TTB'nin 72 Büyük Kongresi: Salgın yönetiminden kaygılıyız

Türk Tabipleri Birliği (TTB), 72. Büyük Kongresi’ni Bilkent Otel Konferans Salonu bahçesinde, pandemi koşulları çerçevesinde delegelerin katılımıyla gerçekleştiriyor. Kongre alanında koronavirüs salgınında hayatını kaybeden sağlık emekçilerinin fotoğraflarına yer verildi. Yapılan konuşmalarda TTB’ye yönelik baskılar, sağlık politikalarındaki eksiklikler öne çıktı.

“Salgınlara ve Savaşlara Karşı Mücadeleye Devam” sloganıyla iki gün sürecek kongre, divan oluşturulmasının ardından TTB Merkez Konseyi Başkanı Sinan Adıyaman’ın konuşmasıyla başladı. Adıyaman, salgın yönetiminden kaygı duyduklarını ifade ederek, Sağlık Bakanlığı’na öneri ve taleplerini açık mektup yoluyla anlatmak zorunda kaldıklarını söyledi.

TTB Genel Sekreteri Bülent Nazım Yılmaz da 2019 yılında Türkiye’den belge alarak yurt dışına gitmek isteyen hekim sayısının 1042, bu yıl ise eylül ayı ile birlikte 700 olduğuna dikkat çekti.

SİNAN ADIYAMAN: HEKİMLER, GÜVENLİK SORUŞTURMASI BAHANESİYLE İŞSİZ BIRAKILDI

Sağlıkta şiddet yasasının çıkarılması, hekimler ve sağlık çalışanların özlük haklarının iyileştirilmesinin için verdikleri mücadelenin yanı sıra şehir hastaneleri ve TTB’ye yönelik saldırılarla da mücadele ettiklerini söyleyen TTB Merkez Konseyi Başkanı Sinan Adıyaman, şöyle devam etti:

“KHK’lerle ihraç edilmiş ya da güvenlik soruşturması ve arşiv taraması bahanesiyle hiçbir hakiki adli süreç işletilmeden mağdur edilen, işsiz bırakılan, eğitim hakları ellerinden alınan iş yeri hekimliği sertifikaları bile verilmeyen, bu nedenle ekonomik krizi, siyasi krizle çok daha ağır yaşayan hekimler, sağlık çalışanları ve yakınları için hak arama mücadelesine destek verdik. Kovid-19 mücadelesindeki eksikliklere ve hatalara dikkat çekerek salgınla mücadelemizi sağlık çalışanlarının ve toplum sağlığının korunmasını temel alarak sürdürdük.”

"SALGIN DÜNYADA HIZLA YAYILIRKEN TÜRKIYE KISITLAMALARI KALDIRDI"

Salgın ile mücadelede bilimsel yöntemlerle hareket edilmediğini ifade eden Adıyaman, “Dünyada haziran ayının ilk haftasında, 6 milyondan fazla vaka görülmesine ve 400 yüz bine yakın ölüme yol açan Kovid-19 pandemisi devam ederken ülkemizde henüz ilk dalgayı tam olarak atlatmamışken kamuoyunda adına ‘normalleşme’ denilen hızlı bir yeniden açılma sürecini gördük. Salgının sürdüğü bir ortamda kısıtlamaların birçoğu kaldırıldı” dedi.

Adıyaman, Sağlık Bakanlığını sorumlu ve tüm bileşenlerin katıldığı şeffaf bir koordinasyon süreci işletmesi konusunda defalarca uyardıklarını söyledi.  

"SALGIN YÖNETİMİNE, KAYGI DUYDUĞUMUZ KARARLARLA DEVAM EDİLİYOR"

Salgın boyunca Sağlık Bakanlığı ile iletişim sorunları yaşadıklarını, öneri ve taleplerini açık mektuplar aracılığıyla iletmek zorunda kaldıklarını belirten Adıyaman, “Sağlık Bakanlığının kendi ‘Bilimsel Danışma Kurulunun’ mu, ‘Bakanlık bürokrasisinin’ mi yoksa başka bir ‘yetkili kurulun’ mu verdiğini tam olarak bilmediğimiz, 81 yurttaşımızla birlikte sahada olan hekim ve sağlık çalışanlarını doğrudan etkileyen ve bazılarının sonuçlarından kaygı duyduğumuz kararlarla salgın yönetimine devam ediliyor” dedi.

