30 Eylül 2020 02:00

Gerçeği ve doğruyu savunmanın “acayipliği”

Bilim ve gerçekler egemenlerin işine yaramadıkça çıkarlarına yama yapmak için kullandıkları pelerinden ibaret olabilir. Gerçeği ve doğruyu savunmanın sorumluluğu ve sonuçları ortadadır.

Fotoğraf: Sj Objio/Unsplash

Paylaş

Baran ÖZ

İzmir

Hükümetin uzun süre ağzında sakladığı bakla küçük ortağının ağzından adeta ortalığa saçıldı. “Türk Tabipler Birliği, bugünkü hassas dönemde, insan ve toplum sağlığı hakkında asılsız şaibe ve şüpheleri körüklemektedir. Bu nedenle Tabipler Birliği derhal ve gecikmeksizin kapatılmalıdır.” Aslında devlet aracılığı ile kurulan bir meslek örgütünün bu dönemde artmakla birlikte önceki dönemlerden beri kapatılmak ve yok edilmek istenmesi acayip bir olay olsa gerek. Amma velakin acayip bir mevzu değildir.

Salgının düşüş eğiliminin güçlendiği mayıs-haziran aylarından Sağlık Bakanı’nın “Verileri doğru açıklamadığımızı nereden bileceksiniz?​” dediği günlere gelmemiz üç aydan beri olabilirliği görülen bir tabloydu. Fabrikaların karantina günlerinde bile çalışmaya devam ettiği, yaşlıların, beyaz yakalıların ve gençlerin ev hapsine gönderildiği yanlış bir karantina uygulaması ertesinde gelen “kontrollü” açılma dönemi geçirdik. Sınavların yapıldığı, seyahatin, bayram kutlama ve etkinliklerinin kalabalık bir biçimde gerçekleştirildiği turizmin teşvik edildiği bir dönem. Tüm bu sürecin ertesinde geriye tek bir soru kaldı: Ankara mı Wuhan İstanbul mu?

BİLİMSEL VE ŞEFFAF YÖNETİM İÇİN MÜCADELE ALANI

Bu koşullarda Türk Tabipleri Birliği salgının öngününden beri mücadelenin gerekliklerini topluma ve hükümete iletmek konusunda gereken bütün uyarıları yaptı. Salgının başlarında kişisel koruyucu ekipman sağlanmasında ivedi olunması, salgın verilerinin şeffaf olarak açıklanması, filyasyon çalışmalarının semt, iş yeri ve çeşitli sektörlerin katılımı ile kapsamlı örgütlenmesi, salgın ile mücadelede en ön safta olan emekçilerin düzenli test olmasına, sağlık emekçilerinin özlük haklarını iyileştirilmesi ve iş barışının korunması için ek ödemelerin hakkaniyetle dağıtılmasına, sağlık emekçilerinin salgın dönemi ile ortaya çıkan ulaşım ve konaklama taleplerinin yerine getirilmesi gibi birçok çağrı Türk Tabipleri Birliği tarafından gerçekleştirildi. Ve son olarak da sağlık çalışanları tükendiği ve hükümetin bu süreci yönetemediği. TTB’nin bu çağrıları sadece hekimler değil, diğer sağlık çalışanları ve toplum nezdinde de itibar gördü.

Peki TTB bu açıklamaları haybeye, hükümetin ayağını kaydırmak amacı ile mi yapmakta? Hayır. Bir hekim örgütü olarak TTB kendi kurulma sebepleri neticesinde bu çağrıları yapmaktadır. Bunlar:

-Türkiye halkının sağlığını korumak, geliştirmek ve herkesin kolay ulaşabileceği kaliteli ve uygun maliyetli sağlık hizmeti için çalışmak.

-Meslek ahlakını en iyi şekilde korumak

-Mesleğin, üyelerinin maddi, manevi haklarını korumak için kurulmuştur.

Böyle görevleri olan bir meslek örgütünü salgının bilimsel ve şeffaf yönetimi ile çalışanların özlük haklarının iyileştirilmesi ve güvenceli çalışma koşullarının sağlanması için yaptığı çaba birbiriyle örtüşmektedir. O yüzden artık diğer tarafın durumunu değerlendirme gerekliliği ortadadır.

