24 Eylül 2020 09:06

Libya’da mülteciler ve göçmenler mahsur 

Uluslararası Af Örgütü, Libya’daki on binlerce mültecinin zulüm döngüsünden çıkabilmek için güvenli ve yasal çıkış yolları bulabileceklerine dair hiçbir umutları olmadığını belirtti.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Uluslararası Af Örgütü bugün yayımladığı raporda, Libya’daki on binlerce göçmen ve mültecinin korkunç bir zulüm döngüsünde mahsur kaldığını ve bu döngüden çıkabilmek için güvenli ve yasal çıkış yolları bulabileceklerine dair hiçbir umutları olmadığını belirtti.

Af Örgütü tarafından yapılan açıklamada mülteci ve göçmenlerin Libya’da akıl almaz acılar çektikten sonra güvenlik arayışıyla Avrupa’ya doğru yola çıkarak hayatlarını tehlikeye atığı belirtilerek; “Ancak denizde yolları kesiliyor, Libya’ya geri götürülüyorlar ve hak ihlalleri nedeniyle kaçmaya çalıştıkları merkezlere teslim ediliyorlar. Rapor, Avrupa Komisyonu’nun yeni ‘Göç Anlaşması’nı duyurmasından bir gün sonra yayımlandı. Anlaşmanın önemli bir kısmı, AB dışındaki ülkelerle göç akışlarını kontrol etmeleri için daha güçlü iş birliği yapılmasını öngörüyor” denildi.

Af Örgütünün ‘Hayatla ölüm arasında: Libya’nın hak ihlalleri döngüsünde mahsur kalan mülteciler ve göçmenler’ başlıklı raporda, Libya’da devlet ve devlet dışı aktörler tarafından, cezasızlık ikliminde yaşanan ağır ihlalleri ortaya koyuyor. Hukuka aykırı öldürmeler, zorla kaybetmeler, işkence ve diğer türde kötü muamele, tecavüz ve diğer türde cinsel şiddet, keyfi gözaltı, zorla çalıştırma ve sömürü de dahil çeşitli ihlallere devamlı olarak maruz kalan veya tanık olan mülteci ve göçmenlerin tüyler ürpertici tanıklıklarını belgeliyor.

Rapor ayrıca Libya’da karaya çıkan kişilerin, Trablus Tütün Fabrikası gibi gizli gözaltı merkezlerine götürülmesi ve Libya’nın doğu bölgelerinden gelen binlerce mülteci ve göçmenin yargısız sınır dışı edilmesi gibi olayların ayrıntılarına da yer veriyor.

“LİBYA’DA ŞİDDET, AB’DE İŞ BİRLİĞİ VE İHLALLERLE YÜRÜYEN POLİTİKA SON BULMALI”

Uluslararası Af Örgütü Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesel Direktör Yardımcısı Diana Eltahawy konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Yıllardır süregelen savaşın yakıp yıktığı Libya, daha iyi bir hayat arayışındaki mültecilere ve göçmenlere daha da düşmanca davranan bir ülkeye dönüştü. Mülteciler ve göçmenler, koruma altına alınmak yerine, çok çeşitli insan hakları ihlallerine maruz kalıyor ve şimdi de ırkçılığa ve yabancı düşmanlığına dayalı iddialarla haksız yere COVID-19’u yaymakla suçlanıyor. Tüm bunlara rağmen, AB ve üye devletler, 2020’de bile insan hayatı ve onurunu utanç verici şekilde hiçe sayarak, on binlerce kişiyi hak ihlalleri döngüsünde mahsur bırakan politikalar uygulamaya devam etti” dedi.

“AKDENİZ’DE DURDURALAN GÖÇMENLER LİBYA’YA GERİ GÖNDERİLMEMELİ”

Eltahawy, sözlerini şöyle sürdürdü: “AB ve üye devletler; Libya yetkililerinin, devlet yetkilileri ve devlete bağlı milisler de dahil çeşitli tarafların uzun zamandır mülteci ve göçmenlere karşı işlediği ihlallere çözüm bulmakta yetersiz kaldığını göz önünde bulundurarak, Libya yetkilileriyle aralarındaki iş birliğini gözden geçirmeli ve bundan böyle her türlü desteği, mülteci ve göçmenlere yönelik korkunç ihlallere son vermek üzere acilen harekete geçilmesi koşuluna bağlamalıdır. Keyfi gözaltılara son verilmesi ve göçmen gözaltı merkezlerinin kapatılması da buna dahildir. Tüm bunlar gerçekleştirilene kadar, Orta Akdeniz’de durdurulan veya kurtarılan hiç kimse Libya’ya geri gönderilmemeli, bu kişilerin güvenli bir yerde karaya çıkmasına izin verilmelidir.”

