Socar baskısı Petrol-İş'te kriz yarattı: PETKİM temsilcileri ve 2 sendikacıdan istifa
Petrol-İş’in örgütlü olduğu Aliağa PETKİM’de 7 işyeri temsilcisi ve 2 şube yönetim kurulu üyesi istifa etti. İstifalar sendikal anlayış tartışmalarını gündeme getirdi.
Fotoğraf: Evrensel
Turan KARA
Eren SARAN
İzmir
Petrol-İş Aliağa Şubesinin örgütlü olduğu PETKİM’de 7 işyeri temsilcisi ve 2 yönetim kurulu üyesi istifa etti. Süreç, PETKİM’de yaşanan sorunları ortaya sererken sendikal anlayış tartışmasını da beraberinde getirdi. İstifa eden temsilciler, “Giderek artan sorunlar karşısında şube yönetimimizin adım atmakta atıl kaldığını düşünerek olağanüstü genel kurul talep ettik. Hiçbir talebimiz yanıt bulmayınca istifa etmek durumunda kaldık” dedi.
Temmuz ayında PETKİM tesislerinde yaşanan işletme arızası sonucu bir ünite durmak zorunda kaldı. Yaşanan kazada hiçbir işçiye zarar gelmese de işçi sağlığı ve güvenliği ihlali sayılabilecek bir durumdu. İşçiler ilk etapta SOCAR Holding idaresinin yaşanan arızayla ilgili teknik komisyon kurup, arızanın sebeplerini ortaya çıkarmasını beklerken, şirket idaresinin hamlesi, disiplin komisyonunu toplayıp arızaya sebep olduğu rapor edilen 4 işçiye ceza vermek oldu. Dört kişiden vardiya formeni 25/2 maddesinden işten çıkarılırken, diğer üç işçi 2-3 ay arasında uzaklaştırma aldı.
“ARKADAŞIMIZIN İŞTEN ÇIKARILMASI SON DAMLAYDI”
Yaşanan süreci değerlendiren PETKİM temsilcisi, “Bir arkadaşımız yalnızca işini yaptığı için işten çıkarıldı. Bu PETKİM’de daha önce yaşanmış bir şey değildi. Biz işyeri temsilcileri olarak yaşanan bu durumun iş güvencesini ortadan kaldırdığını düşünüyoruz. Bu konuda yaşanan arızanın ardından sorun gidermeye yönelik bir komisyon kurulması ya da araştırma yapılması gerekirken dört üyemizin disiplin kuruluna gönderilmiş olmasını kabul etmemeliydik diye düşünüyoruz. Disiplin kurulundan çıkan bir arkadaşımızın işten çıkarılması kararı ve bunun ardından bir tepki gösterilmemesi bizim açımızdan bardağı taşıran son nokta oldu” dedi.
Olay gerçekleştiği andan itibaren yaşanan durumun önemini kavramakta temsilciler olarak da geç kalındığını ifade eden temsilciler, “Biz de hemen oraya gitmekte geciktik. Faturanın işini yapan arkadaşlarımıza çıkarılacağını düşünmemiştik. Ancak disiplin kurulu kurulduktan sonra bu kurullara giren temsilci arkadaşlarımız, sorumlu tutulan üyemizin yalnızca işini yaptığına ve ceza almayacağına inanarak davrandı. Şube yönetimi ise buradan kesin bir ceza çıkacak gözüyle kabullenmeci bir yaklaşım sergiledi” diye konuştu. İçlerinde işyeri baş temsilcisinin de olduğu 7 temsilci Petrol-İş Aliağa Şube tarihinde ilk defa yaşanan ve “İş güvencesini yok eden” böylesi kararın sorgulanması gerektiğini, ancak sessizliğin hakim olduğu vurguladı.
“TARTIŞMALARIN ÖNÜ KAPATILIYOR”
Temsilciler “Bize göre tarihi bir olay görünen şeyi şube yönetimi sıradanlaştırmaya çabaladı. Tarihi bir olay çünkü böyle bir olay olmamış daha önce. Üstelik herhangi bir iş güvenliği ihmaline karşı ‘Acaba işten atılır mıyım’ diyerek ikirciklik oluşacak ve iş cinayetlerinin bile önünü açabilecek bir durum yaşanacak. Yine tarihi bir olay çünkü şube yönetimi, temsilcilere ve işçilere rağmen masa başı kararlarla sendika yönetir hale geldi, temsilcilik inisiyatifi yok edildi. Biz yaşananları böyle yorumlarken sendika şube yönetim kurulu ise ‘Yapılabilecek olan en iyi şeyin yapıldığını, en iyi sonucun alınarak 3 kişinin işten atılmasını engellemeyi başardıklarını’ söyleyip, konunun uzaması ve eylemsellik sürecine girilmesi halinde üç kişinin daha işten atılma riskinin olduğunu ifade ederek tartışmaların önünü kapatmaya çalıştı” dedi.
Pandemi sürecinde yaşanan sorunları, TÜPRAŞ sözleşmesindeki hezimeti ve birikmiş eleştirileri de gündeme getiren temsilciler, gerekirse olağanüstü kurultay ile şube yönetiminin bu tarz mücadele biçiminin üyelerinin onayına sunulması gerektiğini ve yönetimin üyelerden güvenoyu almaya muhtaç olduğunu eklediler.
“DERDİMİZ SENDİKAL ANLAYIŞIN DEĞİŞMESİ”
Şube yönetiminin temsilciler kurulunda, PETKİM temsilcilerinin bu tutumunu olağanüstü genel kurul çağrısı olarak görüp bu çağrıyı onaylayıp onaylamadıklarını sorduğunu ancak sorunların çözümüne yönelik bir reçete sunmadıklarını aktaran temsilciler “Sorunu olağanüstü seçim yapılması, koltuk değişimi gibi göstermeye çalışarak sendikanın içinde olduğu yönetim krizinin üstü kapatılıyor. Üyelerin de temsilcilerin de seçme hakkı olduğu gibi seçilenleri geri çağırma hakkı vardır. Yeri geliyor hükümet istifa diyoruz, sendikada bunu demek suç haline getiriliyor. Kaldı ki derdimiz seçimden ziyade var olan sendikal anlayışın değişmesiydi. Bu tarz bir yönetim biçiminin üyelerin onayına sunulmasıydı. Sendika yönetimi, seçildim, dört sene boyunca yaptıklarım konusunda hesap vermem mi diyecektir? Çok tartışmalı TÜPRAŞ, Star ve PETKİM sözleşmeleri geçti. İşyerleri ve sendikal mücadele bir değişim içinde. Önümüze yeni hedefler koyacak bir tartışma gerekli değil mi?” dedi.
Temsilcilerin istifasını sunmasının ardından şube yönetim kurulu toplanarak istifaları onayladı ve yerlerine atama yapıldı. İstifalar genel merkez tarafından da onaylandı ancak yeni bir temsilciler seçimi yapılıp yapılmayacağına ilişkin ise bir açıklama yapılmadı.
“MÜCADELECİ BİR SENDİKA İSTİYORUZ”
İstifa sunan temsilciler “Petrol-İş Aliağa şubesinde 7 temsilci ve 2 yönetim kurulu üyesi istifa ediyor ama her şey normalmiş gibi davranmaya devam ediyorlar. Bu bile içinde bulunulan durumun vahametini gösterir. Temsilci ataması yapmak da normalleşiyor. Yönetim anlayışı ile üyeleri mücadele sürecine dahil etmeyen ve sınıf mücadelesini şirket yönetimi ve sendika yönetimi arasındaki mücadeleye indirgeyen tutumun tezahürü bu durum. İstifaya götüren temel sebep de bu. Ne tabanın ne de temsilcilerin karar alma hakkının olmaması ve inisiyatif tanınmaması durumu” dedi.
İşyerlerinde yaşanan sıkıntılara da değinen temsilciler “Baskı artıyor, teknik konularda da işleyiş açısından da bir dizi sıkıntımız var ve biz temsilciler olarak bunların çözüme kavuşması için uğraşıyoruz. Ancak bizim yapabileceklerimizin de bir sınırı var. Konu şube yönetimini de arkamıza alarak belirli adımları atmaya geldiği zaman, mücadeleci bir anlayışla karşı karşıya kalmıyoruz. Sıkıntımız aslında buydu. Seçime dayalı bir sendika istemiyoruz. Bizim isteğimiz işçilere, Aliağa halkına, ülke gündemine söz söyleyen etkin mücadeleci bir sendikal anlayış ve bu anlayışta ısrar eden bir şube yönetimi” diye konuştu.
TEMSİLCİLERİN ELEŞTİRİLERİ
Temsilciler eleştirilerini 3 başlıkta topladı:
- Sendika yönetimi herkesin malumu olan kendi içindeki anlaşmazlıkları işçilere yansıtır duruma gelmiştir; bu durum karar alınmasını ve eylemsellik dediğimiz sorunlara karşı adım atılmasını engellemektedir.
- Bürokratikleşme eğilimi artmaktadır. Şubenin güvencesinde olması gereken temsilciliğin işlevselliğine, güç kaybını yitirmeye başlamasına dikkat çekmemize rağmen “Temsilciler kendi işini yapmıyor, bize sorun taşıyor” denilerek sorunun kaynağı işveren değil de bizmişiz gibi gösterilmeye başlanmıştır. Öyle ki kendi aramızda anlaşmamız ve ortak hareket etmemize bile sanki anormalmiş gibi yaklaşılmaya başlanmıştır.
- Hem işçi sınıfı ile dayanışma mücadelesi hem de çevre mücadelesi başta olmak üzere toplumsal mücadelede, ayağı da aksamaya başlamış, geri kalınmıştır. Son olarak da yaşadığımız olayda üye arkadaşlarımız “İşini yaptığı için” ceza alırken bu konuda hiçbir şey yapmamak, tek laf dahi etmemek, kınama bile yapmamak ve bu konuda bir şey yapılmasını isteyenleri de “Daha büyük sorunlara yol açacak olmakla suçlamak” bardağı taşıran son damla olmuştur.
{{404693}}