Adıyaman, 43’ü hekim olmak üzere hayatlarını kaybeden 100 sağlık emekçisine ve 7 bin 858 vatandaşa dikkat çekti.  

"GÖREV SÜREM DOLDU AMA YANI BAŞINIZDAYIM"

Salgın alanında yaşanan tüm sorunlara ve sağlık çalışanlarının sağlık haklarına yönelik her türlü saldırıya karşı mücadelelerinin devam edeceğini söyleyen Adıyaman, “Başta hekimler olmak üzere bütün sağlık çalışanlarının sözü, sesi, çığlığı olmaya başardığımızı umuyorum. Görev sürem doldu ama buradayım, yanı başınızda ve omuz başınızda olmaya devam edeceğim” dedi.

BÜLENT NAZIM YILMAZ: 12 EYLÜL’DE ÖRGÜTÜMÜZ KAPATILMIŞTI, 40 YIL SONRA DA TEHDİT EDİLİYORUZ

Ardından TTB Merkez Konseyi Genel Sekreteri Bülent Nazım Yılmaz, faaliyet raporunu sundu.

Yılmaz, Türk Tabipler Birliğinin yaşadığı saldırılara ve sağlık alanında yaşanan şiddete dikkat çekerek “Bu kabusu sağlık çalışanlarına yaşatan iktidarlar karşımızda. Bundan 2 hafta önce 12 Eylül’ün 40’ıncı yılını yaşadık. Ve Türkiye’de bu 40 yıl içerisinde antidemokratik uygulamaların, barışa uzanan kışkırtıcı elin, özgürlüklerimizi kısıtlayan o gücün biraz olsun hafiflediğini söyleyebilir miyiz? 12 Eylül'de örgütümüz kapatılmıştı. Bundan 40 yıl sonra örgütümüze yine aynı tehdit yapılıyor. Cezasızlık bir yana demokrasi, eşitlik, özgürlük mücadelesini görmeyen bir yönetim tarzı şiddeti doğuruyor zaten” diye konuştu.  

"EYLÜL AYI İTİBARIYLA 700 HEKİM YURT DIŞINA GİTMEK İÇİN BELGE İSTEDİ"

Yılmaz, yaşam hakları ihlalleri açısından Türkiye’nin gittikçe kötü bir pozisyona evrildiğini belirterek “2019 yılında 1042 arkadaşımız Türk Tabipler Birliğinden yurt dışında çalışmak için belge istemiş. Yaklaşık 4 tıp fakültesi mezununu yurt dışına gönderiyoruz ve onlar bizden belge istiyor. Eylül ayı itibarıyla da yaklaşık 700 arkadaşımız yurt dışına çıkmak için belge istemiş” diye belirtti.

Türkiye’nin sağlık sisteminin hiç hak etmediği şekilde ilerlediğini ifade eden Yılmaz, “Bu güne kadar Kovid-19 sürecinde Sağlık Bakanı'na sağlık emekçilerinin, hekimlerin, toplum sağlığının ihtiyaçları açısından 33 kez açık mektup yazmışız” dedi.

"SALGINLARLA DA SAVAŞLARLA DA MÜCADELE ETMEYİ BİR AN OLSUN UNUTMAYACAĞIZ"

Hükümetin “Savaş bir halk sağlığı sorunudur” dediklerini unutmadığını ve mesele ettiğini vurgulayan Yılmaz, “Etsinler. Zaten bu konuyu biz de mesele ediyoruz. Salgınlarla da savaşlarla da mücadele edeceğiz ve bunu bir an olsun unutmayacağız. Ama bunu onlar da unutmuyorlar ve işte arkadaşlarımızın çalışma koşullarını zorlaştırmaya, işten atmaya, işten uzaklaştırmaya kadar uzanan müdahaleler yaptılar. Bunu göğüsleyeğiz. Bizim örgütümüz zaten baskıları dayanışma ile göğüsleyen bir örgüt. ‘Savaş bir halk sağlığı sorunudur’ demeye devam edeceğiz. Bunu aklımıza da vicdanımıza da yazdık” diye konuştu. (Ankara/EVRENSEL)

TTB 72. Büyük Kongresini topluyor

Rutkay Aziz ödülünü TTB’ye adadı: Onurlu tabipleri ve sağlıkçıları selamlıyorum

TTB: Yaşama ve yaşatma mücadelemiz tarihsel hekimlik sorumluluğunun gereğidir!