SALGINLA MÜCADELE SADECE HASTANELERDE DEĞİL

Salgın koşullarının tekrar ağırlaştığı, Covid-19’un yoksul mahalleleri ve fabrikaları kasıp kavurduğu, hastalığa yakalanan nüfusun %30’unun sağlık emekçileri olduğu şu zamanda en küçük gerçeği bile hatırlatmak hükümetin tüylerini diken diken etmektedir. Gerçekse şudur ki; Türkiye salgın ile mücadeleyi başarılı şekilde gerçekleştirmedi ve bunun ceremesini en çok geniş işçi kesimleri ve sağlık emekçileri çekmektedir. Emekçiler bu dönemde ölmekte, yakınlarını kaybetmekte, işsiz ve aç kalmakta, hastalanıp yataklara düşmektedir.

Meseleye bakışı genişlettiğimizde şu göz önündedir. Salgın ile mücadele hastane değil hastane dışında olan bir mücadeledir. Ulaşımda, iş yerlerinde, okullarda, hastanelerde, mahallelerde, devlet dairelerinde gerekli önlemler alınması, kapasite artırımları yapılması, özel kurumların kamulaştırılması, kısa bir dönem için esnek çalışmaya geçilerek temasın önüne geçilmesi, konaklama ve ulaşım ihtiyacı derinleşen mesleklere bu desteğin verilmesi ve halkın Covid-19 ile yaşadığı maddi kayıpların karşılanması gerçekleştirmeden salgın ile mücadele edilemez. Salgının yarattığı kayıpların da önüne geçilemez.

NEDEN KAPATILMAK İSTENDİ?

Alınmayan her önlem yapılan her düzenleme belli bir tercihe işaret etmektedir. İşçileri ayda 1070 liraya, sürü bağışıklığına terk ederken patronlara milyonlar akıtılması, fabrikaların hastalığın yayılma mekanları haline gelmesi, turizmin başına bir hal gelmesin diye sınavları öne çekilmesi hangi kesimlerin korunduğu hangi kesimlerin ateşe atıldığını göstermektedir. Sadece emeğe bakış değil bilim ve gerçekleri ele alışta sınıfsal tercihi göstermektedir. Bilim ve gerçekler egemenlerin işine yaramadıkça çıkarlarına yama yapmak için kullandıkları pelerinden ibaret olabilir. Bu pelerini indirmek tekellerin ve hükümetinin çıkarlarını açığa çıkarmak da muhatabı kişilerin canını sıkabilir. Örneğimizde olduğu gibi…

Emperyalist kapitalist sistem demokrasinin tümden inkarına dayanmaktadır. Bütün ülkelerde salgın sınıfsal tercihler, ekonomik çıkarlara göre yönetildi. Gerçekleri söyleyen, eleştiren, meslek etiğine dikkat çeken birçok kurum çeşitli baskılara uğradı. Bunun bizim ülkemizdeki yöneticilerden ibaret olmadığı İngiltere’de Fransa’da Brezilya’da birçok ülke de görüldü. Ülkemizde TTB’ye karşı yapılan bütün kovuşturmalarda hükümetlerin kendilerinin tanıdığı tıbbi ve meslek etiğine uyamayacak kadar kontrollerini kaybetmiş, etik kuralları çıkarları önlerinde engel gördükleri bir niteliğe kavuşmalarının sonucudur. Bu yüzden TTB ülkemizde birçok insan hakkı ihlali karşısındaki tutumu sebebiyle kapatılmaya çalışılmıştır. İdamlara, savaşa, işkenceye, salgına karşı onlarca açıklaması egemenlerin örttüğü pelerini kaldıran bir niteliğe kavuşmuştur. Gerçeği ve doğruyu savunmanın sorumluluğu ve sonuçları ortadadır. O yüzden yaşananlar “acayip bir mevzu” değildir.

ÖNCEKİ HABER

Pandeminin pençesinde aile, ailenin pençesinde biz

SONRAKİ HABER

Mühendisliğin ve ülkenin kodları

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa