30 Eylül 2020 02:00

Pandeminin pençesinde aile, ailenin pençesinde biz

Ailelerimizin pandemi sürecini perde olarak kullandığını, eve giriş çıkışlarımıza daha çok karıştıklarını gördük.

Fotoğraf: Pngtree

Paylaş

Havin TORGUT

Yaren TOSUN

Eyüp/İstanbul

Pandemi sürecinde çoğumuz ailelerimizle daha fazla vakit geçirme zamanı bulduk ve birbirimizin özelliklerinin, düşüncelerinin, bakış açılarımızın farklılığını daha net görebildik. Ailelerimizin bizi anlayamaması nedeniyle de çatışmalarımızın arttığı bir dönem oldu. Bizim de çevremizde çokça şahit olduğumuz olaylar da gösteriyor ki bu süreçte yaşanan işsizlik, ekonomik krizin yükünün artışı, aile bireylerinin pandemi sürecinde de çalışmaya devam etmesi, geçinememe kaygısı, her an işten çıkarılma korkusuyla da oluşan bu stres aile içindeki gerginlikleri arttırdı. Ebeveynler arasında yaşanan ikili sürtüşmeler arttıkça biz gençler de daha çok etkilendik.

EV İŞLERİ, “DERS ÇALIŞ” BASKISI

Bizler kendimizi özgür bir birey gibi hissetmiyoruz çünkü aile baskısının gölgesi hep üzerimizde. Kendimizi toplumda kendi istediğimiz bir birey gibi var edemiyoruz, genç kadınlar olarak çoğu zaman dışarıda kendimizi güvende de hissetmiyoruz, aile içindeki çatışmalar ve dayatmalar da bunların üzerine tuz biber oluyor. Arkadaşlarımızla da sohbet ettiğimizde ailelerimizin pandemi sürecini perde olarak kullandığını, eve giriş çıkışlarımıza daha çok karıştıklarını gördük. Bir başka nokta da şu an yüz yüze eğitimden de uzak olmamızdan, “ders çalış” sıkıştırmalarının artması. Evden çıkamadığımız için sürekli yüz yüze geliyoruz “online eğitime katıl” cümlesini her an işitiyoruz. Online eğitime katılsak dahi sistemin çökmesi, bizi dersten otomatik atması durumuna inanmayıp bunun ders çalışmamaya bahane olamayacağını söylüyorlar. Onların bu stresi biz gençlerin ev işlerinin büyük çoğunluğunu yapma gerekliliği, kardeşi olanlarda kardeş bakımını üstlenme yönündeki zorunluluğu doğuruyor. Bunlar artık günümüzün büyük çoğunluğunu kapsadığı için kendimize zaman ayıramama durumu çok can sıkıcı bir hal alıyor.

Yaşadığımız bu sorunların hepimiz farkındayız. Ama bu sorunlar karşısında yine de umutsuzluğa kapılmayıp bizlere her ne kadar buluşabileceğimiz bir ortam sunulmasa da parklarda, bahçelerde; bulunduğumuz, görüşebildiğimiz her ortamda bir araya gelmenin yollarını zorlamalıyız. Bir araya geldikçe, ortak problemlerimizi konuşup, tartışıp birlikte üstesinden gelmeye çalıştığımızda güçleneceğimizi göreceğiz.

ÖNCEKİ HABER

“Evlen, evinde okursun”

SONRAKİ HABER

Gerçeği ve doğruyu savunmanın “acayipliği”

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa