları dinlemelerin yıllar sonra suç delili olarak kabul edilerek yürütülen DTK soruşturması kapsamında çıkarıldığı 1. Sulh Ceza Hakimliğince tutuklanmıştı. Karataş, Diyarbakır D Tipi Cezaevine götürülmüş, 57 gün tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilmişti.

Karataş hakkında "terör örgütüne üye olma" suçlamasıyla açılan davanın 8. duruşmasında savcı, verdiği mütalaada Karataş’ın DTK içinde katıldığı faaliyetleri ve konuşmaları gerekçe göstererek 5237 sayılı TCK 314/2 ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca 5 yıldan 10 yıla kadar ceza verilmesini talep etti. 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ise cezalandırmanın yarı oranında artırılması istendi.

Karataş, açılan davayla 15 yıldan 22.5 yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyordu. (Diyarbakır/EVRENSEL)

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Tarımsal girdi fiyatları temmuzda yüzde 0,61 arttı

SONRAKİ HABER

"Sınırdan geçen Suriyeli aile karakolda işkence gördü, gasbedildi" iddiası

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa