27 Eylül 2020 23:12

Emekli öğretmenden mektup: Yoksulluk, bu çocukların suçu mu?

Emekli Öğretmen Zehra Kaya: İnternet eğitimi eşitsizlik yaratıyor. Yoksulluk, bu çocukların suçu mu? Öğretmene de zulüm bu internet uygulaması, enerjisi tükeniyor öğretmenin.

Fotoğraf: MA

Paylaş

Emekli Öğretmen Zehra KAYA
Uşak

Birkaç gün önce gördüğüm manzara bu yazıyı yazmama neden oldu. Torunum Tezcan ve iki arkadaşı, ellerinde oyuncak tabancalarla geldiler, bahçede savaşçılık oynayacağız diye. Ki biz torunumuza hiçbir zaman oyuncak tabanca almadık. Okulların açılmaması, yüz yüze eğitimin olmaması çocukları büyük onarılmaz bir boşluğa itiyor.

İzliyorum da internetle olacak iş değil. Salgın bahane edilmesin, çareleri yaratılır. Örneğin o kadar cami var, korona nedeniyle parmakla sayılacak kadar kişi geliyor. Bölünüp sınıflar yapılabilir. Dükkan olarak yapılmış pek çok boş yer var. Müftülük binası da uygun. Uygulaması da var. Yıl 1940 Isparta. Gönen Köy Enstitüsü açılacak bina yok. Gönenliler diyorlar ki camiyi yeni yaptık okul olsun, cahil kalmasın çocuklarımız ve iki yıl köy enstitüsü eğitimi camide veriliyor. Araştırılabilir. Ayrıca internet eğitimi eşitsizlik yaratıyor. Yoksulluk, bu çocukların suçu mu? Öğretmene de zulüm bu internet uygulaması, enerjisi tükeniyor öğretmenin. Yazık bu ülkenin insanlarına. Kara tahta neyinize yetmiyor? Makine uğruna halkın parası yabancı şirketlere savruldu.

Çocuk bu, sürekli evde tutamıyorsun. Belki koronalı bir kişiyle temas ediyor. Okulda olsa güvenli ve düzenli bir yaşantı olacağı kanısındayım. En yadırgadığım konu eğitim öğretimle ilgisi olmayan yakınlarının bu çocuklara öğretmenlik yapmaları. Yanlış bir öğrenme ömür boyu sürer. İlköğretim evin temeli gibidir. Temel ne kadar sağlam olursa her türlü güçlüğe direnir.

Geçen yıllarda izlediğim abartılı ev ödevleri okuma alışkanlığını köreltiyordu. Yeri gelmişken söyleyeyim, Sivaslıya neden görkemli bir müftülük binası yapıyorlar da, niye geniş bir kütüphane yapılmıyor? Bugünlerde en gereksinim duyulan yer. 8 yaşındaki çocuğa test uygulatmak, yarışma yapmak (okuma) doğasına ters. Öncelik temizlik ve beslenme ana ders olmalı. 

Bayramlar angarya olarak görülüyor, oysa öğrencinin topluluk önünde şiir okuması, halk oyunu oynaması, resmi geçit töreninde yürümesi, veli için yaşamının en tatlı anlarıdır. Tüm tedbirler alınıp yüz yüze eğitim öğretime tez zamanda başlanmalı yoksa sonu hepimiz için felaket olacak.

ÖNCEKİ HABER

Kocaelili liseliler: Uzaktan eğitimde dersleri anlayamıyoruz

SONRAKİ HABER

Türkiye'de son 24 saatte 68 kişi Kovid-19 nedeniyle yaşamını yitirdi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa