30 Eylül 2020 02:00

The Devil All The Time

İkinci Dünya Savaşı’ndan 60’ların sonuna kadar süren bir zaman çizgisiyle ilerleyen filmin odaklandığı nokta halkın dini inançlarının istismarı ve din adamlarının halk üstündeki manipülasyonları.

Kaynak: The Devil All The Time resmi Youtube fragmanından ekran görüntüsü alınmıştır.

Paylaş

Ali YILDIZ

Selinay UZUNTEL

İstanbul

Geçtiğimiz haftalarda izleyiciyle buluşan, Donald Ray Pollock’un aynı adlı kitabından uyarlanan Amerikan yapımı psikolojik gerilim filmi “The Devil All The Time” eleştirmenlerden olumlu tepkiler aldı. Yetenekli ve tecrübeli oyuncu kadrosuyla dikkatleri üzerine çeken film merakla bekleniyordu. İkinci Dünya Savaşı’ndan 60’ların sonuna kadar süren bir zaman çizgisiyle ilerleyen filmin odaklandığı nokta halkın dini inançlarının istismarı ve din adamlarının halk üstündeki manipülasyonları. Film Ohio ve Batı Virginia’nın taşra kesimlerinden gelen bir grup insanın hikayelerinin nasıl kesiştiğini ve dinin bu hikayelere olan etkilerinden bahsediyor.

SAVAŞIN KASVETİ

İlk olarak film 2. Dünya Savaşı sonrasında insanların psikolojik durumunu gözler önüne serecek türden sekanslarla bizi dönemin atmosferine sokarak, karakterlerin düşünce yapısını daha basit bir biçimde anlatıyor. Fakat düşündüğümüzün aksine savaştan sonra hayatta kalanlar psikolojik açıdan çöküş içerisine girdiği için hal ve hareketlerindeki dengesizlik gelişiyor. Bu durum filmdeki gerilim atmosferine başarılı bir destek sunuyor. Savaş sonrasında sadece kin ve nefretle dolu olan erkekler evlilikte de aradığı sakinliği ve huzuru yakalayamıyor. Bunun sonucunda da inancı en zayıf olanlar bile dini çıkış yolu olarak görüyor. Maddi açıdan tüm dünya için zor bir dönem olduğundan günün büyük çoğunluğu çalışmakla geçiyor ve geri kalan zamanda da ibadet ediyorlar. Manidar bir şekilde, huzur aradıkları için dine yönelen insanlar aldıkları bu kararın ardından şiddete meyilli hareketler, daha vahşi eğilimler sergiliyor. Çocuklarıyla yeterince ilgilenemeyen ebeveynler filmin ilerleyen bölümlerinde gösterildiği gibi çocukların içine kapanık ve hırçın olmalarına sebep oluyorlar. Filmin baş kahramanı Arvin, kasvetli ve dine karşı önyargılı bir biçimde büyüyor, filmdeki çatışmayı körükleyen temel etken de bu oluyor.

Kasabanın manevi ve dini duygularının yükselişte olduğu dönemde kasaba kilisesinde geçen olaylar oldukça dikkat çekici. Eski pederin akrabası olduğu için görevi devralan yeni peder, göreve başladığı ilk gün kasaba halkının maddi kaynaklarını zorlayarak yaptığı en güzel yemekleri tadıyor. Bu kesim içindeki insanlarsa pedere götürdüğü yiyeceklere nadiren erişebiliyor. Buna rağmen pederin kibirli tavırları, kasaba halkını aşağılayan hareketleri ve söylemleri rahatsız edici olsa da insanların inancını zedelemiyor ancak Arvin bu kesime dahil değil. Aksine ana karakterin pedere ve dine karşı olan tavrının daha da katılaşmasına sebep oluyor. Pedere ve dine olan öfkesi, pederin kız çocuklarına karşı sapkın tavırlarını inceleyip, pedofili olduğunu anladığında doruk noktasına erişiyor.

“BAZI İNSANLAR SADECE GÖMÜLMEK İÇİN DOĞAR”

Filmde Arvin’e temas eden karakterlerin neredeyse hepsinin geçmişi bir şekilde kirliydi. Karakterlerin  kimisi intihar ederek kimisi tanrı adına kurban edilerek kimisi de cinayet kurbanı olarak öldü.  Ancak bizim aklımızda şerif karakterinin “Bazı insanlar sadece gömülmek için doğar” repliği takılı kaldı. Kim bu bazı insanlar?  Bizce bu karakterlerin her birisi toplumdaki kesimleri temsil ediyordu. Bugün, Türkiye’de ve dünyada ölenler ezilenlerin içinden. İktidarların ve uyguladıkları politikaların sonucu asıl suçlular filmde gösterildiğinin aksine mutlu sonlara sahip oluyorlar. Fakat maalesef gerçek hayatta gömülmek için doğanlar insanca yaşama koşullarına zaten erişemeyen, ezilmiş insanlar oluyor.

“BARIŞI SELAMLAMAK”

Filmin bütünü, yozlaşmış dini ritüellerini ve şiddet arasındaki ilişkiyi tartıştırmaya çalışmakta. Karakterler 2. Dünya Savaşı’nın etkilerini ve Hitler'i gündelik yaşamlarının parçası haline getirmiş, böylece savaşın psikolojik etkisi bizlere hissettirilmeye çalışılmış. Filmin sonuna geldiğimizde ise savaşın hezimetiyle büyüyen Arvin, Vietnam Savaşı öncesi ortaya çıkmaya başlayan “barış yanlıları’ndan birinin aracına binip uzaklaşıyor. Vosvos model araç kadrajdan yavaş yavaş uzaklaşırken film manidar bir kapanışla son noktayı koyuyor.

ÖNCEKİ HABER

Kızıl Meydan'da yankılanan ses: Sûsika Simo

SONRAKİ HABER

Adana'da 9'uncu kattan asansör boşluğuna düşen market çalışanı hayatını kaybetti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa