30 Eylül 2020 03:00

Emre GÖKMEN

İzmir

Geçtiğimiz haftalarda İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) ve Genç-İMO arasında düzenli olarak yayınlanan Genç İMO E-Bülten dergisinin yayın aşamasında çıkan problem tartışmaya neden olmuştu. Öğrenciler dergi için önemli hazırlıklar yaptığı halde dergide bu yazıların çok azının çıkması ve merkez yönetim ile öğrenciler arasında kopukluk olması gibi nedenlerden dolayı bu tarz sıkıntıların çıktığının iddia edildiği bir hafta sonrasında bizler de Dokuz Eylül Üniversitesi 1. sınıf İkinci Öğretim Genç-İMO Temsilcisi Duygu Öngün ile bu tartışmanın yansımaları, mühendislik fakültelerinin sorunları ve geleceği üzerine sohbet ettik.

İlk olarak iletişimin insanlar için oldukça önemli olduğuna vurgu yaparak başlayan Duygu: “Her fikir dikkate alınmalı, her öğrencinin talebi önemsenmeli. Bunun için de ihtiyaç olan şey düzenli ve verimli bir iletişim ağıdır.” diyor ve basın özgürlüğünden düşünce özgürlüğüne, demokratik haklara sahip çıkmak isteyen bir örgütün buna daha dikkatli yaklaşması gerektiğini düşünüyor. Sürecin böyle işlemediği takdirde örgütün değil kişilerin fikirlerinin ön plana çıkacağını belirten arkadaşımız: “Yeni üye kazanmanın da en büyük engelleri bunlar olabiliyor. Kimse önemsenmeyeceği bir yere üye olmak istemez.” diyor. Daha net bir çözüm olarak düzenli ve geniş toplantılarla fikirleri toplamak ve üst kurullarda tartışmak yöntemini önerdiğini söyleyen Duygu, güncel gelişmeler ışığında bu toplantıların sıklığının değişmesi gerektiğini ve yapılan etkinliklerde vizyonun daha geniş tutulması, toplumsal olaylara dair örgütlenmenin hedeflenmesi gerektiğini belirtiyor. Yeni yönetime öneri olarak üyelerin güvenini garantiye almalarını ve onları değerli gördüklerini hissettirmeleri gerektiğini düşünüyor. “Düşünce ve fikir özgürlüğü esas alınmalı, bu aynı zamanda toplum içinde böyle.” diye ekliyor.

“TOPLUMSAL BİR ÖRGÜTLENMEDEN KORKUYORLAR”

Söz topluma gelmişken iktidarın meslek örgütlerine ve topluma yönelik saldırılarına değinmeden geçemiyoruz. “Bir düzen istiyorlar ve bu düzen tekçi bir düzen. Muhalefetin kurmak istedikleri düzeni bozmasını istemiyorlar. Bu yüzden muhalif her sese saldırı içerisindeler.” diyen Duygu, “İktidardan gitmekten korktukları için böyle yapıyorlar. Ama onları götürecek güç toplumsal bir örgütlenme olacaktır.” diye ekliyor. İnsanların örgütlü olduğu koşullarda daha iyi şeyler elde edebileceğini söyleyen arkadaşımız: “Örgütlü olmak hem işleri kolaylaştırır hem de insanları geliştirir. Bu örgütlenmeler geliştirilip daha geniş kitlelere ulaşmalıdır” diye ekliyor. Kendisinin de Genç-İMO’da görev almasına örgütlenmeye dair fikirlerinin öncülük ettiğini belirten Duygu, fakültedeki öğrencilerin sorumluluk almaktan ve üye olmaktan kaçınmalarından da yakınmadan edemiyor.

MÜHENDİSLİĞİN BİNBİR HALİ

Mühendislik bölümlerinin hem okul hem de meslek hayatında kadınlara yönelik taciz, şiddet, mobbing ve ayrımcılık gerçeklerine dair tepkisini dile getiren Duygu: “Aynı koşullar, aynı emek, aynı puanlarla girdiğimiz okulda ayrımcılığa anlam veremiyorum. Hem kadın öğrenciler bizim bölümde daha başarılı, sınavlarda ilk üçü kadın öğrenciler dolduruyor. Yapılan bu ayrımcılık bizi daha başarılı olmak için kamçılıyor.” diyor. Hocaların ayrımcı ve cinsiyetçi söylemlerinden de rahatsızlığını dile getiren arkadaşımız bu tarz durumların öğrencileri çok etkilediğini ve yaygınlaştırdığını söylüyor. İş hayatında kadınların büyük travmalar yaşadığını düşündüğünü belirten Duygu, “Bizim gibi küfür et!” baskısı, taciz ve şiddet boyutuna ulaşan mobbinglerin meslek hayatına devam etmede karar değiştirmeye neden olduğunu aktarıyor. “Zeka, yetenek ve beceri cinsiyet farklılığıyla ölçülemez.” diyen Duygu: “Mühendislik ataerkil bir meslek gibi görünsede birçok kadın bu işte çalışıyor ve bu travmaları yaşıyor. Kadınlar her yerde bu durumlara karşı mücadele etmeli.” diye ekliyor.

Son olarak son dönemlerde mühendislik fakültesi mezunlarının işsizlik oranları ve düşün ücretlerle mecburi çalışmalarına değiniyoruz. “Sürekli yeni üniversiteler açılıyor. Kontenjanları bile dolmuyor. Ve üstüne her sene çok fazla mezun veriyor. En başta bu kısmın planlanmasında sıkıntı var.” diye konuşan arkadaşımız, işverenlerin de deneyimli eleman almak istediğini fakat üniversitelerin yetersiz eğitiminden dolayı nitelik anlamında yetersiz mezun olan mühendislerin fazlalığının altını çiziyor.

Evrensel'i Takip Et