YAŞAM, ÖLÜM VE ŞİDDET DÖNGÜSÜNDE HAYATLAR

Af Örgütü raporunda kabusun içinden çekip çıkmak isteyenlerin yeni bir hayat umudunu başka coğrafyalarda aramak için canları pahasına yollara düştüğü belirtilerek Libya’da yaşananlarla ilgili şu tanıklığa yer verildi; “Bir gece saat 03:00’te birtakım suçlular evimize geldi. Eşimi dövdüler, ben de karşı koydum. Bacağımdan bıçakladılar ve ‘kıpırdarsan eşini vururuz’ dediler. Bizi kaçırdılar ve Trablus dışındaki bir hangara götürdüler. Kişi başı 20 bin dolar istediler. Hangarda Somali’den, Eritre’den, Etiyopya’dan gelen 16-17 kişi vardı. 15 gün kadar orada kaldık. İnsanları dövdüler. Gider gitmez sizi soyuyorlar; erkekleri dövüyor, kadınlara ise tecavüz ediyorlardı. İki hafta sonra bir fırsatını bulup kaçtım.”

‘Ahmet’ çocukken Somali’deki silahlı Eş Şebap örgütünden kaçtıktan sonra 2017 ile 2019 yılları arasında Libya’da yaşadı ve burada devamlı olarak insan hakları ihlallerine maruz kaldı.

“YILBAŞINDAN BU YANA ULUSLARARASI YASALARA KARŞI 8 BİN 435 KİŞİ GERİ İTİLDİ”

Raporda 2016’dan beri başta İtalya olmak üzere AB üyesi devletlerin, Libya’dan botlarla çıkmaya çalışan kişilerin denizde durdurulup Libya’ya geri götürülmesini sağlamak için Libya yetkilileriyle iş birliği yaptığı ve denizdeki faaliyetlerin koordine edilmesi için Libya’ya hız tekne, eğitim ve destek verdiği belirtilerek; “Bu süreçte tahmini olarak 60 bin kişi, AB destekli Libya Sahil Güvenliği tarafından denizde durduruldu ve Libya’da karaya çıkarıldı. 1 Ocak ile 14 Eylül 2020 arasında 8 bin 435 kişi denizde durdurularak Libya’ya geri götürüldü. Bedeli her ne olursa olsun insanların AB kıyılarına ulaşmasını engellemek isteyen AB devletleri, geri itmeleri yasaklayan uluslararası yasaları atlatmaya çalışarak, güçlü insan hakları güvencelerini şart koşmaksızın Libya’ya destek verdi” deniliyor.

“MÜLTECİLER VE GÖÇMENLER İHLALLERE RAĞMEN LİBYA’YA GERİ GÖTÜRÜLÜYOR”

Libya Sahil Güvenliği tarafından denizde durdurulan mülteci ve göçmenlerin Libya’ya geri götürüldüğü ve burada zorla kaybetmeler, süresiz ve keyfi gözaltı, işkence ve gaspa maruz kaldığı belirtilerek şu bilgilere yer verildi; “2020’de Libya’da karaya çıkarılan binlerce mülteci ve göçmen, Libya’nın batısını kontrol eden BM destekli Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin (UMH) İçişleri Bakanlığı’na bağlı Yasadışı Göçle Mücadele Müdürlüğü’nün gözaltı merkezlerinde gözaltına alındı. Binlerce kişi ise Trablus’ta Emad El Trabulsi’nin yönetimindeki UMH bağlantılı milislerin emri doğrultusunda eski Tütün Fabrikası’nın da aralarında bulunduğu gayri resmi gözaltına merkezlerine götürüldükten sonra zorla kaybedildi.

Mülteciler ve göçmenler karada da yalnızca gözaltına alınma ve gözaltı merkezlerine gönderilme riski altında değil, aynı zamanda milisler, silahlı gruplar ve insan kaçakçıları tarafından kaçırılma riski altında yaşıyor. Bazıları, serbest bırakılmaları için aileleri fidye ödeyene kadar işkenceye veya tecavüze maruz kaldı. Diğerleri ise gözaltında şiddet, işkence, açlık veya tıbbi ihmal nedeniyle hayatını kaybetti.

UAÖ Raporu ayrıca Libya’da insan kaçakçılarının Ulusal Mutabakat Hükümeti’yle resmi bağlantılarını ortaya koyarak, çeşitli noktalarda insanların zorla savaştırıldığını tanıklıklarla paylaştı. Rapora göre Libyalı mülteci ve göçmenleri denizde ölüm ve geri itme, Libya’da şiddet, zorla savaştırma, ırkçılık, tecavüz ve gasp gibi ağır suçlar bekliyor.” (HABER MERKEZİ)

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Ford Otosan’da iş yükü katlandı vakalar tırmanışa geçti, işçiler ücretli izin istiyor

SONRAKİ HABER

Aydın Denizli otoyolu için acele kamulaştırma kararı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa