30 Eylül 2020 02:00

“İşsiz kalmak en büyük korkum”

“Mesailerin yoğun olduğu zamanlarda ayda 2-3 kez dışarı çıkıp gezip eğlenirdim. Mesai olmayınca mahalleden dışarı çıkamazdım.”

Fotoğraf: Museums Victoria/Unsplash

Paylaş

Tuzla’dan işçi genç

İstanbul

İşçilerin en çok zaman geçirdikleri yer fabrikalarıdır. Orada yaşadıkları deneyimler, aldığı ücret ve çalışma koşulları yaşamında önemli etkiler yaratıyor. Kimi zaman geleceğe dair yapacağı planı etkiliyor, kimi zamansa almayı düşündüğü evin-arabanın biçimini değiştiriyor. Gelecek kaygısı, işsizlik korkusu işçi gençlerin iş deneyimindeki “tecrübesizliği”, çalıştığı atölyede ya da fabrikadaki çalışma durumuna ikna olmak, yetinmekle geçiyor.

Tuzla Endüstri ve Ticaret Serbest Bölge’de bulunan bir metal fabrikasında bir hafta önce işe başlayan Fuat da gelecek kaygısıyla yaşayan bir genç işçi. Yaklaşık 5 senedir atölyelerde çalıştığını söyleyen Fuat 22 yaşında. Tekstil ve plastik conta üreten atölyelerde çalışmış, 8 ay önce askerliğini tamamladıktan sonra iş bulamamış. Yeni başladığı fabrikada da uzun süreli çalışmak, geleceğine dair kaygı duymamak istiyor. İlk defa sendikalı bir fabrikada çalışacağını söyleyen Fuat, “sendikayı pek bilmem, ama görüşmeye geldiğimde maaşıma katkısı olacağını söylediler, başka da bilgi vermediler” diyor.

“STAJDAN FARKI YOKTU”

Tekstil atölyelerinin işçi gençler için angarya işlerin sorumluluğunun verildiği işyerleri olduğunu ifade eden Fuat “ortacı olarak işe başladım. Makinalara kumaş dağıtıp, çöpe gidecek fazlalıkları topluyordum. İşler yoğun olmadığında ustaların bireysel işlerini yapıyordum. Kimi sigara aldırmaya gönderirdi kimi çay isterdi. Yaşça büyük oldukları için saygısızlık etmedim. Ütücü olmak için başladığım atölyede getir götür işleriyle vaktim geçti” diyor. Ortacılığın meslekle alakası olmadığını ve bir makina üzerine yoğunlaşıp kalifiye işçi olmak istediğini söyleyen Fuat “tekstilde çalıştıktan sonra conta üreten atölyeye başladım. Orada en azından pres bölümünde çalışıp bir şeyler öğrenirim diye niyetlendim. Ama tekstil atölyesindeki ortacılıktan farkı yoktu. Teflon tozu diye hammadde var. Preslerde kullanılıyor. 3 sene boyunca 70 kiloluk varilleri taşıyıp toz elemekle geçti. Ara sıra da fırın bölümünde çalışıp sıcak contaları raflardan çıkartıyordum. Meslek lisesindeki stajımdan farkı yoktu. Benim de iş hayatındaki stajım bu oldu.”

DÜŞÜK ÜCRET YÜKSEK MESAİ

Çalıştığı yerlerde aldığı ücretin, asgari ücreti geçmediğini belirten Fuat “Tekstilde asgari ücretin de altında maaş alıyordum. Conta atölyesinde asgari ücretle başladım. Üç sene çalıştım ama maaşım hep asgari ücret olarak kaldı. Yıl sonunda zam olacak mı diye beklerken patron fazlasını veremeyeceğini söyledi. Zaten asgari ücrete zam yaptılar deyip gönderirdi. Biraz daha fazla maaş alalım diye mesailere kalırdım. İşler yetişmediği için sürekli mesai olurdu. Patron da mesai ücretlerini yüksek tutmuştu. Mesaiye kalmayı cazip hale getirmişti. 16 saat çalıştığım haftalar olurdu. Elime biraz iyi para geçsin diye çok çalıştım. Mesailerin yoğun olduğu zamanlarda ayda 2-3 kez dışarı çıkıp gezip eğlenirdim. Mesai olmayınca mahalleden dışarı çıkamazdım. O kadar çalışıyorum bir arabam olsun diye hayalim vardı. Aldığım maaşla alma şansım olmadığı için kredi çektim. Arabayı aldım ama kredileri hala devam ediyor.”

“İLK DEFA SENDİKAYA ÜYE OLDUM”

“Bu fabrikaya ilk başvurduğumda maaşların yüksek olduğunu söylemişlerdi. Görüşmeye geldiğimde saat ücretinden, ikramiyeden, yakacak parasından bahsettiler. Hesap yapmak zor oldu. Ay başında elime ne kadar para geçeceğini sorduğumda 3200 TL dediler. Ben de kabul ettim. Normal maaşım yine asgari ücret ama borçlarımdan kaynaklı elime geçecek toplam paraya odaklandım. Sendikalı olmanın en azından alacağım ücreti yükselttiğini görmüş oldum.” İşe başladıktan sonra sendika temsilcisinin bölüme gelerek sendikaya üye nasıl olacağını anlattığını söyleyen Fuat “önce yanımıza geldi tanıştık. E-devlet üzerinden sendikaya üye olduk. Bir arkadaşımız üye olmak istemediğini söyleyince ‘seni yarın işten atarlarsa sahip çıkmayız’ diye uyarıda bulundu. Ayrıca sendikaya üye olmazsak maaşımızın düşeceğini, sosyal yardımları alamayacağımızı söyledi. Biz sendikanın önemini öğrenmek isterken, temsilci tehdit eder gibi sözler söyledi. Bölümümüzde yaşayacağımız sorunları kimseyle paylaşmamamız gerektiğini, dedikoduların fabrikaya zarar verdiğini anlattı. Sendikalı olmanın avantajını maaşımızın yüksek olmasından başka bir işe yaramadığını düşünüyorum. Artık zaman geçtikçe sendika başka ne işe yarar görmüş olacağız”

8 aydır işsiz kaldığını hatırlatan ve başladığı işi kaybetmek istemediğini söyleyen Fuat “22 yaşındayım ve kendi geleceğime dair planlar yapmak istiyorum. Bunun için çalışmam ve işsiz kalmamam lazım. Mahallemde işsiz arkadaşlarım var. Sadece dışarıya çıkıp çay içmek isteseler 20 TL gidiyor ceplerinden. İşsiz kaldığım her gün geriye doğru gittim. Bizim gibi gençlerin en büyük sorunu işsizlik olmuş. Hayattaki en büyük korkumuz da işsiz kalmak maalesef” diyerek sözlerini sonlandırdı.

ÖNCEKİ HABER

Bir varmış bir yokmuş

SONRAKİ HABER

Umut bizde tükenirken patronda artıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa