İşçi intiharları | Kansu Yıldırım: Sınıf hareketini yükseltmek gerekiyor
Artan intiharları değerlendiren İSİG Meclisi’nden Kansu Yıldırım, örgütlü mücadeleye ve sınıf hareketinin yükseltilmesine vurgu yaptı.
Fotoğraf: DHA
Ekonomik krizin derinleşmesiyle birlikte işçi ve işsizlerde intihar vakalarında artışlar yaşanıyor. 25 Eylül’de Kocaeli'de 39 yaşındaki dış cephe işi yapan Levent Akar borçlarını ödeyemediği için ofisinde yaşamına son verdi. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'nin (İSİG) verileri; son 7 yılda toplam 433 işçinin iş koşullarından veya işe bağlı nedenlerle intihar ettiğini gösteriyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) araştırmasına göre, her yıl ortalama 800 bin kişi intihar ediyor ve bu intiharların yüzde 79’unun toplumun büyük kesiminin düşük gelirli olduğu ülkelerde gerçekleşiyor.
İSİG Meclisi’nden Kansu Yıldırım, işçi intiharlarının nedenlerini MA'dan Kadir Güney'e değerlendirdi. Yıldırım, örgütlü işçilerin, grev, iş bırakma gibi yollarla mücadele ederek çözümü kolektif bir şekilde aradığını belirterek sınıf hareketinin yükseltilmesi gerektiğine vurgu yaptı.
İŞSİZLİK, BORÇLULUK, PATRON BASKISI...
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre, 2002-2019 yılları arasında 4 bin 801 kişinin geçim zorluğundan dolayı intihar ettiğine vurgu yapan Yıldırım, siyasal krizin ekonomik krizle birleşerek yoğunlaştığı yıllarda intiharların daha da arttığını söyledi. Yıldırım, 2017 yılında 232, 2018 yılında 245 olan ekonomik nedenlere bağlı intihar sayılarının, 2019 yılında 321’e yükseldiğini belirtti.
İşçi intiharlarının üç temel sosyo-iktisadi nedeni olduğuna işaret eden Yıldırım, bunların ise “işsizlik, borçluluk ve patron baskısı” olduğunu ifade etti. Bu nedenlerin salgınla beraber daha da arttığını kaydeden Yıldırım, “İşsizlik hem öznel hem de yapısal olarak yıkıcı olabiliyor. Genç işsizlik ise endişe verici bir seviyede; ne eğitimde ne işte olan genç nüfus büyüyor. Bunun yanı sıra işçilerin ya da işportacı, seyyar satıcı gibi kendi hesabına çalışanlar için borçlu yaşamak hayatın her boyutunu etkiliyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun verilerine göre tüketici kredisi ve kredi kartı borcu son bir yılda yüzde 37 arttı” diye belirtti.
PANDEMİDE BASKI ARTTI
salgınla birlikte baskının farklı bir boyuta ulaştığına dikkat çeken Yıldırım, şöyle devam etti: “Kimi işletmeler virüs nedeniyle ortaya çıkan sorunların mesuliyetini işçilere yıkmak için zorla sözleşme imzalatırken, kimi işletmeler işe alımlarda daha sonra kullanmak üzere istifa dilekçesi imzalatıyor. Şu anda oldukça yeni sayılabilecek, fabrikalarda ve şantiyelerde uygulanan ‘kapalı devre çalışma’ adı altındaki çalışma kamplarının sosyo-psikolojik etkilerinin ileride işçilere nasıl yansıyacağı soru işaretidir. Bilinen tek şey, üretim zorlamasına bağlı olarak işçiler üzerindeki baskı artmış, çok sayıda işçi enfekte olmuştur.”
UZUN ÇALIŞMA, GÜVENCESİZLİK...
Temel olan nedenlere uzun çalışma süreleri, sosyal güvenceden yoksunluk gibi koşulların da eşlik ettiğini belirten Yıldırım, “Bunlar hem tek tek işçiler üzerinde hem de bir bütün olarak işçi sınıfı gövdesi üzerinde boğucu ve bunaltıcı etkisi var. Her bir yük ağırlaştıkça işçilerin yaşama bakışları ve beklentileri de değişiyor” diye konuştu.
Yıldırım, şunları dile getirdi: “İntihar, bir taraftan kişinin ruh ve beden bütünlüğünü yani öznelliğini, diğer taraftan insanın sosyal bir varlık olmasından ötürü toplumsallığını ilgilendiriyor; bundan dolayı tek bir nedene indirgenemez. Ne var ki, modern toplumlarda bireyler toplumsal refahtan sınıfsal konumları ölçüsünde pay alabildiği için, işçi intiharlarında ekonomik duruma bağlı faktörler belirleyicidir”
"ÖRGÜTLÜ İŞÇİLER ÇÖZÜMÜ KOLEKTİF BİR ŞEKİLDE ARAR"
İntiharları ardında yatan sömürü zincirinin görülmediğini belirten Yıldırım, işçilerin günlük yaşamda maruz kaldıkları, “kapitalist şiddet” karşısında savunma mekanizmaları aramaya yöneldiğini ifade ederek şöyle konuştu: “Örgütlü işçiler, grev, iş bırakma, işyeri işgali gibi eylem tipleriyle açıktan patronlara meydan okuyarak çözümü kolektif bir şekilde arar. Hak arayışlarını parti, sendika, komite, dernek gibi yapılar üzerinden formel bir şekilde sürdürürler. Yalnız başına olan işçiler ise, sorunlarını kendiliğindenci yöntemlere başvurarak, kendi başlarına veya eş-dost ilişkileri üzerinden çözmeye çalışır.”
"SINIF HAREKETİNİ YÜKSELTMEK GEREKİYOR"
İşçi intiharlarının önüne geçmek için yöntemlerin geliştirilmesi gerektiğini dile getiren Yıldırım, “İşyerlerinde patron baskısına, işsizliğe ve borçluluğu dayatan toplumsal düzene karşı örgütlendiğimiz ölçüde işçi intiharlarından ve iş cinayetlerinden daha az konuşmaya başlayacağız. Bu nedenle işyerlerinde işçilerin örgütlülüğüne dayalı mücadeleci anlayışla, gündelik yaşamda ise işçileri merkeze alan siyasal dinamizm etrafında sınıf hareketini yükseltmek gerekiyor.” (HABER MERKEZİ)